"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi- Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, velayetin değiştirilmesi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabında yer almaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkindir....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilmediğinden davalının istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince bu yönden kabulü ortak çocuk ile baba arasında ortak çocuğun yaşı, kişisel ilişkiden beklenen amaç ve dosya kapsamı da dikkate alınarak kişisel ilişki konusunda karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi’nin 2019/234 Esas sayılı dosyasında yargılaması yapılan velayetin değiştirilmesi davasında bizzat kendisinin belirlediği süreleri aradan 4- 5 ay geçmeden kabul etmeyip tekrar dava açmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, çocukla her hafta kişisel ilişkinin kaldırılmasının çocuğun bakım ve gözetimi konusunda ihmallere neden olacağını, çocuğa davacı-karşı davalıdan çok müvekkilinin baktığını, davacı-karşı davalının polis olarak görev yapması nedeniyle mesai mefhumu olmadığından müşterek çocukla yeterince ilgilenmediğini, davacı-karşı davalının annesinin yaşı itibarıyla çocuğun enerjisini kaldıracak yaşı geçtiğini, babaannesinin çocuğa devamlı bağırdığını çocuğun beyan ettiğini belirterek, asıl davada müşterek çocukla müvekkili arasındaki kişisel ilişkinin değiştirilmesi yönündeki talebin reddine karar verilmesini, müvekkili lehine hükmedilmiş olan yoksulluk nafakasının kaldırılması yönündeki talebi ise kabul ettiklerini belirtmiş, birleşen dava dosyası yönünden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, küçüğün babaannesi tarafından açılmıştır. Küçüğün babası, davalı ile evliyken 30.10.2013 tarihinde ölmüştür. Küçük Irmak, 23.07.2012 doğumludur. Mahkemece; babaannenin torunu ile kişisel ilişki talebi reddedilmiş; gerekçe olarak "kişisel ilişki tesis edildiğinde, taraflar arasındaki var olan sorunların ve tartışmaların çocuğun psikolojik sosyal ve kültürel gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği" gösterilmiştir. Çocukların yalnız ana ve babaları ile değil, çocuklarla aile bağları bulunan diğer belirli kişilerle de kişisel ilişki ihtiyacı, çocukların ruhsal gelişimleri bakımından önemlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 30.01.2014 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlar, ortak çocukları 20.08.2008 doğumlu ....'ın velayeti anneye verilmiş baba ile ortak çocuk arasında aynı veya ayrı şehirde bulunmaları durumuna göre kişisel ilişki düzenlenmiştir. Bu davada davacı, ortak çocukla arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiş mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Boşanma hükmü ile kurulan kişisel ilişkinin yeterli olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı baba ...., davalı anne ile ortak çocuk ise....yaşamaktadırlar....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar ayrıldıktan sonra ortak çocuğun annesi, ablası, anneannesi ve dedesi ile birlikte yaşadığı, babanın yeni bir evlilik yaptığı, bir çocuğu olduğu, davalı birleşen davacı babanın ortak çocukla ilgilenmediği, yeni evliliğinden olan çocuğuyla daha çok ilgilendiği, kişisel ilişki tesisi sırasında çocuğa uygun olmayan ortamlarda bulundurulduğu iddiası ile kişisel ilişkinin kaldırılmasını/azaltılmasını talep etmiş ise de tanık beyanları ile bu iddiasını ispatlayamadığı, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, uzman raporunda kişisel ilişkinin kaldırılmasının uygun olmayacağı, çocuğun baba ile kurduğu ilişkinin hayatında önemli konumda yer aldığı, kurdukları bağın uzun vadede çocuğun psikososyal gelişimini olumlu etkileyeceği, kişisel ilişki sürelerinin kaldırılmasını/azaltılmasını gerektirir bir durumun tespit edilemediğinin belirtildiği, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin...
da talep ettiği ve babanın davranışları da dikkate alınarak çocukla baba arasında daha önce kurulan yatılı kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olmadığı, onun duygusal gelişimini olumsuz etkileyeceği anlaşıldığından yatılı kişisel ilişkinin kaldırılması suretiyle yeniden yatısız olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin tazminatlara, yoksulluk nafakasına ve kişisel ilişkiye yönelik esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre onanmasına karar verilmiştir....
D- İSTİNAF BAŞVURUSUNDA GÖSTERİLEN NEDENLER : Davacı istinaf dilekçesinde: Adli görüşmeci ve psikologun dosyaya sunmuş oldukları rapora göre çocuğun psikolojik, ahlaki, sağlık ve geleceğinin tehlikeye girmemesi adına ve huzurun daha fazla bozulmaması adına davalı hakkında verilen kişisel ilişki tesisi kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf talebinde bulunmuştur. E-HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin kaldırılması talebine ilişkindir. Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurularak kararın kaldırılması istenilmiştir. Mahkememizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır....
Temyiz Sebeplerix Davalı anne vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın kötü niyetle açıldığını, davacıların çocuğun miras hakkını elinden aldığını, mağdur ettiklerini, tarafların ayrı şehirlerde yaşadığını, kişisel ililşki gününde çocuğu müvekkilden kaçıracaklarını düşündüklerini, taraflar arasında derdest olan diğer davalarda çocuğu koz olarak kullanacaklarını, büyük ebeveynleri olarak bu güne kadar ne çocukla kişisel ilişki kurmak noktasında ne de çocuğa maddî anlamda bir katkıda bulunmak noktasında hiç bir şey yapmadıklarını, davacılardan ...'in davalıya hakaretleri nedeniyle ceza aldığını, çocuğun yaşı gereğince anneden ayrı yatılı kişisel ilişkinin uygun olmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, çocukla kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....