Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim HGK'nun 2004/13-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece; yukarıda anılan ilkeler ışığında işin esasına girilip, oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Nitekim HGK 2004/13-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece; yukarıda anılan ilkeler ışığında işin esasına girilip, oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Uyuşmazlık, davacının konutuna geçici abonelik tesisinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. madde hükümlerine göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün olmayıp, dava konusu dairenin bulunduğu binanın yapı kullanma (iskan) izninin alınmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....

        Elektrik dağıtım şirketleri, önceki abonenin borcunu yeni aboneden talep edemeyeceği gibi yeni aboneliğin tesisi için bu borcun ödenmesini de isteyemez. Ancak somut olayda, davacının abonelik tesisi talebinin reddine dair davalı dağıtım şirketinin yazısında ve davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davacı şirket ile davacı şirketin kiralamış olduğu fabrikanın önceki sahibi olan şirket arasında bağ olduğu, abone şirketin, yüksek elektrik borcundan kurtulmak amacı ile davacı şirket adına yeni abonelik talebinde bulunduğu, davacı şirketin kiralama işlemin muvazaalı olduğu ileri sürmüştür....

          Bu açıklamalar ışığında, somut olay incelendiği; davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesinin bulunduğu, abone grubunun mesken olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve davacının da 4077 sayılı yasa kapsamında, ''tüketici'' tanımına uyduğu açık olup, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir. Hal böyle olunca, mahkemece; o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

            Maddesinde açıkça "aynı kullanım yerine ait başka müşterilerin önceki dönemlere ilişkin tüketimlerinden kaynaklanan borçların yeni müşterinin üstlenmesi talep edilemez" denildiğini, bu hükümden aynı yer için yeni başvuran müşteri adına abonelik sözleşmesi yapılması gerektiğinin anlaşıldığını, davalı ...'ın elektrik dağıtım işini tekel niteliğinde yürütmekte olup, enerji satın alınabilecek başka kurum bulunmadığını, müvekkilinin ticari faaliyet yürütmesi nedeni ile abonelik kayıtlarının kendi adına olması gerektiğini, bu nedenlerle davalının işin niteliği gereği davacı ile sözleşme yapmak zorunda olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, yeni kiracı sıfatıyla davalı kuruma abonelik istemiyle başvuran davacı şirketle; davalı kurum arasında muarazanın giderilmesi talebine ilişkindir....

              Bundan ayrı, davacıya ait 11400195 nolu elektrik aboneliğinin, abonelik durumunu-abonelik tarifesini(mesken mi?, ticari mi?, hayır kurumu mu?, resmi daire mi?, tarımsal sulama mı?) gösterir, sözleşme, fatura vs. belge dosya içerisinde bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; davacıya ait 12110317 nolu mesken aboneliği yönünden, o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde bu abonelik yönünden dosyanın tefriki ile davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, davacıya ait 11400195 nolu abonelik yönünden ise, abonelik durumu ve tarifesi(mesken mi?, ticari mi?, tarımsal sulama mı? vs.) saptanarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu hususlar bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

                Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında düzenlenen abonelik sözleşmesi gereğince davacıdan kayıp-kaçak ve diğer bedeller adı altında ücretlerinin tahsil edildiğini belirterek, abone sözleşmesinde yer alan ilgili sözleşme maddelerinin haksız şart olduğunun tespiti ile iptaline, bundan sonra bu isimler altında kesinti yapılmamasına ve haksız tahsil edilen bedellere mahsuben fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL'nin (belirsiz alacak davası şeklinde) davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında kurulan sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında davalı tarafından kayıp-kaçak ve diğer bedellerin davacı tarafından ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davada da muarazanın (çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır....

                  Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında düzenlenen abonelik sözleşmesi gereğince davacıdan kayıp-kaçak ve diğer bedeller adı altında ücretlerinin tahsil edildiğini belirterek, abone sözleşmesinde yer alan ilgili sözleşme maddelerinin haksız şart olduğunun tespiti ile iptaline, bundan sonra bu isimler altında kesinti yapılmamasına ve haksız tahsil edilen bedellere mahsuben fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL'nin (belirsiz alacak davası şeklinde) davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında kurulan sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında davalı tarafından kayıp-kaçak ve diğer bedellerin davacı tarafından ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davada da muarazanın (çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır....

                    Eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu