Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde tüm bu açıklamalar ışığında; kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı takdirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu ve delil bulunmamaktadır....

ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına olacağına kanaati ile davanın kabulü ile yatılı kişisel görüşün kaldırılmasına ve çocukla baba arasında yatılı olmayacak şekilde sınırlı şekilde şahsi ilişki düzenlenmesine karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karra verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki ve iştirak nafakasına artış uygulanmaması yönünden davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı, vekalet ücretine hükmedilmemesi ile kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı- karşı davalı erkeğin velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince 31.10.2018 tarihli ilk karar ile tarafların ortak çocuklarının velayeti anneye verilmiş, baba ile kişisel ilişki kurulmuştur....

    Mahkemece velayetin değiştirilmesi talebi reddedilmiş, kişisel ilişki kurulmasına ilişkin talep ise " her ne kadar sosyal inceleme raporunda müşterek çocukla şahsi ilişki kurulması yönünde görüş bildirilmişse de, davalı-karşı davacının yargılama aşamasında gelirine ilişkin bilgileri gizlediği, tanık ayarlayarak davacı-karşı davalının fotoğraflarını çektirdiği, müşterek çocukla uzun süre ilgilenmediği ve babalık sorumluluğu taşımadığı, nafaka ödememek için kötüniyetli hareket ettiği" gerekçesi ile reddedilmiştir. Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK.md. 323). Türk Medeni Kanununun 324/2 maddeleri uyarınca kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2021 NUMARASI : 2021/156 ESAS, 2021/841 KARAR DAVA KONUSU : ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 31/08/2018 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuk 02/07/2016 doğumlu Berra'nın velayetinin anneye verildiğini ve çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesis edildiğini, müvekkilinin bugüne kadar çocuğun baba ile görüşmesine karşı çıkmadığını ancak davalı babanın üzerine düşen sorumluluklarını yeterince yerine getirmediğini, kişisel ilişki hakkını kullandığı sırada özensiz davranışlar sergilediğini, çocuğun daha önce baba ile yatılı şekilde kalmadığını, bu nedenle...

      Cumartesi günü sabah 09:00 aynı gün akşam 19:00 saatleri arasında yanına alarak kişisel ilişki kuracaktır, müşterek çocuk ile yine dini bayramların (Ramazan ve Kurban bayramları) 2. günü sabah saat 09.00'dan aynı gün akşam 19.00 saatleri arasında annesi ile kişisel ilişki kuracaktır, sömestır ve yaz tatillerinin hafta sonlarında Cumartesi 09:00'dan aynı gün akşam 19:00 saatleri arasında anne ile kişisel ilişki kuracaktır" şeklinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; çocuk ile arasında kurulan şahsi ilişkinin kaldırılmasını veya değiştirilmesini gerektirecek mahiyette bir neden bulunmadığı halde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Dava; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. Kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkemece çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi gözetilmek suretiyle kişisel ilişkiye dair karar verilir. Ayrıca, kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenme yapılması her zaman istenebilir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ebeveynler için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, velayetin değiştirilmesi davasının reddi, nafaka ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede bulunan müşterek çocukla baba arasında “aynı şehirde oturmaları hali” ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin, velayetine bırakılan çocukla birlikte ...'da, baba'nın ise ...'da oturduğu anlaşılmaktadır....

        Dava; davacı dede ile torunları arasında kişisel ilişkinin düzenlenmesi istemine ilişkindir. TMK.md.325. maddesi gereğince; olağanüstü hallerin varlığı halinde, üçüncü kişi sıfatıyla çocuğun anneannesi ve dedesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Somut olayda; çocukların babasının eşini kasten öldürmeye teşebbüs, eşinin annesini kasten öldürme suçlarından Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/566 Esas sayılı dava dosyasında yargılandığı ve mahkumiyetine karar verildiği, cezasının henüz kesinleşmediği, tutuklu (hüküm özlü) olduğu anlaşılmıştır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka ve müşterek çocukla kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı ... (Akcan) 2.6.2009 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan nedenle REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2009 (pzt.)...

          UYAP Entegrasyonu