Davalı, ziynet eşyalarının Yağmurca Köy muhtarı huzurunda imzası karşılığı kendisine teslim edildiğini, imzalı bu belgede ziynet eşyasından başkaca alacak kaldığına dair ihtirazi kayıt koyulmadığını, Borçlar Kanunu gereği ifa gerçekleşmiş olduğundan talep hakkı kalmadığından, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacıya ait ziynet eşyalarının dava dilekçesinde belirtilen evsafta olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı, taraflarla akrabalığı olmayan tanık ...'...
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....
Aile Mahkemesi 2019/562 E., 2019/692 K. sayılı kararı ile tarafların 05/01/2017 tarihinde evlendiklerini, hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğunu, davacının ziynet ve eşyalara yönelik alacak isteminin bağıştan rücu niteliğinde olduğunu, 4787 sayılı kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmadığı görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesi ile mahkemelerinin görevsizliğine karar verilmiştir. Karar 30/11/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Erzurum 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi,olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala, düzenli gelir dışındaki diğer malvarlığı (ziynet, miras, bağış vs gibi) ile toplu katkıda bulunulduğu iddia edildiğinde; katkıda kullanılan malvarlığı değerinin, tasfiyeye konu malın satın alma tarihindeki bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanarak, bulunan bu katkı oranının, tasfiyeye konu malın dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, davacı eşin katkı payı alacak miktarı belirlenir. Somut olayda, mahkemece davacının davaya konu taşınmazın ediniminde kullanıldığını iddia ettiği, ziynetlere ilişkin açmış olduğu ziynet alacağı davasının kabul edilerek bu kararın kesinleştiği, davacının çalışarak elde ettiği gelirle katkısı da ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, eldeki davadan sonra açılan ziynet alacağına yönelik ... 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka ve alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların 14.07.2007 tarihinde evlendiklerini, halen fiilen ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin ayrı yaşamada haklı olduğu iddiasıyla, müvekkili lehine aylık 500 TL, müşterek çocuk lehine aylık 300 TL tedbir nafakası talep etmiş, ayrıca taraflar evlendikten sonra davalı tarafından düğünde takılan ziynet eşyalarının işleri için alındığını ve tekrar davacıya verilmediğini iddia ederek bu ziynet eşyalarının da aynen iadesini olmadığı taktirde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir....
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanma kararı verilmesi gerekirken yetersiz ve yasal olmayan gerekçeyle davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Davacı kadın tarafından boşanma davası (TMK md. 166/1) ve bununla birlikte ziynet eşyalarına yönelik alacak davası açılmıştır. Mahkemece boşanma davasına yönelik karar verilmiş ise de ziynet alacağı hakkında bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemece ziynet alacağı hakkında olumlu yada olumsuz hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.03.2017(Pzt.)...
MUTFAK EŞYASI K.S.S. YAPI KOOPERATİFİ DAVA TÜRÜ : YARGILAMANIN YENİLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 17 adet taşınmaz ile ilgili olarak açtıkları Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/833-2004/567 K. Sayılı davasının belediye yönünden yeni imar uygulamasının beklenmeksizin reddedilerek kesinleştiğini, Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 2003/1370 E.2005/823 K. Sayılı dosyasında verilen kararın imar uygulamasının sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğunu, bu durumun HUMK’nun 445/1. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebebi olduğunu ileri sürerek, kesinleşen Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/833-2004/567 K. Sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı SS ... Toplu Konut Yapı Koop....
Davalı/k.davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, ziynetler konusunda eksik karar verildiğini, ziynet yönünden taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kısmen reddi ile davacı Hüseyin lehine masraf ve avukatlık ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, ziynetlerin bedelinin ödeme tarihindeki değerlerine göre olması gerektiğini, kişisel ilişki tesisinin yatılı olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Asıl davanın konusu; geçimsizlik sebebiyle açılan boşanma, karşı davanın konusu; geçimsizlik sebebiyle boşanma ve ziynet eşyası alacak talebine ilişkindir. Mahkemece, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmasına, karşı davadaki ziynet eşyası alacak talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıkları davalının davacıyı döverek evden kovduğunu, davacının ablasının evine bırakılması sırasında üzerinde her hangi bir ziynet eşyasının bulunmadığını belirttikleri gibi, boşanma davasında da davalı ve ailesinin davacıya hakaret ederek ablasının evine bıraktıkları, davacının davalı tarafından dövüldüğü kabul edilmek suretiyle tarafların boşanmasına karar verildiği, ceza davasında da davalının davacıyı dövdüklerinden bahisle davalının cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan mahkeme kararlarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde bulunduğu ve kadın tarafından götürüldüğünün kabulü gerekirse de, davalının davacıyı döverek müşterek konuttan kovduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla ... olup bu durumda davacıya ait ziynet eşyalarının davacı tarafından birlikte götürüldüğünün kabulüne olanak bulunmamaktadır....