"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık mehir senedine dayalı açılan ziynet eşyalarının iadesi olmazsa bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 07.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, talep olmasına rağmen ziynet eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi, ayrıca hükümde ziynet eşyalarının iadesine dair "aynen ya da bedelinin iadesi" yönünde açık bir ifade yazılmaksızın, HMK 297 maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir....
Somut olayda, davacının, evlilik birliğinin kurulması ve devamı amacıyla davalıya bağışladığı ziynet eşyasının iadesi isteminde bulunduğu, davacı tarafından davalı aleyhine açılan boşanma ve davalı tarafından davacı aleyhine açılan ziynet eşyasının iadesine ilişkin davaların halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında, TMK uyarınca kurulmuş bir evlilik birliği bulunmaktadır. Davacı tarafından davalıya hibe edilen ziynet eşyasının iadesinin istendiği, bu isteğin aile yükümlülüklerine uymama sebebine dayandırıldığı görülmektedir. Buna göre, ziynet eşyasının iadesi sorunu, aile işlerinden doğmuş bir sorundur. (4787 S.K. 4. m.) O halde, dava Aile Mahkemelerinde görülmelidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Denizli 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dava, ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının aynen iadesinin, mümkün olmaması halinde taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, 13.04.2006 günlü eşya tespitine ilişkin talep dilekçesinde, altınlar ve diğer takılar başlıklı 10 kalemde belirtilen ziynet eşyalarının dava tarihi itibari ile bilirkişiler tarafından tespit edilecek değerlerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, harca esas olarak 10.000,00 TL dava değeri göstererek, bilirkişi tarafından tespit edilecek değere göre harcın tamamlanacağını bildirmiştir. Yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, ziynet eşyalarının toplam değerlerinin 20.921,00 TL olduğu belirlenmiştir....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi,olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,18 adet bilezik ve 80 adet çeyrek altından oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmazsa bedeli olan toplam 25.676 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ziynet alacağı davasında davacının seçimlik hakkı bulunmaktadır. Davacı ziynetlerin aynen teslimini isteyebileceği gibi sadece bedelinin tahsilini ya da her ikisini birlikte terditli olarak de isteyebilir. Mahkemece davacının talebi gözetilmelidir. Yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK’nun 74.maddesi ve bunun karşılığı olarak düzenlenen 6100 sayılı HMK’nun 26.maddesi hükmüne göre hakim, talepten başkasına veya fazlasına hüküm veremez....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı kadın dava dilekçesinde, düğün hediyesi olarak takılan ziynet eşyalarının, davalı tarafından kadından alınarak borçları nedeniyle bozdurulduğu iddiasında bulunmuştur. Davalı ise kadının evden giderken götürdüğünü savunmuştur. Mahkemece kadının ziynet talebi reddedilmiş ise de, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ziynet eşyalarının kadın tarafından götürüldüğü ispatlanamamıştır. Buna karşın kadının tanıkları Emine Erden, Hüseyin Erden ve Şükrü Bal'ın beyanları ile düğünden sonra altınların davalı tarafından bozdurularak borçları için kullanıldığı tereddüt oluşturmayacak şekilde ispatlanmıştır. Bu nedenle kadının ziynet talebinin kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir ve dosya kapsamı, tanık beyanları, bilirkişi raporu dikkate alınarak kadına düğünde takıldığı sabit olan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin verilmesine karar vermek gerekmiştir....
Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir. Somut olayda; davacı tanıkları ... ve ... dinlenilmiştir....
Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı, ziynet eşyalarının varlığını ve davalı tarafından rızası dışında alınıp iade edilmediğini ispat yükü altındadır....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece her ne kadar karar gerekçesinde, davalı tarafa çıkarılan yemin davetiyesi ve davalı yemininin derdest dosya yönünden kesin delil olarak kabul edilemeyeceği, hakim tarafından teklif edilen yeminin tamamlayıcı nitelikte olduğuna yönelik Hukuk Muhakemesi Kanunu'nda bir düzenleme bulunmadığı belirtilmiş ise de, hatırlatılan yemin hakkının eda edilmesi taraf yemini niteliğinde olup tamamlayıcı yemin olmayacağı anlaşılmıştır....
Bu durumda, ispat yükünün davalıda olduğu, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere davalıya verildiğini, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının davacıda olduğunun davalı tarafça kanıtlanamaması nedeniyle davacının talebinin kısmen kabulü ile bilirkişi Mehmet Yılmaz'ın 02/09/2019 tarihli raporunda cins, adet, değer ve özellikleri gösterilen; 5 adet tanesi 15 gr. Topl. 75.00 gr 22 ayar burma bilezik( 142.00 TL den ) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığında bedeli olan 10.650,00 TL'nin davalıdan tahsiline, 1 adet 14 ayar sadece gerdanlığın 20 gr. 120,00TL den aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığında bedeli olan 2.400,00 TL'nin davalıdan tahsiline, toplam 13.050,00 TL ziynet alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE," ilişkin karar verilmiştir....