Mahkemece, tarafların evlenmelerinden sonra davacıya ait bir takım ziynet eşyalarının davalı tarafından alınıp harcandığı ve anılan ziynet eşyalarının davacıya iade olunduğunun davalı tarafından ispat olunamadığı gerekçesiyle kuyumcu bilirkişi tarafından düzenlenen 25.11.2015 tarihli bilirkişi ek raporu içeriğine göre davanın kabulü ile, 21.050,00 TL ziynet eşyası alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı tarafça talep edilen ziynet eşyaları 6 adet 24 gr’lık bilezik, 12 adet 14 gr’lık bilezik ve 70 adet çeyrek/yarım altına yönelik olup davacı söz konusu ziynet eşyalarının mümkün ise aynen, mümkün olmadığı takdirde bedelinin...
burma bilezik, boyun zinciri, 2 adet 2' li burgu bilezik takıldığını, bu takıları davalının kendi tasarrufuna aldığını, ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün değilse bedeli belirsiz olmakla fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla bilirkişi incelemesi sonrasında arttırılmak üzere ziynet alacaklarına karşılık şimdilik 1.000,00....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, ziynet eşyalarının müvekkilde bulunmadığını, bu nedenle iadesi de mümkün olmadığını, ziynet eşyaları ve altınlar davacı ve ailesince muhafaza edildiğini, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın müvekkilin babasına ait olmakla kredi ile satın alındığını, davacının mesnetsiz iddiasının aksine davacıya ait herhangi bir altın ya da ziynet eşyası kullanılmadığını ve kredi kullanılması sebebiyle buna gerek de olmadığını beyan etmekle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece;"Açılan dava; ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir....
Yukarıda açıklanan davacı-davalı kocanın ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ziynet eşyalarının kısmen kabulüne ilişkin bölümünün bozulmasına, davalı-davacı kadının ise ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğüm düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin görüşüne katılmıyorum. KARŞI OY YAZISI Düğünde, davacı-davalı erkeğe takıldığı tespit edilen altınların da davalı-davacı kadının ziynet eşyası olduğu yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Mahkemece; "Kadın eş vekili karşı dava dilekçesinde belirttiği müvekkiline ait ziynet eşyalarının erkek eş tarafından bozdurulup harcandığı iddiasıyla eldeki davayı açmış ise de bu ziynetlerin erkek eş tarafına müvekkilinin rızasıyla verilip verilmediği, erkek eşin bu ziynetleri zorla alıp almadığı yönünde herhangi bir iddiada bulunmadığı, dilekçeler aşamasında sunduğu diğer dilekçelerinde ya da tahkikat tamamlanana kadar da ıslah yoluyla iddiasını değiştirmediği, bu iddia ile huzurdaki davanın kabulünün mümkün olmadığı" gerekçesiyle kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş ise de; davacı kadın, ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından bozdurulduğunu ileri sürmüş, davalı erkek ise; ziynet eşyalarının ailenin ihtiyaçları için kullanıldığını savunmuş olup erkeğin ziynet eşyalarının bozdurulduğunu ve kadına iade edilmediğini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı kadın iddiasını yasal delillerle kanıtlamış olup ispat külfeti davalı erkeğe geçmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından reddedilen ziynet eşyaları yönünden temyiz edilmiştir....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....
Somut dosyada; ilk derece mahkemesinin 2015/363 Esas sayılı dosyasında taraflar arasında karşılıklı boşanma davasının yargılamasının yapıldığı, kadın tarafından karşı dava kapsamında ziynet alacağı talebinde bulunulduğu, bu dosya kapsamında yargılamanın 11/01/2018 tarihli celsesinde kadının ziynet alacağı davasının tefrikine karar verildiği ve ziynet alacağı davasının ilk derece mahkemesinin 2018/16 Esas numarasına kaydedildiği, davacı kadın tarafından boşanma davasında bildirilen tanıkların ziynet alacağı davası yönünden de bildirildiği, bu tanıkların ziynet alacağı talebine yönelik olarak da dinlendiği, davacı kadın tanıklarından tanık Suzan Arslan'ın tanıklıktan çekildiği, tanıklar Maviye Arslan'ın ve Meryem Şahin'in "takılar konusunda bilgilerinin bulunmadığını" beyan ettikleri, tanık Ayfer Arslan'ın ise beyanının davacı kadından duyduklarına dayalı olduğu, görgüye dayalı olmadığı, öte yandan ziynet alacağına yönelik olarak dinlenen davalı erkek tanıkları tarafından da ziynet eşyalarının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından ziynet alacağı yönünden duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; temyiz edilen ziynet alacağının miktarı itibariyle duruşma sınırı altında kaldığından duruşma isteğinin reddine, dosya üzerinden inceleme yapılmasına karar verilerek, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın, ev satın alınırken, ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğunu, ziynet eşyalarının evin alımında kullanıldığını beyan ederek ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeline karar verilmesini talep etmiştir....
Diğer taraftan, ziynet eşyası; rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Buna göre davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını veya götürülmesine engel olunduğunu, ispat yükü altındadır. Somut olayda; dinlenilen davacı tanıkları, davacıya ait ziynet eşyalarının, davalının babasının emeklilik işlemleri için bozdurulduğu hususunu davacıdan duyduklarını, davalı tanıkları ise, davacının müşterek evdan annesi ve amcası ile birlikte ayrıldığını beyan etmişlerdir. Bu tanık anlatımlarından, davacı kadına ait olan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu kabul etmek mümkün değildir....