Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,ancak davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ziynet eşyaları ve çeyiz eşyalarının iadesi ve teslimi, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ziynet eşyaları için 100 TL çeyiz eşyaları için 100 TL bedel talep etmiştir.Davasını HMK 109. Maddesi uyarınca kısmi alacak davası yönünde ıslah ettiğini belirtmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı tarafın ev ve çeyiz eşyaları hakkındaki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın ziynet eşyası alacağı hakkındaki talebinin reddine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile ziynet ve çeyiz eşyalarının bedellerinin tahsiline karar verilmiş ancak, kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerleri hükümde ayrı ayrı ve ayrıntılı şekilde gösterilmediği gibi gerekçeli karar içeriğinde ise aynen iade yönünde hüküm bulunmadığı halde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsiline karar verildiği gerekçelendirilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 2. fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin 2. fıkrasında da gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Eşya ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı-davalı koca tarafından ziynet ve çeyiz eşya alacağı; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmüne göre, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun temyize ilişkin hükümleri esas alınarak yapılan incelemeye göre; Harca tabi olan temyiz dilekçeleri harç alınmadan temyiz defterine süresi içinde kayıt edilmiş ise, sonradan harcı tamamlanmak koşuluyla geçerli olur....
Mahkemece; davacı tarafın taleplerini taraflarca ve tanıklarca imzalanan 09/09/2011 tarihli çeyiz senedine dayandırmış; davalı ...’nün de bu belgeyi teslim alan sıfatı ile imzalamış olduğu, çeyiz senedine teslim alan sıfatı ile imza atan davalı ...’nün, çeyiz senedinde belirtilen eşyaları davacıya teslim ettiğine dair bir belgeyi dosyaya ibraz etmediği müddetçe, çeyiz eşyalarını davacıya teslim borcundan kurtulamayacağı ve davada ispat yükünün davalı ...'ye ait olduğu, davalı ...'nün ise çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya iade ettiğini kanıtlayacak nitelikte, davacının sunmuş olduğu belge mukabilinden bir belgeye dayanmadığı ve çeyiz senedi altındaki imzanın ...'...
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları, çeyiz eşyalarının sayı ve nitelikleri açık olarak yazılmalıdır. Mahkeme hükmünde, "...çeyiz senedinde ayrıntıları belirtilen ve bilirkişilerce değeri tespit olunan..." ifadesi ile yetinilmiş, hakkında hüküm kurulan eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gramı ayrı ayrı yazılmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet ve çeyiz eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mah.Sıfatıyla) Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya teslimi - alacak davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, çeyiz ve ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davaya konu çeyiz eşyalarının murise ve davalı kocaya teslim edildiği taraflar arasında senede bağlanmış olup bu senet davalıları bağlayıcı niteliktedir. Taraflar arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, davacı kadına ait olduğu kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının davalılara teslim edildiği ve davalılar tarafından da teslim alındığına dair tutanak imza altına alınmıştır. Dolayısıyla, çeyiz senedindeki bu beyanların aksini, ziynet eşyalarının davacıda olduğu iddiasını davalılar aynı nitelikte bir delille ispatlamakla yükümlüdür. Somut olayda; davalı Mesut’un ve davalıların murisinin, çeyiz senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarını teslim alarak senedi "cihizi teslim alan" sıfatı ile imzaladıkları ve imzalarını inkâr etmedikleri anlaşılmaktadır. Bu listede yazılı eşyaların kadına iade edildiğinin ispatı davalı kocaya ve muris mirasçılarına düşer....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Alacaklı tarafından........13.12.2012 tarih ve 2011/1522 E., 2012/1671 K. sayılı boşanma ilamında hüküm altına alınan ziynet ve çeyiz eşyalarının bedellerinin yasal faizi ile tahsili ve ziynet ile çeyiz eşyaları için takdir edilen vekalet ücretinin tahsili amacıyla ilamlı icra takibine geçilmiş, borçlu ilamın kesinleşmediğinden bahisle takibin iptali istemiyle İcra Mahkemesine başvurmuş, Mahkemece istemin kabulüne ve takibin iptaline karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi gereği uygulanmasına devam edilecek HUMK'nun 443/4, (HMK. 367/2) maddesinde; “Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça geri ödenmek üzere zorla elinden alındığını ancak bir daha iade edilmediğini, kendisine ait çeyiz eşyalarının da davalıda kaldığını ve davalının bu eşyaları da geri vermeye yanaşmadığını ileri sürerek, sayı ve nitelikleri itibariyle tek tek sayılan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı taktide ise bilirkişiler tarafından belirlenecek bedellerin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....