Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a, 8 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde üzerindeki bağın ... oğlu ...'a, 9 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde üzerindeki bahçenin Zekeriya oğlu ...'a, 10 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde üzerindeki bahçenin ... oğlu ...'a ve 11 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde üzerindeki bahçenin ... oğlu ...'a ait olduğu ile 6 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde bu taşınmazın ... oğlu ...'ın kullanımında olduğu gösterilmiştir. Tespitler 01.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ... ve müşterekleri vekili 27.06.2012 tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazların mülkiyetlerinin öncesinde davacıların miras bırakanları ... oğulları ... ve ..., ... evlatları ..., ... ve ... ile ... karısı ...'...

    Mahkemece, fen bilirkişileri tarafından hazırlanan 07.01.2015 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen temyiz konusu bölümde davalı gerçek şahısların zilyet olmadığı, ancak davacı kurumun da bu bölümde ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir....

      Dava, kesinleşen kullanım kadastro tutanağına karşı, tapu kaydının beyanlar hanesine davacının fiili kullanıcı olduğu şerhinin yazılması istemine yöneliktir. Bu nitelikteki davalar, şerhte yer alan isimdeki yazım hatalarının düzeltilmesine ilişkin taleplerden farklı olarak kayıt maliki Hazineye ve varsa lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı fiili kullanım iddiasının ispat yükümlülüğünü içerdiği ve zilyetliğin korunması davasından farklı olarak tapu kaydının beyanlar hanesinde esaslı değişiklik yapılması sonucunu doğurduğundan çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilemez. Bu durumda 6100 sayılı Yasa'nın yürürlük gününden sonra açılmış olması nedeniyle davaya bakmak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmemektedir. 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir....

        Davacı ..., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak beyanlar hanesinde lehine şerh verilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hükmün davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından, ... Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/54 Esas, 2017/388 Karar sayılı ve 14.11.2017 tarihli kararının gerekçesi düzeltilerek usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur....

          Hukuk Dairesi'nce davanın, 2/B niteliğindeki çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde belirtilen zilyetliğin tespitine yönelik olduğu gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Yargılama sırasında Hazine ve adına kullanıcı şerhi bulunan Ayşe Cengiz'in davalı ... dışındaki diğer mirasçısı olan ... davaya dahil edilmiş, davacı ... tarafından 29.05.2015 tarihinde açılan taşınmazın davalı ...'in mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak verdiği muvafakat sonucunda oğlu ...'e kayden satışının yapıldığı iddiasına dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemli dava dosyası da dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Köyü 103 ada 24, 107 ada 3 ve 110 ada 23 parsel numaralı, sırasıyla 8058,39 m2, 5653,53 m2 ve 1049,46 m2 yüzölçümlü taşınmazlar üzerinde kendisine ait fındık ağaçları bulunmasına ve taşınmazın kendi kullanımında olmasına rağmen, kullanım durumu ve muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmediği iddiasıyla tutanağın beyanlar hanesinde kullanım durumu ve muhdesat şerhinin gösterilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, Davanın kısmen kabulüne, ... İlçesi ... Köyü, 103 Ada 24 ve 107 Ada 3 Nolu Parselin Kadastro Tespit tutanağının iptali ile aynı ada ve parsel numaraları altında tarla vasfında beyanlar hanesine "Bu parsel üzerindeki fındık ağaçları ... ... evlatları ..., ..., ..., ..., ... ve ... ...'ın müşterek olarak kullanımında olup halen kendilerine aittir" şeklinde şerh düşülmesine; dava konusu ... Köyü 110 ada 23 nolu parsel yönünden davanın reddine, Dava konusu parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli 4293 ve 4295 parsel sayılı taşınmazların adına tesciline, taşınmazların beyanlar hanesine davacı ...'ın kullanıcı olduğunun şerh düşülmesine karar verilmiş; hüküm, vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının beyanlar hanesinde kullanıcı şerhi bulunmamaktadır. Esasen 3402 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddesi kapsamı dışında tespiti yapılan taşınmazlarda beyanlar hanesinde kullanıma ilişkin şerh verilmesinin de yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece taşınmazların beyanlar hanesine davacının kullanıcı olduğu şerhi verilmesi isabetsizdir....

                Davacı ... vekili, yasal süresi içinde Büyükşehir Belediye Başkanlığına bağlı birimlerce hizmet alanı olarak kullanılan çekişmeli taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde Büyükşehir Belediyesinin kullanımında olduğunun belirtilmesi istemiyle davacılar ... ile ... mirasçıları vekili çekişmeli taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde çekişmeli taşınmazın %30'unun davacı ...'ın ve %70'inin ... mirasçılarının kullanımında olduğunun belirtilmesi istemiyle; davacılar ... mirasçıları ... ve müşterekleri vekili, çekişmeli taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde çekişmeli taşınmazların eski 694 parsel sayılı taşınmazın sınırlarında kalan bölümünün yarı payının davacıların kullanımında olduğunun belirtilmesi istemiyle dava açmışlardır....

                  Görülüyor ki, 3402 Sayılı Kadastro Kanunun 19/II. maddesine dayanılarak taşınmaz mal üzerinde muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kadastro mahkemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse, Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan öncesi nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davada istenebilir. Değişik bir anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak, genel mahkemelerde açılan davada, Kadastro Kanununun 19/II. maddesine sığınılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi dava edilemez. Dava konusu olayda davacı kadastro tespiti öncesi nedenlere dayanmamıştır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 03.03.2010 gününde verilen dilekçe ile 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine ada orman sınırı dışına çıkarılan ... 143 ada 1 parselin beyanlar hanesinde davalı ...ın kullanımında olduğunu, taşınmazın 1/4 hissesini devletden satın aldığını ve zilyetliğini teslim aldığını, zilyetlik sözleşmesinin imzalandığı 01/05/2003 tarihinden beri kesintisiz zilyet olduğunu, zilyetliğin tesbitine karar verilmesinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, mahkemenin dava konusu taşınmazın değeri yönünden görevsizliğine, karar kesinleştiğinde Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair verilen 13/04/2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi...

                      UYAP Entegrasyonu