WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : TMK'nin 981 ve Devamı Maddeleri Gereğince Zilyetliğin Korunması İstemi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri gereğince zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    TMK. nun 981 ve müteakip maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Davacı, taşınmazın TMK. nun 973. maddesi anlamında fiili hakimiyeti bulunan zilyedidir. Davacı sadece zilyetliğini ileri sürdüğüne ve zilyetliğin arkasında ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hak ileri sürmediğine göre davanın, zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın HUMK.nın 8/II-3 (6100 Sayılı HMK'nın 4/1-c) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince ahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava; TMK'nun 981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Dava dosyası, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin temyiz edilmeksizin kesinleşen görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş ve anılan mahkemece, yapılan yargılama sonunda yazılı şekilde karar verilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar, davacı vekilinin açıkça zilyetliğin korunmasını istemiş olması ve dayanılan hukuki düzenlemelere göre, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Görev hususu, kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Ayrıca Sulh Hukuk Mahkemesinin Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşen görevsizlik kararı anılan mahkemece görevsizlik kararı verilmesine engel teşkil etmez....

        Somut olayda; davacının zilyetliğin devri yolu ile iktisap ettiğini taşınmazı davalının haksız olarak işgal ettiği iddiasıyla zilyetliğe vaki tecavüzün önlenmesinin ve taşınmazın tahliyesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. TMK. nun 981 ve müteakip maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Davacı sadece zilyetliğini ileri sürdüğüne ve zilyetliğin arkasında ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hak ileri sürmediğine göre davanın, zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın 6100 Sayılı HMK'nın 4/1-c maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'ın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nın 981 ve devamı maddelerine dayalı ziyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Ancak zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır ve görevli mahkeme buna göre belirlenir....

          Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın zilyetliğin korunması davası olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dörtyol 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise uyuşmazlığın zilyetliğin korunması hükümlerine göre görevli olan sulh hukuk mahkemesince çözümlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Temyiz incelemesi yapılması gereken ve gerçek kişi ile Hazine arasında görülen bu davanın TMK'nın 981 vd. maddelerine göre açılmış zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğu ve 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Yüksek Başkanlar Kurulunun 26.01.2009 gün 1 sayılı kararı gereğince bu davada, orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, orman kadastrosu ve orman rejimi dışına çıkarmayla ilgili tutanak ve haritalarının uygulanması ve orman araştırması yapılmasını gerektirir bir konu olmadığından, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yüksek Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine 09/06/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava,TMK'nın 981 vd. maddelerinde düzenlenen yalnızca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (8.) Hukuk dairesine ait bulunmaktadır. Dosyanın maddi hata sonucu Dairemize gönderildiği anlaşıldığından yeniden inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Davalı Musa vekili, dava konusu taşınmazın vekil edeni tarafından davacıya satıldığının doğru olduğunu ancak, satış bedeli olarak kararlaştırılan aracın teslim edilmemesi nedeniyle zilyetliğin davalı tarafından geri alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 06.05.2009 tarihli krokide kırmızı renkle gösterilen yerde davacının zilyetliğinin korunmasına karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 981 vd. maddelerine göre açılmış zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Mülkiyet hakkına ve zilyetlik dışındaki başka hakka da-yanılmadığına göre, bu tür uyuşmazlıklar gerçek kişi taraflar arasındaki üstün zilyetlik hakkının belirlenmesi ile çözüme kavuşturulmalıdır. Taşınmazın kamu malı olması düşüncesiyle davacı gerçek kişinin üstün hakkının tanınmaması, yine gerçek kişi olan davalı yanın işgaline üstünlük tanımak olacağından hakkaniyete uygun görülmemiştir....

                  Zilyetliğin temeli hukuki bir durum niteliğinde olduğundan; TMK'nın 981 vd. maddeleri uyarınca açılan zilyetliğin korunması davalarıyla sadece görünüşün ve mevcut durumun korunması amaçlanır. Kal (yıkım) kararı ise, mevcut durumun korunması kapsamında olmayıp; taşınmazın aynına ilişkin bir tasarruf niteliğindedir. Dava konusu taşınmaz mera vasfında olduğuna göre; davacının zilyetliğinin herhangi bir mülkiyet hakkına dayandığı söylenemez. Bu nedenlerle davacının salt zilyetliğinin mevcut olması; ayni koruma kapsamında olan yıkım kararı verilmesini haklı kılmaz. Davacının daha önce zilyetliğin korunması istemiyle açmış olduğu davada zilyetliğin korunmasına ilişkin ilam elde etmiş olması da bu sonucu değiştirmez. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu