Aile Mahkemesi'nin 2012/26 Esas sayılı dosyasında da davacı tarafın 30/07/2010 tarihli duruşmasında ziynet eşyaları yönünden davalarını atiye bıraktıklarını beyan ettiklerinden belirsiz alacak davası açılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı kadının evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyası talebine yönelik ispata yarayacak hiçbir vakıa ve delil ibraz edemediğini, dava dilekçesinde belirtilen eşya ve ziynet taleplerinin değeri, cinsi, tutarını da kabul etmediklerini, davacı tarafın müvekkilinden haksız olarak para elde etmek için bu taleplerini kurguladığını, davacı tarafın dava dağerini 12.600,00TL olarak belirtilmiş ise de, bu değerin ev eşyaları talebi yönünde olup, ayrıca ziynet eşyaları yönünden dava değeri belirtilerek harcı yatırılmış bir davanın da bulunmadığını, Tarsus Aile Mahkemesinin 2009/51 Talimat sayılı dosyasında delil tespiti dosyasının bu dosyada delil olabilmesinin de mümkün olmadığını, söz konusu malların müvekkili tarafından satın alındığına...
Davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; düğün takılarının tamamının, müvekkil ve davacı eş tarafından müştereken Trabzon'da bir kuyumcuda bozdurularak ortak banka hesabına aktarıldığını, bu paranın tamamen müştereken çocukların doğumunda ve devamındaki masraflarda ve evlilik birliği içerisindeki harcamalarda kullanıldığını, ziynet eşyasının müvekkili tarafından alındığı ve iade edilmeden kişisel olarak harcandığı iddiasının kabul edilmeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Davacı kadın ziynet eşyası alacağı talep etmiş ; TMK.nın 6.maddesine göre ziynet alacağını ispat külfeti kadındadır. Kadın dava konusu ziynet eşyalarının neler olduğunun ve nasıl elinden alındığının da ispat yükü altındadır. Somut olayda davacı kadın ziynet eşyalarının ne kadar olduğu dosyaya sunulan düğün fotoğrafından ve alınan beyanlardan anlaşılmıştır....
nedeni ile takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu, kişisel ziynet eşyası alacağı davasının reddi" yönlerinden istinaf başvurularını 6100 sayılı HMK.'...
Mahkemece, manevi tazminat isteminin kabulüne, ziynet eşyası isteminin reddine, yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin talepler yönünden dosyanın tefrik edilerek Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmak üzere ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ... ile boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiğini, evlenirken çeyiz senedi ile çeyiz eşyaları ve ziynet eşyalarının teslim edildiğini, ayrılırken bu eşyaların kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde değerlerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yasal faizi ile birlikte davalılar tarafından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; ziynet eşyalarının değerinin hesaplama tarihinin karar tarihi olması gerektiğini, aynen iadeye karar verilmesi gerektiğini, erkeğin kusurlu olduğu ceza dosyası ile sabit olmasına rağmen lehe tazminatlara hükmedilmediğini belirterek kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, ziynet alacağı davasında hesaplamada dava tarihinin esas alınması ve aynen iadeye karar verilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; eşit kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, nafakanın kaldırılması gerektiğini, ziynet eşyası alacağı davasının ispatlanmadığını belirterek kusur belirlemesi, nafakalar ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur C....
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur....
Mahkeme gerekçeli kararında, "sübut bulan davalı-karşı davacının ziynet eşyalarına yönelik talebin kabulüne karar vermek gerekmiş" ifadesiyle yetinmiş, bunun dışında; hangi tanık beyanlarına hangi sebeple üstünlük tanındığı, hangi tanık beyanlarına hangi sebeple itibar edilmediği belirtilmediği gibi, başka bir gerekçeye de yer vermemiştir. Bu haliyle karar, davalı-karşı davacı kadının ziynet eşyası alacağı talebi yönünden yeterli gerekçeden yoksun olup Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/1-c maddesindeki unsurları içermemektedir. Bu bakımdan gerekçesiz karar oluşturulması usule aykırı bulunmuştur....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı kadının, kayınvalidesi ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra günlük kıyafetleri ile baba evine gece saatlerinde eşi tarafından bırakıldığı, davacı kadının evden ayrılmayı önceden tasarlamadığı, tanık ifadesinde kadının yanında ziynet görmediğini beyan etmiş olduğu, daha sonra kadının tanıklarla beraber eve döndüğünde ziynetlerini bulamadığının tanıklar tarafından ifade edildiği görülmüştür. Böylece,davacı kadının ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, ziynet eşyası talebinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı kadın çeyiz eşyası talebinde de bulunmuş ve eşyalar dava sırasında davalı tarafından davacıya teslim edilmiştir. Mahkemece, davanın konusuz kaldığı gerekçessiyle davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir....
Somut olayda davalı-davacı kadının reddedilen ziynet eşyası bedeli toplam 39.130,00TL tutarında olup, bölge adliye mahkemesince verilen karar kesindir. Bu nedenle, davalı-davacı kadının ziynet eşyası talebine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....