Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca orman bütünlüğünü bozar nitelikte orman içi açıklığı konumundadır. 15/07/2004 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastrosu Yönetmeliğinin 26/a maddesi uyarınca bu tür yerlerin orman olarak sınırlandırılacağı öngörüldüğünden yapılacak orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırılması gerekir. Orman içi açıklığı niteliğindeki yerler zilyetliğe ve özel mülkiyete konu edilemez. Bu durumda; davacının taşınmaz üzerinde korunmaya değer zilyetliği bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zilyetliğin korunması ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır....

    Mahkemece, temyize konu, (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazın niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini belirlemekten uzak soyut içerikli ve denetime elverişsiz ziraatçı bilirkişi raporuna itibar edilmiş; yine, taşınmazın öncesini, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmişse tamamlanma ve zilyetliğin başlangıç tarihlerini belirtmekten uzak, elverişsiz tarihlere ilişkin ve yalnızca taşınmazın orman olup olmadığı yönünden değerlendirmeyi içeren yetersiz hava fotoğrafı incelemesi ile yetinilmiş; taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı incelenmeden ve çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların tamamının sel taşkın alanları lejantında kaldıkları belirtildiği halde jeolog bilirkişiden rapor alınmamış; davacı, çekişmeli taşınmazın adına tescilini talep ettiği halde, keşif sırasındaki taşınmazın davacıya mı kayınpederine...

      Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden ne zaman intikal ettiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı ve sürdülüş biçimi, zilyetliğin terk edilip edilmediği, terk edilmiş ise yeniden ne zaman zilyet olunduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenmeli, beyanlar arasındaki çelişki yöntemince giderilmeli, taşınmaza komşu tüm parsellerin onaylı kadastro tutanak örnekleri ve varsa dayanak kayıt ve belgeleri getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne okudukları gözönünde bulundurularak yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, orman tahdit harita ve tutanakları orman mühendisi vasıtasıyla mahalline uygulanarak taşınmazın orman tahdidine göre konumu ile orman bütünlüğünü bozup bozmadığı, orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı ve orman ile arsında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı belirlenmeli, uzman ziraat mühendisi bilirkişiden...

        Keşif sırasında denlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu kimden ne zaman kime intikal ettiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin terk edilip edilmediği, terk edilmiş ise yeniden ne zaman zilyet olunduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenmeli beyanlar arasındakı çelişki bulunması halinde yöntemince giderilmeli, taşınmaza komşu tüm parsellerin onaylı kadastro tutanak örnekleri ve varsa dayanak kayıt ve belgeleri getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne okudukları gözönünde bulundurularak yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, orman tahdit harita ve tutanakları orman mühendisi vasıtasıyla mahalline uygulanarak taşınmazın orman tahdidine göre konumu ile orman bütünlüğünü bozup bozmadığı, orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı ve orman ile arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı...

          VE ARKADAŞLARI DAVALILAR : HAZİNE, ... DAVA TÜRÜ : ZİLLİYETLİĞİN TESBİTİ VE KORUNMASI KANUN YOLU : TEMYİZ Dava, zilyetliğin tespiti ve korunması istemine ilişkin olup,kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili davası değildir.Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih, ve 1 sayılı kararı gereğince, temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle, dosyanın Yargıtay 8. Hukuk dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

            taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini irdeler, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu taşınmazlarla karşılaştırılmalı değerlendirmeyi içerir ayrıntılı rapor alınması" gereğine değinilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilliyetliğin tesbiti ve korunması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulanarak tapuda kalan ve Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerindeki zilyetliğin beyanlar hanesine işlenmesi isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (20.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, davacının taşınmazın beyanlar hanesine zilyet olarak tescilini talep ettiği anlaşılmıştır. Dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda; dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırlan-dırılmasına göre orman sayılan yerlerden olduğu sabittir. Dava, gerçek kişiler arasında görülmekte olup, Orman Genel Müdürlüğü ve Hazine taraf durumunu almamıştır. Davacı yan zilyetlik hakkının korunmasını istemiştir. Uyuşmazlık konusu tapusuz taşınmazın zilyetliği 11.06.2006 tarihli adi senet ile davalı tarafından davacıya satılıp teslim edilmiştir. Davalı vekili, söz konusu satışı inkar etmemiştir. Dosya içeriğine göre zilyetlik davacıda iken davalı, davacının zilyetliğini engellemiştir. Her ne kadar dava konusu taşınmaz orman sayılan yerlerden ise de, az yukarıda da belirtildiği gibi, Orman Genel Müdürlüğü ve Hazine davada taraf sıfatını almadığından salt zilyetliğin Korunması isteğine ilişkin eldeki davada bu yön üzerinde durulmamasında kanuna aykırılık görülmemiştir. Kaldı ki; mahkemece, ormanı işgal eden taraflar hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile Orman İşletme Müdürlüğü aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 20.06.2006 gün ve 142/95 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 161,05 TL’nın temyiz eden davalıdan alınmasına 02.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu