in annesi olduğunu, davacı ve davalı ...’in birlikte bir ev almayı düşündükleri, bu nedenle davacının ziynet eşyalarını muhafaza ettiği kiralık banka kasasından 25/07/2011 tarihinde ziynetlerin tamamını alarak, sadece eşiyle müşterek ev alınacak düşüncesiyle davalılara verdiğini ancak, dairenin davalılardan kayın valide olan ... adına alındığını, davalılardan ...'un bu davranışı ile ziynet miktarı kadar sebepsiz zenginleştiğini, ziynet eşyalarının daha sonra iade edileceğinin söylenmesine rağmen iade etmediklerini iddia ederek, 110 adet çeyrek altın, 10 adet tam cumhuriyet altını, 7 adet 22 ayar burma bilezik, 8 adet 22 ayar normal bileziğin aynen iadesini, olmazsa bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davalılardan ...'un evi kendi adına çektiği krediyle satın aldığını, daha sonra oğlu ile gelinin bu evde oturmalarına izin verdiğini, ...'...
Öyleyse, mahkemece, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunması ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3- Davalı-karşı davacı kadın ziynet eşyalarının rızası olmadan elinden alınarak, erkeğin babası üzerine ev alındığını iddia etmiş, davacı-karşı davalı erkek ise davanın reddini talep etmiş, mahkemece ziynet eşyalarının üçüncü kişi konumunda bulunan davacı karşı davalının babası tarafından kullanıldığı iddiası karşısında üçüncü kişide bulunduğu anlaşılan alacak konusunda ayrı bir dava açılması davalı-karşı davacı tarafın muhtariyetinde olmak üzere ziynete ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
in resmi nikah olmaksızın evlendiğini, davalının, kendisinin evde olmadığı bir sırada evdeki eşyaları ve ziynet eşyalarını alıp gittiğini belirterek düzenlenen çeyiz senedinin iptali, çeyiz senedinde belirtilen ziynet ve ev eşyalarının iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında resmi nikah bulunmamaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece, asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; kadın tarafından ziynet eşyası alacak talebine ilişkin davanın 13/11/2017 tarihinde boşanma davası ile birlikte açıldığı, 15/05/2018 tarihinde ziynet eşyası alacak davasının tefrikine karar verildiği, davanın mahkemenin yukarıdaki esasına kaydedildiği ve yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır....
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; Çayırova Polis Merkezi Amirliğinin 2019/1600 olay numaralı soruşturma dosya evrakları ile whatsapp yazışma ve telefon görüşme kayıtlarını da delil olarak bildirdiği halde Çayırova Polis Merkezi Amirliğinin 2019/1600 Olay numaralı soruşturma dosyası celbedilip incelenmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi davacı tanığı Neslihan Dizman'ın yeminsiz olarak dinlenilmesi, dava tarihi 01/11/2019 olduğu halde bilirkişi raporunda dava tarihinin 02/10/2019 olarak kabul edilip bu tarihe göre değerlendirme yapılması da usul ve yasaya aykırıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2021 NUMARASI : 2018/1011 ESAS, 2021/412 KARAR DAVA KONUSU : ZİYNET ALACAĞI KARAR : Taraflar arasındaki davaların yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK' 353.maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; çeyiz ve ziynet eşyası ile mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı tarafça, dava konusu ziynet eşyalarının davacı tarafça götürüldüğü ileri sürülmüş ise de ;dosyada dinlenilen davacı tanığı, davalıların altınların yarısını vermeyi kabul ettiğini bildirmiştir. Davacı tanığının bu beyanından ziynet eşyalarının davacı tarafından götürülmediği anlaşılmaktadır. Davacı ile birlikte oturan davalılar bu ziynet eşyalarını davacıya iade ile yükümlüdürler. Mahkemece davacının ziynet eşyaları ile ilgili talebinin de kabulü gerekirken, aksi düşüncelerle ziynetlere yönelik talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.1.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Somut olaya gelince; davacı kadın, ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulup köyde ev yapıldığını ileri sürerek aynen iade, mümkün olmadığı takdirde 1.000,00 TL ziynet bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı koca cevap dilekçesinde; ziynetlerin bir kısmının ihtiyaçlar için satıldığını, geri kalan kısmının ise bozdurularak ev yapıldığını beyan ederek ziynet alacağına yönelik talebi ikrar etmiştir. İddianın ileri sürülüş şekli ve davalının ikrarı nazara alındığında; davacı davasını ispat etmiştir. Bu yönüyle ziynet alacağının kabulü doğru ise de hüküm altına alınan her bir ziynet eşyasının cins, ayar, miktar ve değerinin gösterilmemesi usul ve yasaya aykırıdır....
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple davalı erkeğin ziynet alacağına yönelik karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 18/02/2016 tarih, 2015/12483 esas ve 2016/2893 karar sayılı onama ilamının ziynet alacağına yönelik bölümünün KALDIRILMASINA, hükmün ziynet alacağı yönünden BOZULMASINA, diğer yönlere ilişkin karar düzeltme isteğinin ise (1.) bentte gösterilen sebeple usul ve yasaya uygun olmaması nedeniyle REDDİNE, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 26.01.2017(Prş.)...
Ben davacının eve dönmesi için mahkemeden ihtar kararı gönderdim, yol parasının da gönderdim.....Düğünde takılan altınları davacı evlendikten iki sene kadar sonra kendi rızasıyla benim babama verdi ve bunlarla ev yapıldı. Bu ev babamın üzerinedir ve şuanda babam bu evde oturmaktadır. Bunlar 4 bilezik ve 5- 6 tane altından oluşan ziynet eşyalarıydı. Düğünde takılan para ise zaten çok fazla değildi, orkestra parası ödendi, kalan da başlık parası adı altında davacının babasına gönderildi. Yine hediye gelen ev ve mutfak eşyaları şuanda ortak evimizde durmaktadır..." şeklinde beyanda bulunmuş, 19.09.2018 tarihli duruşmada "...Davacının talep ettiği ziynet eşyası miktarı doğru değildir. Sadece beş tane tam altını vardı. Bunları da benim bilgim dışında davacının kendi babasının istediği başlık parasından eksik kalan kısmın ödenmesi için babasına gönderilmek üzere benim babama vermişti....