Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, karar verilen ziynet eşyalarından bir kısmının gramı yazılmayarak HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
iade mümkün olmazsa şimdilik 1.000,00 TL ziynet bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/404 ESAS - 2021/411 KARAR DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : Gaziantep 6. Aile Mahkemesinin 2019/758 esas sayılı dosyasında boşanma ve ziynet eşyası alacağı davası yönlerinden yapılan yargılama sonucunda verilen 16/06/2021 tarihli karar aleyhine taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulduğu, dosyanın dairemizin 2022/604 esas sırasına kaydedildiği, tarafların boşanmanın fer'isi niteliğindeki talepler yönünden istinaf incelemesinin söz konusu dosyada yapıldığı, ziynet alacağına ilişkin davanın tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine ve istinaf incelemesinin yeni esas üzerinden yapılmasına karar verildiği, tefrik üzerine ziynet alacağı davasına ilişkin dosyanın dairemizin yukarıda yazılı esas sırasına kaydedildiği anlaşılmakla dosya incelendi....
Dava; ziynet alacağına ilişkindir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının kanıtlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.(TMK m. 6) Dinlenen tanık beyanlarına göre de, söz konusu ziynetlerin düğünden sonra davalı tarafından alınarak, ev alınırken bozdurulduğu ve iade edilmediği anlaşılmaktadır....
iade mümkün olmazsa şimdilik 1.000,00 TL ziynet bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davalı-davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davalı-davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davalı-davacı kadına aittir. Davalı-davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir....
Davalı tarafın temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıya başlık bölümüne alınan karar ile bozulmuş; Mahkemece "...dava dilekçesinde; ziynet eşyası bedeli olarak 42.540,00 TL üzerinden talepte bulunulduğu ve bu talebin harçlandırıldığı anlaşılmıştır. Buna göre; talebin aşılarak karar verilmesi söz konusu değildir. Bu nedenle Yargıtay bozma ilamına uyulmamasına, önceki kararda direnilmesine, 40.539,60 TL ziynet eşyası bedelinin boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır..." gerekçesi ile direnme kararı verilmiş; direnme kararını davalı temyiz etmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacının dava dilekçesindeki ziynet eşyası bedeli olarak talebinin 25.690,00 TL mi yoksa 42.540,00 TL mi olduğu, buradan varılacak sonuca göre ziynet eşyası bedelinde talebin aşılıp aşılmadığı noktasında toplanmaktadır....
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynetlerin bir bölümünün davacı tarafından bozdurulduğunu, geriye kalan ziynetlerin ise davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası; rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....
Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının kendisinden zorla alındığını iddia etmesine rağmen, karşı davaya cevap dilekçesinde ise erkeğin, kendisi hakkında altınları alarak Türkiye ye kaçtı şeklindeki sözleri nedeniyle, tekrar Almanyaya dönüp, altınları bulunduğu yerden alarak, davalı-karşı davacı erkeğe teslim ettiğini beyan etmek suretiyle, dava dilekçesindeki beyanıyla çelişmiştir. Ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı erkekte olduğunu ispat yükü, davacı-karşı davalı kadındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Yapılan yargılama ve dinlenilen tanık beyanlarından, davacı-karşı davalı kadın, ziynet eşyalarına yönelik iddiasını ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince "Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının reddine, yine kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı, davacı-karşı davalı kadın tarafından "kendi boşanma davasının ve ferilerinin reddi ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin bölge adliye mahkemesince bu yöne ilişkin istinaf talebi olmadığı değerlendirmesi yapılarak incelenmediği anlaşılmaktadır....