"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ziynet - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *ziynet nedeniyle alacağa ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 2. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 10.12.2007...
Mahkemece, ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde davalının yaptığı kaza ve açtığı iş yeri nedeniyle bozdurulduğu anlaşılmakla, ziynet eşyalarının davacı tarafından davalıya bağışlandığı ispat edilemediğinden ziynet eşyaları yönünden açılan alacak davasının kabulüne, buna karşın davacıya takılan para ile davacının evlilik birliği içerisinde çektiği krediler nedeniyle yaptığı ödemeler için alacak talebinin ise düğünde takılan paraların ziynet eşyası niteliğinde olmadığı, bunların her zaman harcanmasının mümkün olduğu, nitekim balayında harcanması nedeniyle istenemeyeceği diğer yandan evlilik birliği içerisinde yapılan borçlar nedeniyle kanunda bunların istenebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak buna ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerektiği kanaati ile davanın kısmen kabulü ile, 8.178 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı...
Makemece; davacının iş bu dosyadaki talebinin ziynet eşyası değerinin talebi olduğu, evin davalı tarafından alınmasından sonra davacının ve davalının oğlunun yaklaşık 3 yıl kadar birlikte yaşadıkları, davacıya takılan ziynet eşyaları arasında davalı tarafça takılan altınların da bulunduğu, öncelikle bu hususun açıklığa kavuşup mal rejiminin tasfiye edilmesi gerektiği, bundan sonra davacının gerçekleşmeyen sebebe bağlı olarak sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak davası açması gerektiği, somut olayda davacının katkı payı ya da mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava açmadan doğrudan alacak davası açtığı, davacı tarafından talep edilen miktarın kesin delille ispat sınırının üzerinde olduğu, davacı tarafça iddialar kesin delille ispat edilemediğinden davanın sübut bulmaması nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda davacı vekili tarafından bölge adliye mahkemesi kararı yalnızca ziynet alacağı yönünden temyiz edilmiş, davacı vekili dava dilekçesinde ziynet alacağı davası için dava değerini 5.000TL olarak bildirmiş, yargılama sırasında talebini 26.764,92TL olarak artırmış, ilk derece mahkemesi tarafından ziynet alacağına yönelik davası reddedilmiş, davacı vekilinin bu alacak kalemine ilişkin istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Bu nedenle reddedilen alacak karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesinin kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan nedenle, davacı kadın yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davacının temyiz dilekçesinin yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple, davalının temyiz dilekçesinin ise yukarıda (1.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak başlangıçta 1.000 TL alacak talebiyle dava açmış, yargılamanın devamı sırasında 18.09.2015 tarihinde alacak miktarını arttırarak 19.791,00 TL olarak davasını ıslah etmiştir....
Bu durumda davalı ziynet eşyalarının kendisinde olduğunu kabul etmiş, bu ikrarına ziynet eşyalarının davacı eşine iade edildiği vakıasını eklemiştir. O halde, davacı ... ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ispatla yükümlü olmayıp, davalı ...'nın ziynet eşyalarını davacıya iade ettiğini kanıtlaması gerekmektedir. Başka bir anlatımla; ispat yükümlülüğü yer değiştirmiştir. Ne var ki; gösterdiği delillerle iade vakıasını kanıtlayamamıştır. Bir kısım tanıklarca da doğrulanan açıklamalara göre davacının 50 adet tam, 50 adet yarım ve 80 adet çeyrek altın olarak nitelenen ziynet eşyalarının mevcut olduğu, davalı tarafta kaldığı ve iade edilmediğinin kabulü gerekmektedir....
SAVUNMA : Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle: müvekkili tarafından ziynet eşyalarının düğün borçlarının ödenmesi maksadıyla alınıp bozdurularak düğün borçları ödenmediği gibi sözde müvekkilinin kız arkadaşları ile harcadığı ve kumar masalarında harcadığı iddialarının asılsız olduğunu, davacının fiili evlilik süresince ziynet eşyalarını takı olarak kullandığını, müşterek konuttan ayrıldığı esnada bu ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü iddia ederek davanın reddine hükmedilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İskenderun 2....
çeyrek altın, 1 adet takı seti ( kolye, bileklik, küpe) olduğunu, davalı tarafından müvekkile düğünde takılan ziynet eşyaları ve takıların iadesi yapılmamış olup, ziynet eşyaları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL ziynet eşyası karşılığı tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ederek dava açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz ve ziynet eşyasının aynen iadesi ya da bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ziynet eşyalarına yönelik istemin reddine, çeyiz eşyaları yönünden 4.950 TL'nin tahsiline karar verilmesi üzerine, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının boşandığı eşine karşı açtığı ziynet eşyalarından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, "taraflar dava tarihinde boşanmış oldukları için davanın, alacak davası niteliğinde olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, "yapılan harcamaların evlilik birliği içinde müşterek olarak yapıldığından" bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, davalı ile boşandıklarını, boşanma aşamasında davalı tarafından evlilik birliği içinde edindiği ziynet eşyası ile velayeti kendisinde olan müşterek çocuklarının doğumu nedeniyle takılan hediyelere elkonulduğu iddiasıyla alacağın tahsilini talep etmiştir....