"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından kusur belirlemesi, velayet, nafakalar, tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı, dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir....
O halde, kadının ziynet eşyalarının iadesi talebinin esası hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ziynet eşyalarına ilişkin davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma nedenine göre davacının ziynetlere yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.09.2015 (Pzt.)...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı kadın dava dilekçesinde, düğün hediyesi olarak takılan ziynet eşyalarının, davalı tarafından kadından alınarak borçları nedeniyle bozdurulduğu iddiasında bulunmuştur. Davalı ise kadının evden giderken götürdüğünü savunmuştur. Mahkemece kadının ziynet talebi reddedilmiş ise de, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ziynet eşyalarının kadın tarafından götürüldüğü ispatlanamamıştır. Buna karşın kadının tanıkları Emine Erden, Hüseyin Erden ve Şükrü Bal'ın beyanları ile düğünden sonra altınların davalı tarafından bozdurularak borçları için kullanıldığı tereddüt oluşturmayacak şekilde ispatlanmıştır. Bu nedenle kadının ziynet talebinin kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir ve dosya kapsamı, tanık beyanları, bilirkişi raporu dikkate alınarak kadına düğünde takıldığı sabit olan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin verilmesine karar vermek gerekmiştir....
ZİYNET EŞYASININ İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 6 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 174 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet eşyası iadesi davasına dair karar davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelin tahsili istemine ilişkindir....
KARŞI OY YAZISI Dava ziynet eşyalarının iadesi ve manevi tazminata ilişkindir. Mahkemece ziynet eşyaları yönündeki davanın reddine, davacının resmi nikah yapmaksızın beraber yaşamayı tercih etmesi nedeniyle manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir. Ziynet eşyaları yönünden verilen bozma kararına katılmakla birlikte, manevi tazminat konusunda verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkeme kararında da belirtildiği üzere davacının davalı ile resmi nikah yapmaksızın beraber yaşamayı kendisinin istemesi nedeniyle kararın onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 06/06/2016...
AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyası iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G IT A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davacıya ait ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını, iade edilmediğini, ziynet eşyalarının (16 tane 13 gram, 3 tane 18 gram, 1 tane 24 gram olmak üzere 286 gram 20 bilezik, 1 gerdanlık, 48 küçük altın, 1 yarım altın, 1 büyük altın) değerinin dava tarihi itibariyle 30.100 TL olduğunu, çeyiz eşyaların değerinin de 10.000 TL olduğunu belirterek, ziynet ve çeyiz eşyalarının müvekkiline aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelleri toplamı olan 40.100 TL 'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....
Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadeden kurtulur. Somut olayda; davacı, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından, iade edilmek şartıyla kendisinden alındığını, çeyiz eşyalarının ise babasının evine götürüldüğünde müşterek konutta kaldığını ileri sürmüştür. Bu durumda, TMK' nun 6. maddesi gereğince ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu, ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını davacı kadın; bozdurulmuş ise ziynetlerin bir daha istenmemek üzere kendisine verildiğini veya iade edildiğini ise davalı ispat yükü altındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen çeyiz ve ziynet eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde tarafların boşandıklarını, davacının çeyiz eşyalarının hala müşterek konutta olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının da davalıda kaldığını, davacıya ait ziynet eşyalarının, evlendiği günden beri davalının annesinin evinde bulunan kasada bulunduğunu bildirerek, dava dilekçesinde dökümü yapılan ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı taktirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 18.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir....
Dosyanın incelenmesinde; davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde bedelini talep etmiş olmasına karşın, aşamalardaki (22.01.2013 tarihli celsede) beyanında ise dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini değil bedelini talep etmiş, eş söyleyiş ile talebini bedel iadesi olarak açıklamıştır. Buna karşın mahkemece, ziynet eşyalarının aynen iadesi yönünde de hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinin incelenmesinde özetle; her iki taraf kendisine düşen ziynet eşyalarının bir kısmını bozdurarak ailelerinin düğün borçlarını kapattığını, davacının bir kısmını da giderken köye götürdüğünü, kalan kısmını da daha önce götürdüğünü, davacının ziynet eşyalarının davalı tarafça bozdurulmadığını, 12 adet yarımlık altın konusunda mahkemece verilen karar verilmesine yer olmadığına dair hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, harcı tamamlattırılarak reddine karar verilmesi ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığını belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava; ziynet eşyalarının iadesi davası niteliğindedir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....