Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasıdır. Bölge adliye mahkemesince davacı kadının zina (TMK m.161) hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmiş ise de; toplanan delillerden, davacı kadının dayandığı ve davalı erkek tarafından inkar edilmeyen, erkeğin başka kadınla birlikte, banyoda yarı çıplak vaziyette çekildiği ve samimi durumda oldukları anlaşılan fotoğrafının bulunduğu ve tanık beyanından erkeğin başka kadının yanında yaklaşık 10 gün süreyle kaldığı anlaşılmaktadır....
Dava; TMK 161, 163, 166 /1 maddesi gereği zina, haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. Dava dilekçesinde, tarafların TMK m. 161 kapsamında zina, TMK m.163 kapsamında haysiyetsiz hayat sürme ve TMK m. 166/1 kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleri ile boşanmaları talep edildiği halde, haysiyetsiz hayat sürme iddiasına ilişkin TMK m.163 maddesi kapsamında ve evlilik birliğinin temelinden sarsılma iddiasına ilişkin TMK'nın 166/1 kapsamında bir gerekçe yazılmamış, ilk derece mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Boşanma davalarının "aynı dava" içinde "birden fazla sebeple" açılması mümkündür. Aile mahkemesi hakimi her bir sebep hakkında inceleme yaparak karar vermek zorundadır (HMK.md.26). Davacı kadının dava dilekçesi, zina yanında haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılma sebebine dayalı boşanma isteğini de içermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; zina nedenine dayalı boşanma kararı verilmemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, tazminatların ve kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı kadın tarafından ise; tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek, zina (TMK m.161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK.m.163) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebeplerine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davacı, davalının zinası nedeniyle hem özel hem de genel sebebe dayanarak boşanma talep edebilir. Evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava kabul edilmiş, zina sebebine dayalı boşanma konusunda ise bir karar verilmemiştir....
Davacı kadının zina nedenine dayalı boşanma talebinin kabulüne karar verilmesi, zina hukuki sebebine dayalı davanın kabul edilmesi sebebiyle, terditli istem olan TMK 166/1- 2 maddelerine dayalı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. 3- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarı azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusunun mal paylaşımı davası olması ve alacağın muaccel hale gelmemesi nedeniyle de ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, mal paylaşımı davasında ortada muaccel hale gelmiş bir alacak bulunmadığını, yargılama sonucuna bağlı bir alacak olduğunu, yaklaşık ispat kuralı ile ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, bu nedenle ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, katılma alacağı ve katkı payı alacağı (değer artış payı) davasının konusu mal ve haklar hakkında "ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı" verilemeyeceğini, İİK md 257'ye göre ihtiyati haciz kararının muaccel alacaklar hakkında verileceğini, oysa mal paylaşımı davası ile evlilik içinde elde edilen veya katkı sunulan mal veya haklar üzerinde bir yargılama sonucunda alacak muaccel hale geleceğini, bu nedenle mal paylaşımı davalarında ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olmadığını belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usulüne uygun verilen ara karara rağmen davalı tanıkları, ... ve ...' ın açık adreslerinin bildirilmemesi nedeniyle bu tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, zina sebebine dayanan boşanma davalarında, yasada öngörülen hak düşürücü süre, süre gelen eylemlerde, son eylemin bittiği tarihten itibaren başlayacağı, davacı kadının zina eylemini 2017 yılı Nisan ayında öğrendiği tanıklarca ifade edildiğine göre, hak düşürücü sürenin sona erdiğinden söz edilemeyeceği, hal böyle olunca, davanın süresinde açıldığının ve davalı erkeğin zina eyleminin gerçekleştirdiği sabit olmakla davanın kabulüne karar verilmesi ve kadın lehine koşulları oluştuğu için 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesi gereğince maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, bununla birlikte tazminatların miktarları, kusur durumu ve tarafların ekonomik durumları...
Davalı (erkek) vekili istinaf dilekçesinde; boşanma kararına itirazlarının olmadığını, kesinleştirilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesince yapılan kusur derecelendirilmesinin yanlış olduğunu, en azından eşit kusurlu kabul edilmeleri gerektiğini, kadın lehine tedbir/ yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat verilmesinin doğru olmadığını belirterek, boşanma yönünden kurulan hükmün kesinleşmesini, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat yönünden verilen kararların eşit kusur ilkesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TMK'nın 161.maddesi gereğince özel boşanma sebebi olan zina sebebiyle boşanma, bu talep kabul edilmediği takdirde TMK'nın 166/1.madde kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır....
Davalı (erkek) vekili istinaf dilekçesinde; boşanma kararına itirazlarının olmadığını, kesinleştirilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesince yapılan kusur derecelendirilmesinin yanlış olduğunu, en azından eşit kusurlu kabul edilmeleri gerektiğini, kadın lehine tedbir/ yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat verilmesinin doğru olmadığını belirterek, boşanma yönünden kurulan hükmün kesinleşmesini, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat yönünden verilen kararların eşit kusur ilkesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TMK'nın 161.maddesi gereğince özel boşanma sebebi olan zina sebebiyle boşanma, bu talep kabul edilmediği takdirde TMK'nın 166/1.madde kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır....
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; zina nedeniyle boşanma kararına ve maddi tazminata itirazlarının olmadığını, bu yönlerden kararın kesinleştirilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakası talebinin reddi, deliller toplanmadan manevi tazminat kararı verildiği için manevi tazminatın az olmasını ve tasfiye ile ilgili taleplerine karar verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı davalı erkek vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Birleşen dava TMK 161.madde gereğince zina olmadığı takdirde TMK 166/1.madde gereğince boşanma şeklinde terditli açılan davadır. İlk derece mahkemesince, erkeğin asıl davasını ispat edememesi nedeniyle asıl davanın reddine, kadının birleşen davasının zina nedeniyle kabulüne ve ferilerine hükmedilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık taraflarca açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelınden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinde delillerin takdirinde hata olup olmadığı, davacı-davalı kadının boşanma davasının kabulü ile davalı-davacı erkeğin zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davalarının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 161 inci ve 174 üncü maddeleri. 3....