Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ziynet eşyalarının davalılar tarafından elinden alınıp harcandığını ve kendisine iade edilmediğini ispat edememiştir....
mümkün olmadığını, listede yer alan ziynet eşyaları olarak tabir edilen dört adet bilezik küpe ve yüzük açısından ziynet eşyaları davalı müvekkiline teslim edildiği iddia edilmiş ise de, 16 yıl evli olan tarafların bu süre boyunca ziynet eşyalarının davalı müvekkilde kalması ve davacı müvekkile teslim edilmemesinin mümkün olmadığını, davacı yaklaşık 9 ay önce ailesini ziyaretine geldiğini belirterek evden ayrıldığını, bir ara yine eve gelerek kişisel eşyalarını aldığını ve bu esnada ablasına ait altınları da yanına aldığını ve bir daha da eve dönmediğini, ziynet eşyalarının rahatlıkla saklanabilen taşınabilen ve götürülebilen türden eşyalar olduğunu, bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesinin her zaman mümkün olduğunu, aynı zamanda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulünün gerektiğini, bu nedenle çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davanını reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Somut olayda, davacı tarafça dosyaya sunulan çeyiz senedinde, ziynet eşyalarının nitelik ve adet belirtilmeksizin yalnızca "3.000.000.000 (3.000 TL) değerinde ziynet eşyası" olarak belirtildiği mahkemece de hüküm kısmında yalnızca "ziynet eşyasının iadesi" şeklinde hüküm kurulduğu iadesine karar verilen ziynet eşyalarının gram ve ayarlarının gösterilmediği anlaşılmaktadır. Karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir....
İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970 sh.464; Prof.Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü, 1967 sh.449; Prof.Sabri Şakİr Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957 sh.248-249; Prof.Saim Üstündağ, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973 sh.378; H.G.K.nım 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7,6.1974 gün ve 1972/84 sayılı kararları). İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmeIidir (Prof,Saim Üstündağ, age, 1973 sh.397). Davacı, çeyiz senedinde yer alan ziynet eşyasının aynen ya da belirlenecek bedelinin ödenmesini talep etmiş, davalı ise ziynetlerin davacı tarafından harcandığını iddia etmiştir. Mahkemece "davalının çeyiz senedi altındaki imzayı inkar etmediği ve davacıya çeyiz senedindeki ziynet eşyalarını iade ettiğine dair iddia ve ispatı da olmadığı" gerekçesiyle kadının ziynet eşyası davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı kadının çeyiz senedinde yer alan ziynetlerin kendisine düğünde takılmadığına ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait ziynet eşyalarının düğünden sonra davacıdan alınarak bozdurulduğunu, araba alındığını, çeyiz eşyalarının ise davalı tarafta kaldığını iade edilmediğini belirterek, (ziynetleri ve çeyiz eşyalarını ayrıntılı olarak sayarak) aynen iadesine mümkün değilse dava tarihi itibari ile bedelleri olan 54.000 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; dava konusu ziynet eşyası yönünden, bu ziynetlerin götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını veya daha önce götürme fırsatı elde edemediğini davacının ispat edemediği gerekçesiyle, ev eşyası yönünden ise bunların nelerden ibaret olduğu, miktar ve nev'inin davacı tarafından ispat edilemediği, davacıya haber verildiği halde eşyaların alınmadığı, bu nedenle davalı tarafından söz konusu eşyaların dağıtıldığı ve müşterek evde eşya kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu çeyiz eşyalarının müşterek hanede kullanıldığı taraflarında kabulündedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dava dilekçesinde; eşi ile ayrı yaşadığını, ev eşyalarını davalının alıp götürdüğünü, altı burma bileziğini bozdurduğunu, çeyiz senedinde ziynet ve ev eşyalarının yazılı olduğunu, eşi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, ziynet ve ev eşyalarının iadesine karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesinde ziynet ve ev eşyalarının iadesi mümkün değil ise bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir. Somut olayda, Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2012/933 E. sayılı dosyasında ziynet eşyalarının iadesine yönelik açılan alacak davasındaki dilekçesinde; müvekkiline ait olan, davalılar tarafından el konulan ve kendilerinde kalan ziynet eşyalarının adedi ve cinsi yazılarak, davalılardan ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmadığı takdirde 20.000 TL bedeli istenmiş, mahkemenin 05.09.2013 tarih ve 2013/758 K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, Dairemizin 28.01.2014 gün ve 2013/18185 E. 2014/1107 K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği görülmüştür. Buna göre; özellikle davacının Kayseri 3....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı kadının izni ve iradesi ile ziynet eşyalarının bir kısmının düğünde yapılan borçlara kullanıldığını, dava dilekçesinde sayılan ve bahsedilen ziynet eşyalarının bir geçerliliği ve gerçekliliği bulunmayıp, söylenenin çok altında tarafların düğünde ziynet eşyası olduğunu, hiçbir gerçek gerekçe olmayarak bu davayı açtığını, arz ve izah etmeye çalıştıkları ve re’sen göz önüne alınacak sebeplerle; Öncelikle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nişanın bozulmasından kaynaklanan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Davacı, evleneceği inancı ile davacı taraf ile düğün yapıp bir dönem birlikte yaşamalarına rağmen evlilik sonucunun davalı ve ailesinden kaynaklı nedenlerle manevi tazminat, çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelin tahsilini istediği, davalının evlilik sonucu doğmamasında kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu ayrıca ziynet eşyalarının da davacı tarafta kaldığını belirterek davanın reddini savunduğu, Mahkemece ziynet eşyalarının iadesi ile manevi tazminat taleplerinin reddine, çeyiz eşyalarına yönelik davanın tefrikine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir....