Ancak; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesinde yer alan "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde on birinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak on sekiz yaşından küçük suça sürüklenen çocuk hakkında hapisten çevrilen adli para cezasının yerine getirilmemesi durumunda, hapse çevrileceğine dair ihtar yapılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karara...
Bu düzenlemeye aykırı olarak on sekiz yaşından küçük suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan hapisten çevrilen adli para cezasının yerine getirilmemesi durumunda, hapse çevrileceğine dair ihtar yapılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu itibarla suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümde kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak mala zarar verme suçundan kurulan hükümden ''Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığı'nca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceğinin suça sürüklenen çocuğa ihtarına...
Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır....
Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır....
Ancak; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesinde yer alan "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde on birinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak on sekiz yaşından küçük suça sürüklenen çocuk hakkında hapisten çevrilen adli para cezalarının yerine getirilmemesi durumunda, hapse çevrileceğine dair ihtar yapılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin suça sürüklenen çocuğa ihtarına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/05/2019 gününde...
Ancak; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesinde yer alan "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde on birinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak on sekiz yaşından küçük suça sürüklenen çocuk hakkında hapisten çevrilen adli para cezasının yerine getirilmemesi durumunda, hapse çevrileceğine dair ihtar yapılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, “ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğine” ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
adli para cezalarının yerine getirilmemesi durumunda, hapse çevrileceğine dair ihtar yapılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, “ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğine” ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kanunda ana ve babanın rızasının aranmaması hâlleri; ana ve/veya babanın kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğunun bilinmemesi veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunması, küçüğe karşı özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmemesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Maddenin (TMK m. 311) birinci bendinde sayılan hâller objektif olgulara dayanmakta iken, ikinci bentte sayılan küçüğe karşı özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmemesi “sübjektif sebep” olarak nitelendirilmiştir (Er, s. 66, Aydoğdu, s. 283). 31. Ana ve/veya babanın evlat edinmeye rızanın aranmaması için küçüğe karşı özen yükümlülüğünün “yeterince” yerine getirilmemesi yeterli görülmüştür. Hangi hâllerde özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmemiş kabul edileceğine ilişkin mutlak bir kural bulunmamaktadır. Madde gerekçesinde de "…Maddenin (II) numaralı bendindeki özen gösterme ihlali, çocuğa karşı ciddi özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmemesidir....
Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir." hükümler birlikte değerlendirildiğinde, seçenek tedbiri yerine getirmeyen ve suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde maddede öngörülen diğer seçenek tedbirlerinden birine çevrilmesinin gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır....