Her ne kadar davacı kadının takı parasına yönelik talebi yönünden, ilk derece mahkemesince paranın kadına ait olduğuna yönelik bir teamül bulunmadığı gibi tarafların bu nevi bir yöresel adetlerinin de bulunmadığından bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de davacının dava dilekçesi ile düğünde takılan ziynetlerinin iadesini talep ettiği, nitekim taleplerini açıkladığı 20/12/2016 tarihli dilekçesi ile de cins, ayar ve miktarını açıkladığı altın vasfındaki ziynet eşyaları ile birlikte aynı zamanda 5.000 TL nakit paranın da tahsilini talep ettiği, bu kapsamda; düğünde taraflara takılan, verilen, ekonomik değer taşıyan her şeyin ziynet eşyası vasfında olduğu, buna göre düğünde gelin ve damada takılan değerli taş ve madenlerin yanı sıra, düğün merasimi nedeniyle verilen paranın da Yargıtay 2....
Somut olayda mahkemece; bu ilke gözardı edilip davacı ve davalı lehine, kabul edilen ve reddedilen ziynet ve çeyiz eşyası bedellerinin toplamı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği belirlenen tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, konusu para ile ölçülebilen kişisel mal niteliğindeki çeyiz ve ziynet eşyası taleplerinin ayrı davalar olarak değerlendirilip davacı ve davalı lehine ayrı ayrı vekâlet ücretlerine hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir değer olan davalarda davanın kısmen kabulü halinde, kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davacı lehine kabul edilen tüm miktar üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ise reddedilen tüm miktar üzerinden, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Davacı kadın davasını ziynet ve çeyiz eşyası alacağı olarak açmış, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde 5.000,00 TL alacak talep etmiş, ziynet yönünden verdiği ıslah dilekçesinde toplam 5.000,00 TL'lik talebin 2.500,00 TL'sinin ziynet yönünden, 2.500,00 TL'sinin çeyiz eşyası alacağı yönünden olduğunu açıklamıştır. Çeyiz eşyası alacağı yönünden talep 2.500,00 TL'dir....
Çoğunluk görüşüne aşağıda açıklanan gerekçeler ve özellikle davacı-karşı davalı kocanın iddia edilen ziynet ve takıların tamamını kabul etmemesi, takıldığı belirtilen bir kısım ziynet ve takının ise evlilik birliği içinde bozdurulduğunu savunması ve bu savunmasının iddia edilen ziynet ve takıların tamamı için ikrar niteliğinde olmaması, ziynet ve takının farklı kavramlar olması ve ispat yükünün yer değiştirmemesi nedeni ile katılınmamıştır. 7. Öncelikle ziynet eşyası kavramını açıklamak gerekirse; 7.1. Ziynet, altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır ( Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet, Takı ve Para Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 04.06.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 06.06.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III/e bendi) zorunludur. Temyiz eden davalı-davacı kocadan kabul edilen ziynet alacağı üzerinden 266,03 TL. nispi temyiz harcının eksik alındığı görülmektedir....
Somut olayda, davacı kadının 25.870,00 TL tutarındaki ziynet eşyası alacağı talebinin kabulüne karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davalı erkeğin ziynet eşyası alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Davalı ..., davacının giderken ziynet eşyalarının tamamını götürdüğünü, kendisinin ziynet eşyalarını almadığını, davacı ile anlaşmalı olarak ayrıldıkları için kendisini abisine teslim ettiğini, davacıyı giyinik vaziyette götürüp teslim ettiklerini, davacının evden çıkmadan önce üzerinde 5 tane bileziğinin olduğunu, takı seti ve yüzüğünün üzerinde olduğunu, hatta altınları çıkarıp kendisine vermek istediğini, kendisinin de bunlar senin hakkın diyerek çantasına koymasını istediğini, gerdanlık ve diğer kıymetli eşyalarını çantasına koyduğunu belirtmiş, davalı ... ise; oğlunun ziynet eşyalarını davacının abisinin yanında verdiğini belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davacının boşanma dosyalarında ziynet eşyaları ile ilgili bir beyanının bulunmadığı, davalı tanıkları ile davacının üzerinde ziynet eşyalarının olduğunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ziynet alacağı istemine ilişkindir....
Davalı vekili dilekçesinde; tarafların 7 yıl süren arkadaşlık/flört dönemi sonrasında nişanlandıklarını, 1 yıl nişanlı kaldıklarını, 7 yıl boyunca taraflar arasında mutlu bir beraberlik olduğunu ancak nişanlanmaları sonrasında davacının babasının olumsuz davranışları nedeniyle sorunlar çıktığını, davacının babasınının düğün gecesi takılan takıları almak istemesine varan hareketlerinin evliliğin daha başında sarsılmasına neden olduğunu, tarafların 70 gün süren müşterek yaşamdan sonra ayrıldıklarını, davacının babasının nişanlılık döneminde müvekkilinin babasından defalarca borç aldığını ve iade etmediğini, davacının babasının taraflar evlilik hazırlıkları yaparken ev eşyası ve ziynet eşyası alacakları sırada müvekkiline kendisinin paraya sıkışık olduğunu bu nedenle ev eşyaları ve ziynet için kullanacakları parayı kendisine vermelerini bunun yerine kendisinin çek verebileceğini belirtince müvekkilinin hiçbir kötü niyet taşımadan kayınpederine yardımcı olmak ve eşini üzmemek maksadı ile bunu...
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 21/01/2021 tarih, 2020/306 esas ve 2021/92 karar sayılı kararının ziynet alacağına ilişkin hüküm kısmının 11, 12, 13 ve 14 nolu bentlerinin KALDIRILMASINA, 3- 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince ziynet eşyası alacağı yönünden yeniden karar verilmesi gerektiğinden; a)-Davacı kadının ziynet eşyası alacağı davasını ispat edememesi nedeniyle davanın REDDİNE, b)-Davacı adli yardımdan yararlandığından ziynet alacağı davası nedeniyle 59,30 TL peşin harcın davacıdan alınarak, hazineye gelir KAYDINA, c)-Davacının ilk derece mahkemesinde ziynet alacağı davası nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, d)-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde ziynet alacağı davası nedeniyle yapılan yargılama gideri olmadığından, bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, e)-Davalı ziynet alacağı davasında kendisini vekille temsil ettiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 6.747,50 TL nispi vekalet...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; eşi olan davalı tarafından müşterek evden kovulduğunu, düğün sırasında kendisine takılan ziynet eşyalarının bir bölümünün davalı tarafından bozdurulduğunu, geriye kalanların ise müşterek evde kaldığını ileri sürerek; ziynet eşyalarının bedelinin düğün tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı; ziynet eşyalarının bir bölümünün düğün borçlarının ödenmesi ve araba satın alınması için davacının rızası ile bozdurulduğunu, geriye kalan iki adet bilezik ile iki adet takı setini ise davacının evden ayrılmasından sonra borçları nedeniyle bozdurmak zorunda...