İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince "... tarafların 08/12/2017 tarihinde boşandıkları, davacıya yukarıda belirtildiği üzere kişisel eşyası olacak nitelikte hediye edilen ziynet eşyalarının davalının annesinin evinde bulunan kasaya konulduğu, davacıya ait olan kişisel eşya niteliğindeki ziynet eşyalarıyla davalı Bekir'e araba alındığı, hatta dinlenen davalılar tanığı İsminaz'ın beyanına göre bozdurulan ziynet eşyalarının sonradan davacıya ödeneceğinin taahhüt edildiği fakat tarafların boşanmaları sebebiyle ziynet eşyalarının davacıya iade edilmediği anlaşılmış olup yukarıda belirtildiği üzere ziynet eşyaları kadına erkek tarafından bağışlanmış eşya olup kadının kişisel malıdır....
Bu nedenle duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların evli olduklarını, davalının kusurlu davranışları neticesinde davacı müvekkilinin baba evine sığındığını, dilekçe ekinde sunulan eşya tutanağında yazılı olan tüm eşyaların (ziynet eşyaları, ev eşyaları ve çeyiz eşyası niteliğindeki kişisel eşyalar) davalıda kaldığını, ... 2....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı koca; ziynet alacağının kabul edilen kısmı, katılma yolu ile de kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın; kusur belirlemesi, kişisel ilişki, nafaka miktarı, tazminat taleplerinin reddi, ziynet bedeli artırımı için süre verilmemesi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf isteminin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİ gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Somut olayda, davacı tanık beyanları, davalı Ramazan'ın talep edilen ziynet eşyalarından dört adet bilezik, iki adet sarı lira ve bir adet beşibirliğin eşya borçları ve evin ihtiyaçları için bozdurulduğuna dair kabul beyanı, davalı tanığı Sultan Çınar'ın "kayınvalidesinin davacıya altınlarını ve eşyalarınızı verelim boşanalım" dediğine dair beyanı, düğün fotoğrafları ve kuyumcu bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar dikkate alındığında vasıfları ve adetleri hüküm kısmında belirlenen ziynet eşyasının varlığı ve davalı koca da kaldığı sonucuna varılmıştır....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davalı-davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davalı-davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davalı-davacı kadına aittir. Davalı-davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı, ziynet ve eşya alacağı .... ile .... aralarındaki katılma, ziynet ve eşya alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Küçükçekmece 5. Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 15.07.2014 gün ve 466/666 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davacı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.05.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ..... bizzat ve vekili Avukat .... ve karşı taraftan davacı vekili Avukat .... geldiler....
DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı ve ziynet alacağı KARAR İş bu dosya hakkında Dairemizce 10.12.2013 gün 2013/22293 Esas ve 2013/18799 Karar sayılı karar ile “Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet ve kişisel eşyaların iadesi olmadığı takdirde bedelinin tazmini isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na gönderilmesine” karar verildiği, Yargıtay (3.) Hukuk Dairesince 29.04.2014 gün .... Esas ve ......
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillere göre; mahkeme tarafından davacı kadının verilen kesin sürede ziynet ve eşya alacağı davasında fotoğrafları sunmadığı, delillerini ibraz etmediği ifade edilerek davasının ispatlayamadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından ziynet eşyaları ve eşya alacağı konusunda davacı kadının tanıklarının ayrıntılı beyanları alınmadan, ziynet ve eşya alacağına dair soru sorulmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır. Dolayısı ile davacı kadının ziynet ve eşya alacağına ilişkin istinaf isteminin kabulüne, kararın esası incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin ziynet ve eşya alacağına ilişkin davanın reddine dair C ve D bentlerine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, maddi tazminat talebinin reddi, velayet, kişisel ilişki, ortak ve kadın yararına hükmedilen nafakalar ile ziynet alacağı davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit...
Somut olayda; davacı dava dilekçesi ekinde listeli olan çeyiz ve ziynet eşyaları ile düğünde takılan parayı istemekte olup, davacının evden apar topar atıldığı tanık beyanları ve ceza dosyası ile sabit görülerek mahkemece, ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne, ancak diğer eşya ve para yönünden dinlenen tanık beyanlarında çelişik ifadeler bulunduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ''her türlü yasal delil'' demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, kendisine teslim edilmeyen eşyalar ve takılan para yönünden, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile bu istemler yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, eşya (ziynet) alacağı davalarında davacının seçimlik hakkı vardır....