Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 14.030,00 TL (ziynet ev ev eşyası bedelinin) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. ./.. -2- 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 6. Maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden tarafa düşer. İleri sürtüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....

    Mahkemece; davanın kabulü ile 12.669,50 TL ziynet eşyası bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ziynet eşyaların aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-)Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir....

      Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile dava konusu eşyaların tarafların ortak mülkiyetinde olduğunun tespitine, ziynet eşyalarına ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 03.06.2015 tarih ve 2014/16379 Esas, 2015/10168 Karar sayılı ilamı ile “...Somut olayda, davacı tarafından, ziynet eşyalarının aynen iadesi veya bedelinin ödenmesi talebinin dışında evlilik birliği içerisinde alınan eşyaların bedelinin paylaştırılarak davacıya ait kısmının davalıdan tahsili talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde ise; dava konusu ev eşyalarının tarafların ortak mülkiyetinde olduğunun tespitine dair hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyaların aynen iadesine olmadığı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, evlilik birliği sürerken davacının kendi rızasıyla ziynetlerini vererek eşinin dükkan açtığı ve dükkanın zarar etmesi sebebiyle kapatıldığı anlaşıldığından ancak edinilmiş malları varsa davacının kişisel eşyası sayılan ziynet değerini katılım alacağı olarak talep edebileceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....

          anlaşılmakla ziynet eşyası yönünden talebinin reddine karar verilmiştir....

          Eldeki davada uyuşmazlık konusu olan husus ziynet-ev eşyası-çeyiz gibi kişisel eşyalar olup, uyuşmazlık konusu olmayan malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından bu hususta mahkemece verilen ihtiyati tedbirlerin itirazen kaldırılmasına ilişkin ara kararın gerekçe ve neticesinin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmış,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

          Mahkemece, davacı kadının evden ayrılırken şiddet görmediği, eşyaları eşinin çağırdığı araçla taşıdığı, kişisel eşyalarını ve ev eşyalarının kendine ait olanlarını aldığının çekişmesiz olduğunu, iddiasına göre tüm ziynet eşyalarının eşinin abisinin ihtiyaçları için satıldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dava, ziynet eşyalarının aynen, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir....

            burma bilezik (adeti 30- 33 gram arası), 2 adet kalın bileklik tarzı 22 ayar bilezik, 5 adet çeyrek altın takıldığını, düğün gecesi bu ziynet eşyalarının davalı tarafça kendisinden zorla alındığını, ayrıca müşterek haneden tatil için ayrıldığı için ev, çeyiz ve kişisel eşyalarını da alamadığını belirterek, ziynet eşyalarının ve ev, çeyiz ve kişisel eşyalarının aynen tarafına iadesine, mümkün değilse bedelinin tarafına ödenmesine, yargılama masraflarının davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur....

            Sonuç olarak; davacının ziynet eşyalarının iadesi davasının reddine yönelik istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince 9 bilezik yönünden kabulüne, çeyiz eşyalarının iadesi davasına ilişkin verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının çeyiz eşyalarının iadesi ve ziynetin sair kısmına yönelik istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacının çocuk mallarının korunması ve kişisel eşyaların iadesi davalarının reddine yönelik istinaf dilekçesinin ise miktar yönünden ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu