İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından; her iki tarafça açılan boşanma ve karşılık boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 450 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminata hükmedildiği,kadının ziynet alacağı talebinin kabulüne karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının erkeğin kusurlarını ispat edemediğini, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı kanaati ile verilen kararın hatalı olduğunu, kararın kadının boşanma davasının kabulü ve belirlenen nafaka, maddi ve manevi tazminatlar yönünden kaldırılması gerektiğini belirterek verilen kararın kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl ve karşı dava, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Maddesine dayalı tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesinde, Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davalı-karşı davacı erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TMK'nın 174/1.maddesi gereğince maddi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-karşı davacı erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı davalı kadın süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafaka miktarları ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE : Dava; TMK'nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmeyen davacı-davalı kocanın tamamen kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 21/12/2017 tarihinde evlendikleri bu evlilikten iki müşterek çocuklarının bulunmadığı, davanın TMK 166/1 maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde, davalının eve geç geldiği, bazen hiç gelmediği, müşterek haneden kendisini kovduğu vakalarına dayanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve bu duruma az da olsa davalının kusurlu davranışlarının sebep olduğunun ispatlanması gerekir. Dosya kapsamında dinlenen tanıkların görgüye dayalı herhangi bir bilgisi olmadığı, davacının beyanlarını aktardıkları anlaşılmıştır. TMK'nun 6....
Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki taleplere ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Davaya rağmen eşlerin bir süre birlikte yaşaması evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, sürdürülebilir olduğunu ve davadan önceki olayların taraflarca hoşgörü ile karşılandığını gösterir. Bu nedenle taraflara boşanma davasının açılmasından önceki vakıalar kusur olarak yüklenemez. Her dava, açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre değerlendirileceğinden, tarafların bir araya gelmelerinden sonra oluşan olaylar ise ancak yeni bir davanın konusunu oluşturur ve eldeki davada kusur belirlemesine esas alınamaz....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşmalı boşanma davası açılmış ise de, davalı erkeğin akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve vasisinin bulunduğu, bu durumda anlaşmalı boşanmanın gerçekleşemeyeceği, davaya çekişmeli olarak devam edildiği, davacıya dava dilekçesini sunmak üzere süre verildiği, davacı kadının dilekçesinde evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanıldığı, akıl hastalığına yönelik boşanma sebebine ise dayanılmadığı gibi bu yönde ıslahta yapılmadığı, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere kısıtlandığı, davalının hareketlerinin iradi olmadığı, davalı erkeğe, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma davasında kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm boşanma davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine sürekli şiddet uygulayan davacı-davalı koca tamamen kusurludur. Davalı–davacı kadının kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
Davalı-davacı erkeğin mahkemece belirlenen kusurları sabit ise de; davacı-davalı kadının da eşine "şerefsiz" diyerek hakaret ettiği ve birlik görevlerini ihmal ettiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca, her iki tarafın kusurlu tutum ve davranışlarıyla ulaşıldığının kabulü gerekir. Ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkek ağır kusurludur. Bu halde, kadın da boşanma davası açarak boşanmayı talep ettiğine göre, davacı- davalı kadının erkek tarafından açılan boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, erkeğin davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki şartların gerçekleştiği gözetilerek, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, bu davanın reddi doğru görülmemiştir....
Dosyadaki delil durumu itibariyle davacı tarafından davalıdan kaynaklanan nedenlerden dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususun ispat edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı kocanın kusurlu olduğu, fiili ayrılığın da tek başına boşanma sebebi sayılamayacağı dikkate alındığında, ispat edilemeyen davanın reddine ilişkin kararın yerinde olduğu, Anlaşılmakla, karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....