"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 981. ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, davacı hak sahibi olduğunu ileri sürdüğüne ve davalılar aleyhine açılan dava arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakta olduğuna göre, HMK.nun 4/c.madde ve fıkrasında yazılı zilyetliğin korunması davası niteliğinde değil, temelinde bir hak davası olması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle, istemin TMK 981 vd. maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığına göre, yerel mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, zilyetliğin tespiti ve ziynetliğe dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin 01.09.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/06/2020 tarihli, 564 ve 586 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri İş Bölümü Kararı gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, (TMK'nın 981 vd maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar) işbölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, Dair; dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 20/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Dava, TMK’nin 981 ve devamı maddelerine göre açılan zilyetliğin korunması davasıdır. Somut olayda, dava konusu taşınmazın ... Kadastro Mahkemesinin 2004/3 Esas, 2005/2 Karar sayılı ilamı ile tamamının orman vasfıyla tesciline karar verilmesiyle, hükmen (itirazlı yerlerin tescili yoluyla) Hazine adına 26.08.2008 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır.Davacının TMK’nin 683.maddesi çerçevesinde mülkiyet hakkından kaynaklanan aynî bir hakkı bulunmamaktadır. Taşınmaz Hazine adına kayıtlı olup, Hazineye karşı açılan bu davada davacının şahsi hakka dayalı zilyetliğine üstünlük tanınamaz. Hazine ve Orman İdaresi davada taraf olduğuna göre, TMK’nin 981 ve devamı maddelerinin somut olayda uygulama olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Öte yandan, dava konusu taşınmazların 2002 tarihinde davacıya satılarak zilyetliğinin teslim edildiği tarihten, 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tespiti çalışmalarına kadar davalı yanca fiilen tasarruf edildiği ve üzerindeki muhdesatlarında davalı tarafça tesis edildiği de sabit olup, uyuşmazlığın 4721 sayılı TMK' nın 981 ve 987. maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. TMK'nın 982. maddesinde, zilyetliği gaspedilen kimsenin fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren iki aylık süre içersinde dava açabileceği düzenlenmiş olup, davacı tarafta önce 15.08.2002 tarihinde 3091 sayılı Kanun uyarınca zilyetliğinin korunmasını idari yoldan talep etmiş; buna rağmen davalı tarafın müdahalesini sonlandırmadığından bahisle 18.09.2002 tarihinde de eldeki dava açılmıştır. TMK' nın (zilyetliğin korunmasına ilişkin) 981 ve devamı maddelerinde söz konusu edilen, kişinin o an için ihlal edilen üstün zilyetliğinin korunmasıdır....
Dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz, 01.01.1996 tarihinde, hükmen, tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. 1-Dava, TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Mahkemece, aynı konuda evvelce açılmış dava olup halen kesinleşmediği diğer deyişle aynı konuda derdest dava bulunduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. Elatmanın önlenilmesi davalarında her elatma ayrı bir davanın konusunu oluşturur. Diğer deyişle müdahalenin öğrenilmesinden sonra açılan tecavüzün meni ve zilyetliğin korunması davası o haksız eylemin sonlandırılmasına yöneliktir....
Davada 11.08.1994 başlangıç tarihli ve 3 yıllık kira sözleşmesine dayanılarak bu sözleşme üzerinde davalıların çıkardıkları muarazanın zilyetliğin korunması suretiyle kaldırılması istenmiştir. Gerçekten, kira sözleşmeleri, kiracıya kişisel hak sağlar ve daima tarafları arasında hüküm ve sonuç meydana getirir. Kiralanan şey kiracıya teslim edilince, kiracı feri zilyet durumuna girer ve bu zilyetlik yasa tarafından korunur (TMK. m.974,981,984). ./.. 2009/11150 - 13190 - 2 - Bu tür davaları görmeye de doğru olarak saptandığı üzere sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Davacının kira sözleşmesine dayanarak zilyetliğin korunması isteminde haklı olup olmadığı ve kira sözleşmesinin geçerliliği ve hukuki durumu görevli mahkemede tartışılacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, TMK'nın 981 v.d. maddeleri gereğince zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2015 NUMARASI : 2015/151-2015/589 Dava, her ne kadar 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi uyarınca açılmış ise de; dava konusu taşınmazda bu yönde bir uygulama yapılmadığından mahkemece davanın TMK'nın 981 ve devamı maddesi kapsamında zilyetliğin korunması ve tespiti istemine ilişkin olarak nitelendirilmekle, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 02.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Somut olayda, davacının, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayanma, uyuşmazlığın zilyetliğin tespiti ve korunmasına yönelik TMK'nin 981 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda da görev Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. 6100 sayılı HMK'nin 4/c maddesi uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemeleri olacağından, davaya Korkuteli Sulh Hukuk Mahkemesince bakılması gerekirken Korkuteli1.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden, Korkuteli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/583 esas 2022/1437 karar ve 22/12/2022 tarihli görevsizlik kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş aşağıda hüküm tesis olunmuştur....