Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tek istinaf başvurusunda bulunan davalı-davacı erkektir.Bu sebeple kadının davasının reddi ve buna tekabül eden yargılama giderleri ile ücreti vekalet-harç-kadının tam kusurlu bulunması-velayet-kişisel ilişki hususları kesinleşmiştir. 1- )Davalı-davacı erkeğin hukuki sebep-ıslah ile ilgili istinaf başvurusu yönünden; Davalı-davacı erkek vekili her ne kadar açtıkları davada aldatmadan bahsettikleri için zina sebebiyle açıldığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmekte ise de;gerek dava dilekçesi gerek dilekçe teatisi aşamasındaki dilekçelerinde herhangi bir özel boşanma sebebi belirtmeksizin boşanma talep etmiştir.Kaldı ki davalı-davacı erkek vekili de tahkikat sone erdikten sonra sunduğu 27.09.2019 tarihli ıslah dilekçesinde "...dava dilekçesinde genel boşanma nedenlerine dayalı olarak dava açıldığını"açıkça bildirmektedir.Dolayısı ile erkeğin karşı davasının özel boşanma sebeplerinden olan zina sebebine dayanılarak açıldığı kabul edilemez....

O halde, kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması sebebine ( TMK md. 166/1) dayanılarak açılan boşanma davası yanında "zina" (TMK m. 161) sebebine dayanılarak açılan boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken "zinanın ispatlanmadığı" gerekçesiyle bu davanın reddi doğru bulunmamıştır. Diğer taraftan; erkeğin davası yönünden de Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluşmuştur. Bu sebeple erkeğin TMK'nın 166/2. Maddesine dayalı boşanma davasının da kabulüne karar vermek gerekirken hatalı kusur tespitine bağlı olarak boşanma davasının reddi yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

Davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı-karşı davacı erkek tarafından özel boşanma sebeplerinden zina sebebine dayanılarak (TMK m. 161) boşanma isteminde bulunulmuştur. Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşulu, "cinsel ilişkinin" varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Davacı-karşı davalı kadının bir başka erkekle cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış değildir. Davacı-karşı davalı kadının bir başka erkekle arabada ve alışveriş merkezine girerken görüldüğü, başkalarıyla telefonda mesajlaştığı anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı kadının bu davranışları zina değil, "güven sarsıcı davranış" niteliğinde olup; Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmayı gerektiren kusurlu davranıştır....

    GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK madde 166/1) ve ferilerine, karşı dava zina (TMK m. 161), aksi halde haysiyetsiz yaşam sürme (TMK m.163), aksi halde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflarca süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, "İncelemenin Kapsamı" başlığını taşıyan 355. maddede de düzenlendiği üzere; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu re'sen gözetir. 1- Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (6100 s. HMK. m.114/1- d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir....

    Temyiz Sebepleri 1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun ispatlanamadığını, kadının davasının ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, erkeğin davasının kabulü gerektiğini, tazminatların kaldırılması aksi takdirde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, itiraz ettiğimiz kusur oranı dikkate alınarak indirilmesi gerektiğini ileri sürerek; her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle;kadının davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların erkeğin kusuru ve maddî durumu dikkate alındığında kadının maddî ve manevî kayıplarını karşılamaktan oldukça uzak olduğunu ileri sürerek; kadının boşanma davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi, kusur belirlemesi...

      Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının zina sebebine dayalı olduğunu, talebe bağlılık ilkesinin dışına çıkılarak erkeğin davasında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi kapsamında boşanma hükmü verilemeyeceğini, zina davasının da kanıtlanamadığını, erkeğin davasının reddinin gerektiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, erkeğin birliğin temelinden sarsılmasında tamamıyla kusurlu olduğunu, bu kapsamda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, nafaka miktarının da son derece düşük olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasının miktarı, aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının yararına kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur. C....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, her iki boşanma davası ve kadının boşanma davasında ileri sürdüğü zina hukuki sebebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma talebinde, zina (TMK.md.161) hukuki sebebinin gerçekleşmediği boşanmaya; Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğini temelinden sarsan davalı-davacı kocanın güven sarsıcı davranış içine girme şeklinde gerçekleşen kusurlu davranışının sabit bulunması sonucu karar verildiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00...

          Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK m. 161/2). Somut olayımızda; iş bu süreler geçmemiştir; Zina (TMK m. 161), yasal koşullar gerçekleştiğinde başkaca hiçbir şey aranmaksızın mutlak olarak boşanmayı sağladığı için özel boşanma sebeplerindendir. Özel boşanma sebebi gerçekleştiğinde, evlilik birliğini derin ve onarılamaz bir şekilde sarstığı yasa koyucu tarafından baştan karine olarak kabul edilmiştir. Bu karine dolayısıyladır ki, ayrıca evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığı araştırılmamakta, olayların ispatlanması halinde (af veya dava hakkı düşmedikçe) boşanmaya karar verilmektedir....

          Davalı-karşı davacı erkek vekilinin, kusur tespitine ve karşı davanın gerek zina, gerekse evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kabulü kararlarına dair istinaf başvurusu yönünden; TMK.nun 161. maddesinde " Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. " TMK.nun 166/1. maddesinde ise "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olarsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." denilmektedir. Toplanan deliller uyarınca; tarafların aralarındaki geçimsizlikten dolayı ayrıldıkları, davacı-karşı davalı erkeğin kadın aleyhine Kayseri 6....

          Davalı-karşı davacı erkek vekilinin, kusur tespitine ve karşı davanın gerek zina, gerekse evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kabulü kararlarına dair istinaf başvurusu yönünden; TMK.nun 161. maddesinde " Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. " TMK.nun 166/1. maddesinde ise "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olarsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." denilmektedir. Toplanan deliller uyarınca; tarafların aralarındaki geçimsizlikten dolayı ayrıldıkları, davacı-karşı davalı erkeğin kadın aleyhine Kayseri 6....

          UYAP Entegrasyonu