Davacı vekili dilekçesinde kişisel mal niteliğinde 3 adet mehir bedeli olarak 1 adet olmak üzere toplam 4 adet bileziğin davalıya verildiğini, davalının ziynet eşyalarını iade etmediğini öne sürerek talepte bulunmuştur. Mahkemece ziynet eşyalarının dava tarihindeki değeri esas alınarak iadeye esas bedelin belirlenmesi gerekirken, ziynet eşyalarının verildiği tarihteki değerlerinin esas alınması ve yazılı şekilde aynen, olmadığı takdirde kararda yazılı bedelin davalıdan alınmasına karar verilmesi hatalı olmuştur. .//.. O halde; temyiz edenin sıfatı dikkate alınarak ziynet eşyalarının dava tarihindeki değerleri dikkate alınarak aynen iadesinin mümkün olmaması halinde davalıdan alınacak ziynet bedelinin tespit edilmesi, ondan sonra ziynet eşyaları hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir....
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları, kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı kadın, ziynet eşyalarını iade edilmesi şartıyla davalı kocasına verdiğini ileri sürmüştür. Bu durumda, kural olarak ispat yükü davacı kadındadır. Ancak, davalı koca cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının davacı kadının rızası ile bozdurulduğunu savunmuştur. Açıklanan bu savunma karşısında ispat yükü yer değiştirmiş olup, ziynet eşyalarının davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini davalı kocanın ispat etmesi gerekir....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğunu ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğu iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır. İş bu dosyada ve boşanma dosyasında dinlenen tanıklar davacıya düğünde takılan altınları davalının aldığını beyan etmişlerdir. Davacının dinlettiği tanıkların beyanları somut ve görgüye dayalıdır. Davacıdan aktarılmış değildir. Ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunun davacı tarafça ispatlanmıştır. Bu durumda davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece 26.01.2016 tarihli kararla davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiş, davacı- davalı erkek ziynet alacağının kabulü kararını temyiz etmiş, Dairemizin 23.01.2017 tarih, 2016/15910 E., 2017/637 K. sayılı kararıyla tanık Saime’nin beyanları arasındaki çelişki giderilmek üzere karar bozulmuştur. Bozma sonrasında mahkemece tanık Saime, ikinci tanık listesinde yer aldığından beyanlarına itibar edilemeyeceği, kadının ziynet alacağını ispat edemediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir....
Açıklanan nedenle davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz talebi karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından, davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı-karşı davalı kadının münhasıran ziynet alacağı davasına yönelik katılma yolu ile temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece, tüm doysa kapsamı itibariyle, davacının kendi rızası ile ziynet eşyalarının gerek davalı koca ve gerekse diğer davalılara verdiği, bunun aksini ispata yarar herhangi bir delil sunulmadığı, davacının yemin hakkını da kullanmadığı, buna göre ispat yükü alında bulunan davacının iddiasının ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından ziynet alacağı davasının kabulü yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise ziynet alacağı davasında hükmedilmeyen yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hüküm ziynet alacağı davasının kabulüne ilişkin gerekçe hükümde gösterilmediğinden bahisle ziynet alacağı davası yönünden bozulmuş olup, bozma sebebine göre ziynet alacağı davasına yönelik vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin incelenmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı-davacı kadının ziynet alacağı, gösterdiği delillerle kanıtlanamamıştır. Ancak, dava dilekçesinde "yemin" deliline dayandığı halde, kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır....
Bu kapsamda kadının dava açarken yatırdığı başvuru harcı hem boşanma davasının hem ziynet eşya davasının başvuru harcıdır. Ancak ziynet eşyaları yönünde nispi peşin harcın HMK.nun 30- 32 maddesine göre alınması gerekir. Mahkemece, kadının ziynet eşya alacağı davası için HMK.nun 30- 32 maddesine göre işlem yapmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, davacı kadının ziynet eşyaları yönünde HMK.nun 30- 32 maddesine göre nispi peşin harç yatırması için davacıya süre vermek hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır. Gösterilen sebeplerle, davalı erkeğin davacı kadının ziynet eşyası davasının kabulüne yönelik istinaf itirazının usulden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davacının ziynet eşyası yönünden kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre, davalı erkeğin esasa yönelik istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür. Somut olayda, davacı(kadın) dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğunu ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının bir kısmının kendisinin askerde olduğu dönemde davacının isteği üzerine bozdurulduğunu, geriye kalanın ise davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğu iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır....
Öteki deyişle, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkek eşe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iade yükünden kurtulur. Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür. Somut olayda, davacı(kadın) dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının bir kısmının davacının yanında götürülmüş olduğu,bir kısmının düğünde yapılan masraflar için bozdurulduğunu,diğer bir kısmına ise davacı tarafından ortak konuttan ayrıldığı sırada zarar verildiğini iddia etmiştir....