Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın kabulüne, T.M.K 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, davacının beyan ve kabulü gereği davacı yararına tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, taşınır-taşınmaz mal, katılma alacağı, katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı, ev eşyası alacağı, ziynet eşyası alacağı konularında bir karar verilmesine yer olmadığına, davalının beyan ve kabulü gereği davalı yararına tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, taşınır-taşınmaz mal, katılma alacağı, katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı, ev eşyası alacağı, ziynet eşyası alacağı konularında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

Maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin anneye verilerek, baba ile şahsi ilişki tesisine, kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar lehine aylık 200,00'er TL tedbir/iştirak nafakasına, kadın lehine 15.000,00'er TL maddi ve manevi tazminata, kadının ziynet alacağı talebinin kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL'nin yasal faiziyle davacı-davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı vekili; kusur belirlemesi, ziynet eşyası alacağı ve birleşen boşanma davası ve fer'ileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

Karşılıklı olarak protokoldeki hususlar ve boşanma üzerine anlaştık. Müşterek çocuklardan Ceyda Şekure Çakadaş'ın velayeti bana, diğer çocuklarımız olan Caner ve Cevdet Çakadaş'ın velayetinin ise davalıya verilmesini talep ederim. Ziynet eşyası hususunda talebim yoktur. Maddi manevi tazminat talebim yoktur. Karşı taraftan mal rejiminden kaynaklanan bir alacağım yoktur. Ev eşyası alacağı talebim yoktur. Karşı taraftan yoksulluk nafakası talebim yoktur. Yargılama giderleri üzerimde bırakılsın. Protokol doğrultusunda karşılıklı olarak boşanmamıza karar verilsin." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı T2 duruşmadaki beyanında;"07/04/2021 tarihli anlaşmalı boşanma protokolündeki imza bana aittir. İmzayı kendi hür irademle attım. Karşılıklı olarak protokoldeki hususlar ve boşanma üzerine anlaştık. Karşı taraftan yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, ziynet eşyası alacağı ve katılma alacağı taleplerim yoktur. Ev eşyası alacağım yoktur....

Karşılıklı olarak protokoldeki hususlar ve boşanma üzerine anlaştık. Müşterek çocuklardan Ceyda Şekure Çakadaş'ın velayeti bana, diğer çocuklarımız olan Caner ve Cevdet Çakadaş'ın velayetinin ise davalıya verilmesini talep ederim. Ziynet eşyası hususunda talebim yoktur. Maddi manevi tazminat talebim yoktur. Karşı taraftan mal rejiminden kaynaklanan bir alacağım yoktur. Ev eşyası alacağı talebim yoktur. Karşı taraftan yoksulluk nafakası talebim yoktur. Yargılama giderleri üzerimde bırakılsın. Protokol doğrultusunda karşılıklı olarak boşanmamıza karar verilsin." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı T2 duruşmadaki beyanında;"07/04/2021 tarihli anlaşmalı boşanma protokolündeki imza bana aittir. İmzayı kendi hür irademle attım. Karşılıklı olarak protokoldeki hususlar ve boşanma üzerine anlaştık. Karşı taraftan yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, ziynet eşyası alacağı ve katılma alacağı taleplerim yoktur. Ev eşyası alacağım yoktur....

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı 22/04/2017 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten müşterek çocuklarının bulunmadığını, davalı tarafın müvekkiline evlenmeden önce çeşitli vaatlerde bulunduğunu ve müvekkilinin davalının ailesi ile altlı üstlü oturmak istememesi üzerine davalı müvekkiline "geçici bir durum sonradan başka bir eve çıkarız" söylemi üzerine müvekkilinin evlenmeyi kabul ettiğini ancak daha evliliklerinin ilk günlerinden itibaren, müvekkili ve davalı yemeklerini dahi davalının annesi ve babasının evinde yemeye başladıklarını, bu duruma uzun bir süre maruz kalan müvekkilinin artık böyle bir şey istememsine davalı müvekkile tam ben evimize ev eşyası alıyım vaadiyle müvekkilinin düğünde takılan bazı takıları aldığını ve müvekkilini ev eşyası almaya götürmeden "sen evden çıkarsan annemlere kim bakacak, ben sana fotoğraflarını atarım" dediğini ve müvekkilini oyaladığını, belli süre sonra davalı müvekkiline "sen iki günde şımardın, sana verebileceğim...

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı - karşı davacı kadın; kusur belirlemesi, kocanın davası, lehine takdir edilen tazminatlar ve tedbir nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakası ve ziynet eşyası istemlerinin reddi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı - karşı davacı kadının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİ gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Davalı erkek kabulüne karar verilen ziynet eşyası ile ilgili istinaf itirazında bulunmuş ise de; bu eşyanın iade edilmemek üzere bozdurulduğunu iddia ve ispat etmediği, dolayısıyla bu eşyayı iade yükümlülüğünün bulunduğu ziynet eşyası ile ilgili kararın usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, dolayısıyla kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı karşı davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Somut olayda, davacı kadının 28.000 TL tutarındaki ziynet eşyası alacağı talebinin 4.122,00 TL'sinin kabulüne, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı kadının ziynet eşyası alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacının manevi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava, gayri resmi evlilikten kaynaklanan ziynet eşyası alacağı ile manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Toplanan delillerden tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden, mahkemece tarafların maddi - manevi tazminat taleplerinin reddine yönelik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, tarafların bu yöne ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ziynet eşyası alacağı yönünden yapılan istinaf incelemesinde: Dava; ziynet eşyası alacağı davası niteliğindedir. Mahkemece; kadının evden ayrılırken kendi eşyalarını aldığı, evi dağınık bir şekilde bıraktığı, eşyalarını alırken evde bulunan ziynetlerini almadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ziynetlerin erkekte olduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür....

      UYAP Entegrasyonu