Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın ilk olarak evlilik nedeniyle alınan ev eşyalarının bedellerinin ve davalının şahsi kredi borcunun düğünde takılan ziynet eşyaları ve paralar ile karşılandığını iddia ederek, ev eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini, 3.000,00 TL kredi borcu nedeniyle ise ziynet eşyalarına karşılık sadece bedel talep ettiği ıslah dilekçesi ile de ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedellerin tahsilini istediği görülmektedir. Davalının da beyanlarında belirtildiği ve mahkemenin gerekçesinde izah edildiği üzere; banka borcunun, ev eşyalarına ilişkin borçların, düğün salonu bedelinin düğünde takılan ziynetler ve paralarla karşılandığı anlaşılmaktadır. Ancak; mahkemece, hem ziynet eşyalarının hem de ev eşyalarının aynen iadesine olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline karar verilmekle mükerrer tahsilata sebebiyet verildiği anlaşılmaktadır....
Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde; ziynet eşyası kalemlerinden 35 adet çeyrek altın için 5.110,00 TL bedel talep edildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 5.285,00 TL değer takdir edildiği anlaşılmaktadır. Böylelikle belirtilen ziynet eşyaları değeri yönünden talep aşılarak hüküm kurulduğu belirlenmektedir. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, dava dilekçesindeki talebe ilişkin hüküm kurulması gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde davacı taraf, dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL harca esas değer gösterilmek suretiyle dilekçede belirtilen 2 adet taşınmaz, 1 adet araç, ziynet eşyaları ve ev eşyaları nedeniyle alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde davacının alacak talebinin hangi kalem için ne kadar olduğu açıklanmamıştır. Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma da yapılmamıştır. Bu durumda öncelikle mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'nun 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacıya talep ettiği alacak kalemlerinin her biri yönünden talep ettiği alacak miktarını ayrı ayrı açıklattırılması gerekir....
alacağı ve diğer alacak taleplerine ilişkin istekler yönünden gerekçesiz karar oluşturulduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların ziynet eşyası ve diğer alacak taleplerinin esasına yönelik ve davalı erkeğin vekâlet ücreti ile yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir....
feragat ettiğini bildirdiğinden bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat ve lehine hükmedilen ziynet eşyaları yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının boşandığı eşine karşı açtığı ziynet eşyalarından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, evlilik birliği içerisinde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde ise değerinin tahsilinin istendiği, tarafların boşanmalarına ilişkin kararın dava tarihi itibari ile henüz kesinleşmediği gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
O hâlde, davacı-karşı davalının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; hükme konu alacak miktarının 7.500,00-TL olduğu karar tarihi itibarıyla 41.530,00 TL olan temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, ziynet alacağına ilişkin temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, temyiz asıl dava konusu reddedilen taşınmaz ve ziynet eşyasına yönelik olup davacının 06.05.2015 tarihli dilekçesine göre taşınmaz yönünden talep miktarının toplam 40.000,00 TL, ziynet eşyasını yönünden talep miktarının toplam 17.500,00 TL olduğu anlaşılmakla, her bir alacak miktarı karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesinin kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan nedenle, davacı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davacının temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 24.01.2022 (Pzt.)...
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2- Davacı kadının dava dilekçesinde ziynet alacağı davasını da kapsayacak şekilde 10.000 TL. maddi tazminat talep ettiği anlaşılmakta ise de; 10.000 TL. nin ne kadarının Türk Medeni Kanununun 174. maddesi kapsamında maddi tazminat ve ne kadarının ziynete dayalı alacak olduğu belirtilmemiştir. Hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde (HMK m. 31) davacı kadına talep edilen ziynet alacağı ile maddi tazminat miktarlarının sorularak tespiti ile; dava konusu ziynetlerin dava tarihi itibariyle nitelik ve değerlerinin açıklattırılması, boşanma davasının fer’isi olmayan ve ayrı bir talep olduğu gözetilerek ziynet alacağı talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında davacı kadının ziynet eşyası talep edemeyeceğini, TMK 2.madde gereğince davanın dinlenmemesi gerektiğini, ziynet eşyalarınını bozdurulduğu, bankaya yatırıldığı iddia edilmiş ise de bankaya toplu bir para yatırılmadığını, parça parça yatırıldığını, banka hesabındaki paranın ziynet eşyasının karşılığı olup olmadığının belli olmadığını, tanık beyanlarına itibar edilmeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kişisel eşya olan ziynet eşyasından kaynaklı alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince karar verilirken davanın tam ya da kısmi kabul edildiği belirtilmeksizin ıslahla talep edilen 40.978,00 TL üzerinden karar verilmiştir. Karara karşı sadece davalı tarafça kabule yönelik istinaf talebinde bulunulmuştur....