WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutun devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz....

    Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "Kurucu" değil "Açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "Emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "Belirli olan" bir işlem için verilebilir....

      Dava, aile konutu nedeniyle tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulması talebine ilişkindir. TMK'nın 194/1 maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Davacı taraf, davalı T5'ın dava konusu taşınmazı mal kaçırma amacı ile diğer davalı T5'a satış sureti ile temlik ettiğini, davalı taraf ise dava konusu taşınmazın ilk alım tarihi olan 28/04/2010 tarihinde alınması amacı ile tüm bedelin annesi tarafından ödendiğini, annesi hasta olduğu için tapuda devri kendi adına yaptığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında dava konusu taşınmazın 2010 yılında Yusuf Ersoy' dan satın alındığı, taşınmaz bedelinin davalı T5adına kayıtlı olan banka hesabı aracılığı ile dava dışı Yusuf ERSOY'a ödendiği anlaşılmıştır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava aile konutu nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemi ile aile konutu şerhi konulması isteminden ibarettir. Aile konutu şerhi konulması istemi dosyadan tefrik edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....

      Toplanan delillerden; davalı kadının 15.03.2012 tarihinde dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması davası açtığı, ... 1. Aile Mahkemesince 16.07.2013 tarihinde dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verildiği, tarafların 14.01.2015 tarihinde boşandıkları, bunun üzerine davacı erkeğin aile konutu şerhinin kaldırılmasını mahkemeden talep ettiği, ... 1. Aile Mahkemesince 26.02.2016 tarihli ek kararla aile konutu şerhi konulması kararının, tedbir kararı olmadığı, dava üzerine taşınmaza aile konutu şerhi konulduğu, bu nedenle şerhin dava yolu ile kaldırılmasının mümkün olduğu gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, bunun üzerine davacının bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaza, mahkeme kararı ile aile konutu şerhi konulmasına karar verildiğinden, aile konutu şerhinin kaldırılması da ancak dava yolu ile istenebilir. Bu nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında; ......

        Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; aile konutu niteliği taşıyan dava konusu taşınmazın, davacının eşi ... tarafından 24.02.2009 tarihinde davalılardan ...'a devredildiği, ...’ın da 23.11.2010 tarihinde taşınmazı davalılardan ...'a devrettiği, davacı ve davalı eşin çocukları ile birlikte evlendikleri tarihten itibaren dava konusu taşınmazda oturmaya devam ettikleri anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre. "‘Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklan sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır....

          Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin "direnme gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Karınım madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemiz, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konukluğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır....

            İcra Müdürlüğünün 2018/4576 esas sayılı dosyasından icra müdürlüğünce, ihale ile satılan evin satışından sonra kalan miktarın, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasından dolayı borçlu ile aile konutu şerhi koyan Safiye Aygül arasında eşit paylaştırılmasına karar verildiğini, karara itiraz ettiğini, aile konutu şerhi koyan Safiye Aygül ile Kocaeli Aile Mahkemesinin 2019/407 esas sayılı kararı ile boşandıklarını, 24/09/2019 tarihinde boşanma kararının kesinleştiğini, mahkeme kararında tedbir kararı verilmediğini, evin ihale ile satışının boşanma meydana geldikten sonra gerçekleştiğini, buna rağmen ihale bedelinden artan miktarın yarının Safiye Aygül'e verilmesi kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına dair dava 28.01.2013 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesindeki "aile konutu şerhi konulması için ilgilisinin tapu müdürlüğüne başvurması gerektiğine" dair değişiklik 19.02.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dava tarihi itibarıyla mahkeme aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davada isteğin esası hakkında karar vermekle görevlidir....

              Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “direnme gerekçesinde” açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanununun 194 maddesi hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır....

                UYAP Entegrasyonu