"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından; her iki dava ve ziynet alacağı ile çalışma karşılığı alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı (kadın)'ın evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği ve eşini aşağıladığı ve böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğu, yine davalı-davacı (kadın) tarafından karşı dava dilekçesinde, ziynetler ve çalışma karşılığı alacak konusunda, harcı yatırılarak usulüne uygun bir talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyası ve Katılma Alacağı Şaride İnan ile ... aralarındaki ziynet eşyası ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Aile Mahkemesinden verilen 30.09.2010 gün ve 64/877 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, tarafların 1991 yılında evlendiklerini, vekil edeninin kişisel malı niteliğindeki 3 adet bilezik, 3 adet aynalı bilezik, 1 adet hasır gerdanlık ve 11 adet Cumhuriyet altınından oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafından alınarak iade edilmediğini, yine evlilik birliği içerisinde 2004 yılında davalı tarafından satın alınarak daha sonra elden çıkarılan ev üzerinde de hakkı bulunduğunu ileri sürerek, 10.000 TL. ziynet eşyası alacağı ve 30.000 TL. katılma alacağının davalıdan alınmasına karar verilmesini...
Somut olayda talep edilen ziynet alacak miktarı 50.000,00 TL ve mahkemece 17.359,00 TL ziynet alacağının ödenmesine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle tarafların ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun ojdîi hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; alacak davasının reddedilen kısmını istinaf etmiştir. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; alacak davasının kabul edilen kısmını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının istinaf incelemesi sırasında kadının tefrik edilen ziynet ve çeyiz eşya alacağı talebine ilişkindir. Dairemizin 2022/1884 Esas sırasına kaydedilen ve taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının istinaf incelemesi sırasında kadının ziynet ve eşya alacağı talebi tefrik edilip Dairemizin yukarıdaki esas sırasına (2023/522) kaydedilmiştir....
ziynet alacağına ilişkin temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/15192 Esas sayılı takip dosyasını müvekkiline takılan ziynet alacakları için takip başlattıklarını, ziynet alacaklarının müvekkilinin şahsi malı olduğunu, karşı tarafça ziynetlerin iade edilmediğini, taraflar arasındaki boşanma davasında ziynet alacağının bahis konusu yapılmadığını, takipte belirttikleri ziynetlerin müvekkiline aynen yada miktarlarının ödenmesinin gerektiğini, bu nedenle haksız açılan davanın reddiyle takibin devamına, %20'den az olmamak kaydıyla karşı yan aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "davalı kadının ziynet alacağı talebinin bulunmadığı yönündeki beyanın yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere feragat niteliğinde olduğu, Ankara 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 29.09.2002 tarihinde evlendiklerini, taraflar arasında boşanma davasının halen devem ettiğini, davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından alınarak işine sermaye yapıldığını belirterek, davaya konu ziynet eşyalarının bedeli olarak şimdilik 5.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Tarafların kişisel eşyadan (ziynet eşyasından) kaynaklı alacağına dair istinaf başvuruları yönünden; Davacı düğünde takılan 20 çeyrek altın, 14 adet 40'ar gramlık Adana burması bilezik, altın kolye-küpe-bilezik setinin davalı tarafından rızası dışında alınarak borçları için kullanıldığını geri verilmediğini iddia etmiş, davalı ise borçları için 3- 5 adet bilezik bozdurulduğunu, davacının bu ziynetleri geri istememek üzere verdiğini savunmuştur. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir....
Davalının davacının eski kayınpederi olduğu, uyuşmazlığın Borçlar Kanunundan kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, TMK'nın aile ve mal rejimine ilişkin hükümlerin tatbikini gerektiren bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davada görevli mahkeme aile mahkemesi değil genel mahkemelerdir. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/09/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; öncelikle mahkemenin yetkisiz olduğunu, Bor mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davanın, dava dilekçesinde iddia edilen iddiaların kesinlikle kabulü anlamına gelmemekle birlikte davaya ve davalının ziynet eşyası davası dahil tüm alacak iddialarına karşı ayrıca açıkça zamanaşımı def'i ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gibi dava konusu sözde alacağın zaman aşımına uğradığını, bu sebeple de davanın reddinin gerektiğini, davanın niteliği itibarıyla belirsiz / kısmi alacak davası şeklinde açılamayacak bir dava olduğundan usulden reddinin gerektiğini, davacının davasını her ne kadar belirsiz / kısmi alacak şeklinde açtığını belirtsede değer artış payı talebini ve katılma alacağı talebini tek kalemde talep ettiğini, bu hususunda usule aykırı olduğunu ve davanın reddi gerektiğini, katılma alacağının bağımsız bir dava olduğunu, ziynet alacağı ile...