"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasının Kaldırılması Yahut Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet hakkına sahip olan davacı, çocukla diğer taraf (babası) arasında tesis edilen kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun bozulduğunu, davalının kişisel ilişki hakkını amacına aykırı kullandığını, çocuğa fiziki şiddet uyguladığını ileri sürerek, kişisel ilişkinin kaldırılmasını, bunun kabul edilmemesi halinde süresinin daraltılmasını istemiştir....
Mahkemece velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş ise de kişisel ilişkinin süresi yetersiz olduğu gibi gerçekleştirileceği yer özel olarak tayin edilmiş ve bu kişisel ilişki, çocuğa yakın ve alışkın bir kişi refakatinde olması koşuluna bağlanmıştır. Düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, infazda da güçlük yaratacak niteliktedir. Velayet kendisine bırakılmayan ebeveynlerden her biri müşterek çocukla doğrudan kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Mahkemece daha uygun süre ile çocuk baba yanında yatılı kalacak şekilde refakat olmadan kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir 2-)Kabule göre de; Hüküm açık ve infazda tereddüt uyandırmayacak nitelikte olmalıdır. Ara karara atıfta bulunarak hüküm kurulamaz....
DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakası-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki "boşanma", "tedbir nafakası" ve "çocukla kişisel ilişki kurulması" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen Balıkesir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1281 esas sayılı dosyanın eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 29.11.2012 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, babaanne ile torunu arasında kişisel ilişki kurulması isteğine ilişkindir. Çocuk ... 2.2.2012 doğumlu olup, ana ve babası boşanmış; boşanma kararı ile velayet davalı (anne)ye bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan babaya, çocuğunu her haftasonu Cumartesi saat 09.00'dan takip eden Pazar günü 17.00'ye kadar, dini bayramlarda bayram süresince ve yarıyıl tatillerinde kişisel ilişki hakkı tanınmış, karar 5.10.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK. md. 325/1)....
Asıl dava, davacı-davalı anne vekili tarafından açılan çocukla baba arasında boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması, mümkün olmazsa yeniden düzenlenmesi davasıdır. 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesine göre, ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi, çocuk ve velâyet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır. Çocukla ana babası arasında kişisel ilişki kurulmasının amacı aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
Dosyanın incelenmesinden, taraflar arasında 30/11/2015 tarihinde açılan karşılıklı boşanma davasında tedbiren müşterek çocuk ile baba arasında çocuğun yaşına uygun olarak her ayın 1.ve3.haftası Cumartesi saat. 10.00 ile 16.00 arası olacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu, mahkemece boşanma davalarının reddine karar verilerek kararın yasa yollarından geçmek suretiyle 29/09/2016 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuğun boşanma dava tarihinden itibaren davalı annenin yanında yaşadığı anlaşılmaktadır. Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Başvuru çocukla kişisel ilişki tesisine muhalefet talebine ilişkindir....
Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken infazda zorluk oluşturacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi doğru değildir. Mahkemece davalı babanın halen cezaevinde olup olmadığı ceza evinde ise, cezaevinin görüş günleri ile cezaevinde çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması için bir ortamın sağlanıp sağlanamayacağı hususları araştırılarak, baba ile çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkinin buna göre düzenlenmesi gerekirken, herhangi bir araştırma yapılmadan ve infazda sorunlara yol açacak şekilde düzenlenen kişisel ilişki doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı vekilinin; çocukla kişisel ilişkinin süresine yönelik istinaf talebi incelendiğinde; Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ebeveynler için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere ve özellikle hısımlarına da tanınabilir (TMK md.325/1). Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun eğitim, sağlık ve ahlaki yararı esas alınır (TMK md.182/2). Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Tarafların boşanmalarına ilişkin karar 03.10.2012 tarihli olup o tarihte müşterek çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu düşünüldüğünde baba ile yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olduğu gibi, eldeki davanın karar tarihinde çocuğun yaşı itibariyle anneye bağımlılığının azaldığı göz önünde tutulduğunda baba ile yatılı kişisel ilişki kurulması da isabetlidir....