WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....

    İddia, savunma, tanık ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadın dosyaya düğün cd'si sunmuş, davalı erkek ise davanın reddini talep etmiş, dinlenen tanık anlatımlarına göre davacının bir kısım ziynet eşyasının evlendikleri tarihten sonra geri verilmek üzere davalı tarafından alındığı, davacı kadının ziynet eşyalarıyla ilgili talebini CD'de bulunan görüntülerle kısmen ispat ettiği, ziynet eşyasının davalı erkek tarafından alındığı ve ziynet eşyasının erkeğin zilyetlik ve korumasına terk edildiği, kadının tanıklarının takıların ayrıntısını bilememiş olmasından kadının iddiasını hükümden düşürecek bir çelişki olmadığı, davalı erkeğin karşı yöndeki iddialarının tanık ya da başkaca delille desteklenmediği, neticeten davacının talebi CD'de yer alan ziynet eşyaları bakımından kısmen kabul edilmiş, davacı, dava tarihinden itibaren faiz talep ettiğinden tespit edilen bedele dava tarihinden itibaren, ıslah edilen miktara ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletmesine karar verilmiş ve...

    Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır....

      Mahkemece; yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar oldukları, evden ayrılan kadının bunları üzerinde götürebileceği, normal şartlarda ziynet eşyasının kadının yanında olduğunun kabulü gerektiği, müşterek evden kendi isteği ile ayrılan davacının ziynet eşyalarının miktarını ve davalı tarafta kaldığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın, 1 adet kalın burma bileziğe yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı tarafın diğer ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, davalı eşte kaldığı ileri sürülen 10 adet ... Burması diye adlandırılan ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....

        Dosyada bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş ve Yargıtay temyiz denetiminden geçmiş ziynet eşyasının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir karar mevcut olmayıp bu taleplere ilişkin davanın, boşanma dava dosyasından 04.06.2015 tarihinde tefrik edildiği ve hükmün 06.07.2021 tarihinde verildiği dikkate alındığında kanun yolu inceleme görevi bölge adliye mahkemelerine ait olmakla dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesi için ilk derece mahkemesine İADESİNE, oy birliğiyle karar verildi. 06.06.2022 (Pzt.)...

          Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ziynet Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm boşanma davasından bağımsız olarak açılan ziynet alacağına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 17.07.2014 tarihli 2014/2 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.29.09.2014(Pzt.)...

              Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır....

                Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evlilik birliği içinde elinden alınıp bozdurulduğunu veya evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Mahkemece, ziynet eşyalarının davacının yanında taşındığını, davacı tarafından götürüldüğünü davalının ispat edemediği belirtilerek yukarıda belirtilen hususlar ışığı altında davacıda olan ispat yükünün davalıya yüklenmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                  Sonuç itibariyle; davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355/1 ve 353/1- a-6. maddeleri gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin tamamının kaldırılmasına, ziynet eşyasının iadesi davası hakkında yeniden usulüne uygun bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu