Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Somut olayda; İhtiyati tedbir talep edenin ileride açacağı muhtemel olan menfi tespit davası için İİK'nın 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep ettiği anlaşılmaktadır. İİK'nın 72. maddesindeki açık düzenleme karşısında ancak menfi tespit davasının açılması halinde aynı maddedeki tedbirlere karar verilebilir. Diğer deyişle menfi tespit davası açılmadan İİK'nın 72. maddesindeki tedbirlere karar verilemez....
Davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; kurumun yaptığı işlemin sözleşmeye uygun olup yerinde olduğunu, kurumca yapılan incelemeler neticesinde ruhsatsız ilaç kullanımının tespit edildiğini, dava konusu miktarın davacıyı zarara uğratacak bir meblağ olmadığını tedbir uygulanan kurumun kamu kuruluşu olduğu da gözden çıkartıldığını, yaklaşık ispat ve ihtiyati tedbir koşulları oluşmadığını, borç tutarının tamamı kadar teminat alınması gerektiğini belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istenilmiştir. İlk derece mahkemesinin 18/01/2023 tarihli ara kararında; davacı tarafın Sağlık Kurumu olması, tedbirin kaldırılması halinde davacı tarafın telafisi mümkün olmayan zararların meydana geleceğinin açık olmasıı nedeniyle; ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir....
Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. İncelenen dosyadaki iddia ve savunmalar birlikte değerlendirildiğinde, davacının talebi icra takibinden önce açılan menfi tespit davasındaki tedbir istemidir. Menfi tespit davasının icra takibinden önce açıldığı anlaşılmakla, icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında teminat karşılığında icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi düzenlemesi ile iddianın ileri sürülüşüne göre de hakkın korunması ve telafisi imkansız zararların önlenmesi amacıyla tedbir kararı verilmesi gerekirken ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesi yerinde görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06/01/2023 tarihli ara kararı ile davalı kurumun alacaklarından mahsup işlemi yapması taraflarında telafisi mümkün olmayacak maddi zarara sebebiyet vereceğinden , ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur. İtiraz eden davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir. DELİLLER:Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06/01/2023 tarihli ara kararı 2023/7 Esas sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemine yöneliktir. Talep, ihtiyati tedbir istemine yöneliktir....
Hukuk Dairesi Esas No:2012/17902 Karar No:2013/3584 Karar Tarihi: 26.2.2013 kararında; İİK’nun 72’nci maddesinin 3’üncü fıkrasına göre, ''İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.'' 2004 Sayılı İİK'nun 72. maddesinin 3. fıkrası gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına değil tedbir yoluyla ancak icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilebilir....
İİK’nın 72/IV. maddesi uyarınca alacaklı lehine tazminata hükmedebilmek için borçlunun mahkemeden takibin durdurulması veya tahsil edilecek paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda bir ihtiyati tedbir kararı almış ve bu yüzden de alacaklının alacağını geç almasına sebebiyet vermiş olması gerekir. Somut olayda ihtiyati tedbir kararı talep edilmiş ve mahkemece dava konusu çeke ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Bu durumda verilen ve infaz edilen tedbir kararı nedeniyle alacaklının alacağına kavuşması engellenmiştir. Davalı alacaklı lehine anılan Yasa hükmü uyarınca asıl alacağın %40’ı oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu istemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, düşülen hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” Bu hükümde, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulabileceği, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine giren paranın takip alacaklısına ödenmemesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Menfi tespit davasının amacının belli bir borçtan dolayı borçlu bulunmadığına ilişkin kesin hüküm ve dolayısıyla kesin hukuki koruma temin etmek olduğu göz önüne alındığında, takibin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklindeki ihtiyati tedbirin, asıl uyuşmazlığı çözecek veya kesin hukuki korumayı ikame edecek nitelikte bulunmadığı açıktır....
Anılı düzenlemeler çerçevesinde davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde bulunduğu, buna göre icra takibinin durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı, yasal şartların oluşmadığı sonucuna ulaşılarak ihtiyati tedbir talebinin reddine..." şeklinde hüküm kurulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı asil istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, önceki beyanlarını tekrarla ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının iptaline, tedbir talebinin kabulü ile istinaf masraflarının adli yardımdan karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Talep ise; icra takibinin tedbiren durdurulmasına ilişkindir. Mahkemece; davacı asilin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, karar davacı asil tarafından istinaf edilmiştir....
Anılı düzenlemeler çerçevesinde davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde bulunduğu, buna göre icra takibinin durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı, yasal şartların oluşmadığı sonucuna ulaşılarak ihtiyati tedbir talebinin reddine..." şeklinde hüküm kurulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı asil istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, önceki beyanlarını tekrarla ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının iptaline, tedbir talebinin kabulü ile istinaf masraflarının adli yardımdan karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Talep ise; icra takibinin tedbiren durdurulmasına ilişkindir. Mahkemece; davacı asilin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, karar davacı asil tarafından istinaf edilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Sulh Hukuk Mahkemesi'nin, İcra Hukuk Mahkemesi'nin üst mahkemesi olmadığını, borcunu ödediğini iddia eden davacının artık menfi tespit değil, istirdat davası açabileceğini, reddedileceği ortada olan davada ihtiyati tedbir kararının verilemeyeceğini, icra takibinin kesinleşmesinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, davacının fazla ödediği hiçbir bedelin olmadığını, tahliyeye yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiğinden teminat yıllık kira bedeli üzerinden alınması gerektiğini belirterek mahkeme tarafından verilmiş tahliye kararını durduran ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, aksi halde tahliyeye yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiğinden yıllık kira bedeli üzerinden teminat alınmasını talep etmiştir. DELİLLER: Dava; icra dosyası, kira sözleşmesi sureti ve tüm dosya kapsamı....