WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Başvuru çocukla kişisel ilişki tesisine muhalefet talebine ilişkindir....

Tarafların 16.08.2017 tarihinde evlendikleri bu evliliklerinden Yaşar isimli çocuklarının olduğu, 2021 nisan ayında tarafların ayrıldıkları, bu ayrılıktan sonra bir daha bir araya gelmedikleri, davacı erkeğin tarım işçisi olarak çalıştığı, Bozcamahmut yaylası Eskil/ Aksaray adresinde oturduğu davalı kadının ev hanımı olduğu, ailesi ve müşterek çocukla birlikte yaşadığı, Eskil/ Aksaray adresinde oturduğu, 2 adet SİR raporunda kişisel ilişki kurulmasının belirtilmesi, babanın çocuğa kötü davranışlarının ispat edilememesi, babanın çocukla düzenli görüşmelerinin olması, babalık duygularının tatmini, çocukla babanın iletişimlerinin devam etmesinde çocuğun gelişiminde önemli olması hep birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu, dava kabul edildiğine göre kadın aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin doğru olduğu anlaşıldığından kadın vekili istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

İlk derece mahkemesince; asıl davanın kabulü ile davacı-karşı davalı baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, karşı davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 550,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının kabul edilen iştirak nafakası davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin kabul edilen çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi davasına, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi, karşı dava ise; iştirak nafakası istemine ilişkindir. Taraf vekillerinin; müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....

Anne ve babasından veya bunlardan birinden ayrılan çocuğun ana veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında analık veya babalık duygularını tatmini de önemlidir. Somut olayda, davacı anne ile davalı babanın 2019 yılında boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, boşanma sonrasındaki süreçte müşterek çocuk ve baba arasında ilişki tesisinde küçüğün baba ile birkaç kez görüştüğü anlaşılmaktadır. Davacı anne tarafından babanın kızıyla yeterli görüşmediği iddiası dışında çocukla babası arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektiren somut bir olgunun ispat edilemediği anlaşılmıştır....

Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına kusur yüklenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, erkeğin kusurlarının ispatlanmadığını, kadının kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin sarsıldığını, erkeğin aylık kazancı göz önüne alındığında hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının haksız ve fahiş olduğunu, bu nedenle tazminatların ve nafakaların kaldırılmasını ve azaltılması gerektiğini, ortak çocukla baba arasında yatısız, son derece kısıtlı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilmesinin hatalı olduğunu, çocuğun üstün yararı gereği babasıyla kişisel ilişki süresinin artırılması gerektiğini ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

    DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. Maddesinde; çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....

      Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayetleri babada olan ortak çocuklar ... 05.08.2008, ... ise 03.10.2011 doğumlu olup okul çağındadır. Çocuklar ile anne arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru ise de; her yıl 1 Temmuz 15 Ağustos tarihleri arasında ve her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacağı gibi, çocukların bedeni ve fikri gelişmesini de olumsuz yönde etkileyecektir....

        Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan babanın, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Hükme esas alınan sosyal inceleme raporu, baba ile görüşülmeden tek taraflı olarak hazırlanmış olup, annenin beyanlarına dayanmaktadır. Bu haliyle rapor, babanın kişisel ilişki hakkının sınırlandırılmasını gerektirecek yeterlikte değildir. O halde, annenin davasının da tümden reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 30 Kasım 2021 tarihli 31675 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin tüm maddelerin (İİK m. 25, 25/a, 25/b, 341) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ndan çıkarılarak, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa konuya ilişkin düzenlemeler getirildiğini, anılan yasal değişiklik sonrasında, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilâmların yerine getirilmesinin, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirildiğini, 7343 Sayılı Kanunla, 30/11/2021 tarihinde yapılan değişiklikten önce çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik olarak alınan ilamların yerine getirilmesinde icra daireleri esaslı olarak görev yaparken söz konusu değişiklikle birlikte artık bu işlemlerin Adalet Bakanlığınca kurulan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri...

          DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 19.09.2011 gün ve 23516-13464 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Davacı, evlilik dışı doğan ... ile kişisel ilişki kurulmasını talep etmiş, mahkemece “davacı ile küçük arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun gelişimi açısından risk oluşturacağı gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 19.09.2011 gün ve 2010/23516-2011/13464 sayılı kararı ile “çocukla istemde bulunan arasında hukuksal bir bağ mevcut olmadığı ve Türk Medeni Kanununun 323. maddesi koşullarının da gerçekleşmediği gerekçesiyle” mahkemenin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmıştır....

            UYAP Entegrasyonu