Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

talep ettiklerini, davacının halen faaliyetine devam eden bir işletme olduğu ve elektirik enerjisinin kesilmesi halinde faaliyetine devam edemeyeceğini, açıklanan nedenlerle; abonelik sözleşmesinin şartları gereği davalı tarafından tedarik edilen elektiriğinin kesilmesinin önlenmesine ilişkin İhtiyati tedbir kararı verilmesini, bir başkasına devri işleminin iptalini, yeniden abonelik tesisi işleminden kaynaklanan murazanın men-i (abonelik tesisi) ile davacı adına perakende satış sözleşmesine konu abonelik işleminin tesisinin tespiti ile davalı şirket tarafından elektriğin kesilmemesine ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....

    CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle: B.K ilgili madde gereği davada hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı defini ileri sürdüklerini, davanın süre aşımından dolayı reddine karar verilmesini, görev itirazında bulunduklarını, davacı tüketici olduğundan açılan davanın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla açılması gerektiğini, dava şartlarından olan zorunlu arabulucuk yoluna gidilmeksizin huzurda dava açılması usul ve yasaya aykırı olup dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesini, abonelik talep edilen yerin ticarethane sıfatında olduğunu, davanın, abonelik sözleşmesi tesisi talebine ilişkin olduğunu, abonelik talebinin usul ve yasaya uygun olmadığını, müvekkili şirketin elektrik satışına ilişkin sözleşme ve sözleşmenin eki olarak kabul edilen Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre elektrik satışı yapılmakta olduğunu, abonelerin ise hizmet alımı ve sözleşme gereği kullandığı elektrik enerjisi bedelini ödemekle yükümlü olduklarını, abonelik kapattırılmadan başka bir abonelik...

    Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında kurulan abonelik sözleşmesi ilişkisinde kayıp-kaçak ve diğer bedelleri davacının ödeme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davada da muarazanın(çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, 2004/13-417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın(çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men'i) talep edilir. Bu durumda, davacı sözleşme ilişkisinde muaraza ( çekişme ) bulunduğunu ileri sürdüğüne, sözleşmede yer alan haksız şartların tespitini, iptalini istediğine , ileriye yönelik düzenleme talep ettiğine , bu durumda dava değerinin 3.480.00....

      HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, abonelik tesisi ve bu şekilde muarazanın önlenmesi talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacının abonelik tesisi istemine ekli tapu kaydının inançlı işlemden dolayı devredilen taşınmazın önceki tapu kaydı olduğu, dava dışı malikin son tapu kaydını ibraz ederek şikayet yolu ile abonelik kaydını iptal ettirdiği, davacının ikamet ettiği meskenin suyunun kesildiği anlaşılmaktadır. Aynı Mahkemede 2018/471 Esas sayılı dosyasında, malik Osman Nuri Şenuysal tarafından müdahalenin meni ve ecrimisil istemli dava açtığı, birleşen davada ise bu davanın davacısı tarafından menfi tespit ve inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemi olduğu,davanın derdest olduğu anlaşılmıştır....

      Sayılı ilamı ile tedbir talebimizin reddi kararını kaldırıldığını, geçici abonelik tesisi doğrultusunda karar verildiğini, görev konusunun irdelenmediğini ve görev yönünden bir eksiklik tespit edilmediğinden müvekkili açısından kazanılmış hak oluştuğunu, emsal Yargıtay kararlarının da vurguladığı gibi, müvekkilinin ticari işletmesinde kullanmak üzere abonelik tesisi talep ettiğinden görevli olan mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, somut uyuşmazlıkta ispat külfetini düzenleyen TMK m.6 anlamında, tacir sıfatına sahip olan kişinin borçları ticari iş kapsamında değerlendirilecek, ilgili borcun ticari nitelikte olmadığına ilişkin ispat külfetinin ise tacire ait olacağını, müvekkilinin abonelik için müracaat ettiğinde vergi açılışını ve iş kolunu belgeleri ile sunmuş olmakla abonelik tesisi talep edilen adreste faaliyetin de ticari nitelikte bir işe ilişkind olduğunu, mahkemenin yasaya aykırı olarak yaptığı, 1. Derece, 2....

        Şikayetçi vekili, şikayet konusu taşınmazlar için haciz isteme süresinin hacizden itibaren iki yıl olduğunu, şikayet olunanın borçlu... aleyhine başlattığı icra takibinde söz konusu taşınmaz üzerine 21.12.2009 tarihinde haciz konulduğunu ve şikayet olunan tarafından taşınmaz için aldığı yetki üzerine açtığı ortaklığın giderilmesi davasının açılma tarihinin 06.08.2012 olduğunu, süresi içerisinde satış istenilmediğinden haczin düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayet konusu taşınmazın hisseli olması sebebiyle icra dosyasından alınan yetki çerçevesinde süresi içerisinde ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, süresi içerisinde satış için gerekli olan işlemlerin yapıldığını, İcra İflas Kanunu'nun ilgili hükmü gereğince çekişmenin giderilmesi açısından hakkında dava açılan hacizli mal üzerindeki haczin dava sonuna kadar devam edeceğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....

          Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın, 5809 sayılı Kanun'un 56/4. maddesi kapsamında "...işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi..." sıfatıyla, yine aynı maddede geçen "...Abonelik tesisi veya işlemi yapma, gerçeğe aykırı evrak düzenleme, değişiklik yapma ve bu evrakları kullanma..." seçimlik fiillerini işlediğinin ve sahte abonelik tesisi gerçekleştirdiğinin iddia edildiği kamu davasında, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta, değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....

            Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın, 5809 sayılı Kanun'un 56/4. maddesi kapsamında "...işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi..." sıfatıyla, yine aynı maddede geçen "...Abonelik tesisi veya işlemi yapma, gerçeğe aykırı evrak düzenleme, değişiklik yapma ve bu evrakları kullanma..." seçimlik fiillerini işlediğinin ve sahte abonelik tesisi gerçekleştirdiğinin iddia edildiği kamu davasında, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta, değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden herhangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....

              Sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının "...kişinin bilgisi ve rızası dışında abonelik tesisi veya işlemi yapmak, yaptırmak veya bunun için gerçeğe aykırı bir belge düzenlemek, usulüne uygun düzenlenen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan bir evrakı kullanmak..." olduğu, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta, değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....

                Sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının "...kişinin bilgisi ve rızası dışında abonelik tesisi veya işlemi yapmak, yaptırmak veya bunun için gerçeğe aykırı bir belge düzenlemek, usulüne uygun düzenlenen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan bir evrakı kullanmak..." olduğu, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta, değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....

                  UYAP Entegrasyonu