Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve iadesi gerekir. Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının davalı kocası tarafından bozdurulduğunu ve bir kısmı ile amcasına olan borcunu ödediğini bir kısmı ile de araba aldığını ileri sürmüş; davalı eş ise; sözü edilen altınların davacının onayı ile bozdurulup aile birliğinin giderlerine harcandığını, bir kısmının da (8000 TL'lik kısmı) araba alımında harcandığını savunmuştur. Davalı, bu beyanıyla; davacının, bir kısım altınların bozdurulduğu iddiasını kabul etmiştir. Ancak, bu ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup geri verilmemek kaydı ile harcandığı savunmasını ise kanıtlamış değildir. Bu nedenle, davalı bu ziynetleri de iade ve tazminle yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Oltu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 29/06/2015 NUMARASI : 2015/172-2015/1335 Taraflar arasındaki "boşanma" ve "ziynet alacağı" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarahi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, yararına hükemedilen tazminatların miktarı, reddedilen ziynet ve çeyiz eşyası talebi ve vekalet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve çeyiz eşyası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava...
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia edildiği cins ve miktarda ziynet eşyası takılmadığını, davacının daha önce müşterek haneden ayrılırken ziynet eşyalarını beraberinde götürdüğünü, yeniden müşterek haneye gelirken de ziynet eşyalarının yanında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, HMK m. 190/1)....
Davacı kadın ziynet eşyasının evden kovulduğu için erkekte kaldığını ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Dosyada ziynetlere ilişkin tanık beyanlarından bir kısmında ziynete ilişkin hiçbir beyan olmadığı gibi tanık Hatice’nin beyanında ise "Davacıya düğün merasiminde takılan takıların davalının babasına ev yapmak için verdiğini biliyorum." şeklindedir. Bu durumda kadın, evden ayrıldığı tarihte altınlarını kovulması nedeniyle alamadığı iddiasını ispatlayamamıştır. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı kadının gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının evden kovulduğu için ziynetleri yanına alamadığını ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet alacağı talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
ileri sürerek, sayı ve nitelikleri itibariyle tek tek sayılan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı taktide ise davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise bir kısmının bozdurulduğunu geri kalan kısmın ise davacı tarafından giderken götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve iadesi gerekir....
Hal böyle olunca, mahkemece;davalının bir kısım ziynet eşyalarının ev ihtiyaçları ve müşterek çocuğun tedavi giderleri için bozdurulduğunu ikrar ettiği nazara alınarak,eldeki davada ispat yükünün davacıda değil de davalı tarafta olduğu ve davalının söz konusu ziynet eşyalarının davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiği ve bozdurulduğu hususunu ispat yükü altında olduğu gözetilmek suretiyle; buna göre, inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,ispat yükü ters çevrilmek suretiyle eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ:Boşanma-Ziynet ve Ev Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm koca tarafından; ziynet ve eşya alacağı yönünden, kadın tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur.Temyiz eden davalı ...'...
Davalı koca tarafından dava konusu ziynet eşyalarının herhangi bir sebep ile bozdurulduğunun iddia edilmesi halinde, bu defa ispat yükü yer değiştirir ve davalı koca ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek üzere kendisine verildiğini eş söyleyiş ile kendisine bağışlandığını, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığını kanıtlanması halinde, ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Dosya kapsamından toplanan tüm delil ve belgelerden ziynet eşyalarının davalı yana verildiğine ilişkin ispatına elverişli hususlara rastlanılmadığı, iddia ispat edilemediğinden. Ziynet eşyaları yönünden talep reddedilmiştir. Davacı yan talep etmiş olduğu eşyaların kendisine ait olduğunu ispat edemediği gibi davalı yan tarafından talep edilen eşyaların davalı tarafından alındığı ispat edilemediğinden ve dava reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." denilmek suretiyle gerekçede kendi içinde çelişki yaratılmıştır....