Davacı vekilinin davalı lehine çeyiz alacağı talebi yönünden vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin istinaf isteminin incelenmesinde; Yerel mahkemece davacı tarafından çeyiz eşyası alacağı hakkında usulüne uygun dava değeri belirtilerek somutlaştırılıp açılan bir dava bulunmadığı kabul edilmesine ve bu kabule göre çeyiz eşyası için açılmış bir dava bulunmamasına rağmen davalı lehine çeyiz eşyası talebi yönünden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bununla birlikte yerel mahkeme karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2.maddesi ile hükmedilen vekalet ücretinin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği hususu düzenlenmiş olmasına ve ziynet alacağı talebi yönünden 441,00 TL tutarındaki davacı talebi reddedilmesine rağmen, ziynet alacağına ilişkin olarak davalı lehine reddedilen tutarı aşar şekilde 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi, davacının bu hususta açık istinafı bulunmadığından eleştirilmekle yetinilmiştir....
Somut olayda; davacı (kadın), dava konusu edilen ziynet eşyası ve düğünde takılan paranın davalı tarafından rızası dışında elinden alındığını ileri sürmüş; davalı koca ise, ziynet eşyalarının bir kısmının ve düğünde takılan paranın araç alımında kullanıldığını, ziynetlerin geriye kalanının ise çalındığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, düğünde takılan ziynet eşya alacağı ve nakit para alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı bir kısım ziynet eşyasının ve paranın araç alımı için bozdurulduğunu, bir kısmının ise çalındığını beyan etmiş olmakla bu ziynetler ve para yönünden davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, söz konusu ziynet eşyalarının ve paranın, davacının kendi isteği ile iade edilmemek üzere verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....
Hükmü ziynet eşyası alacağı yönünden de temyiz eden davalı erkekten alınması gereken 115,32 TL temyiz nispi peşin harcının alınmadığı görülmektedir. Sözü edilen noksan harcın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesinde gösterilen usul uygulanılarak temyiz edenden tahsili ile buna ilişkin makbuzun dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dava dosyasının mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.12.05.2015 (Salı)...
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, her iki boşanma davası ve fer'ileri ile ziynet ve çeyiz eşyası davasının reddedilen kısmı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise tedbir nafakası, tazminatların miktarı ile ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Fırat'a yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 218.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar, velayet, ziynet eşyası alacağı ve adli yardım talebi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Davalı kocanın ziynet eşyasına yönelik temyizinden 66,85 TL nispi temyiz peşin harcının eksik alındığı görülmektedir....
Bu nedenle; davalı-karşı davacı erkeğin istinaf isteminin kabulü ile hükmün ziynet eşyası alacağına ilişkin kısmının kaldırılması ve hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilerek yeniden aşağıdaki şekilde davalı-karşı davacı erkek lehine ziynet eşyası alacağına hükmedilmesi gerektiğinden aşağıdaki gibi karar verilmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- )Davalı-karşı davacı erkeğin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- )Davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı eşyası alacağına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE, Erzurum 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından katılma yoluyla ziynet eşyası davasının reddi yönünden; davalı erkek tarafından ise boşanma davası, kusur belirlemesi ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesine göre feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 310. maddesi uyarınca ise feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir....
Bu kapsamda kadının dava açarken yatırdığı başvuru harcı hem boşanma davasının hem ziynet eşya davasının başvuru harcıdır. Ancak ziynet eşyaları yönünde nispi peşin harcın HMK.nun 30- 32 maddesine göre alınması gerekir. Mahkemece, kadının ziynet eşya alacağı davası için HMK.nun 30- 32 maddesine göre işlem yapmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, davacı kadının ziynet eşyaları yönünde HMK.nun 30- 32 maddesine göre nispi peşin harç yatırması için davacıya süre vermek hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır. Gösterilen sebeplerle, davalı erkeğin davacı kadının ziynet eşyası davasının kabulüne yönelik istinaf itirazının usulden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davacının ziynet eşyası yönünden kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre, davalı erkeğin esasa yönelik istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kadının kabul edilen boşanma davası ile ziynet eşyası ve çeyiz alacağı davalarına yönelik temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davalarına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Kısa kararda mahkemece davacının kadın yararına 5.000,00 TL manevi tazminata hükmolunduğu halde, gerekçeli kararda bu yönden hüküm kurulmayarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 4-Davalı-davacının ziynet eşyası alacağına ilişkin talebi boşanmanın eki niteliğinde değildir. Dava açılması sırasında yatırılan başvurma harcı dava dilekçesinde yer alan tüm talepleri kapsar. Ziynet eşyası alacağı talebi ayrıca nispi harca tabidir. Mahkemece davalı-davacıya bu isteklerle ilgili olarak peşin nispi harcı ikmal etmesi için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m. 30-32), harcın ikmali halinde davaya devam edilmesi, harcın ikmal edilmemesi halinde Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, nispi harç eksikliği tamamlattırılmadan, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir....