Davacının talebi, murisinin zilyet olduğu ve muristen intikal eden taşınmazın beyanlar hanesinde davalının zilyet olduğunun tespit edildiği iddiasıyla taşınmazın beyanlar hanesinde davacının miras payı oranında zilyet olduğunun tescil edilmesi istemine ilişkindir. Davanın 08/05/2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk ve ... 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapunun beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesince; uyuşmazlığın zilyetliğin tespiti istemine ilişkin olup, HMK 4/c maddesindeki düzenlemeye göre sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir ... 4....
Dava, zilyetliğin tespiti ile 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazın, tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli, ... Köyü 1460 sayılı parsel, 2/B madde uygulaması nedeniyle tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesinde de ''6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır."; ayrıca, ''parsel Teslime ...’ın kullanımındadır''; konularında şerh konulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ..... Köyü çalışma alanında bulunan 1763 parsel sayılı 11.284,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1994 yılından beri ...'nın kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı .................., taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiası ve beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Köyü, 5677 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde davalı .... adına bulunan zilyetlik şerhinin iptali ile davacı gerçek kişilerin taşınmaza zilyet olduklarının tespitine ve taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine davacı gerçek kişiler lehine zilyetlik şerhi verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalılardan ...vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyetliğin tespiti ve tapu kaydının beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesi istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23/09/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....
Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun uyarınca 2/B niteliğine sahip olduğu belirtilerek taşınmazın beyanlar hanesinde davacıların zilyetliğinde olduğunun ve üzerindeki muhtesatların davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklammalara göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın.... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyadan, orman vasfını yitirdiği belirlenen yerlerde, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi ile ... adına orman sınırları dışına çıkarma işlemi yapıldığı ve bu yerlerde, 5831 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu yapıldığı ve davaya konu 294 ada 5 sayılı parselin Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiği, davacıların da dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın, mirasbırakanlarınca 1990 yılında satın alındığı ve halende mirasçılarının zilyetliğinde olduğu, ancak taşınmazın beyanlar hanesinde zilyet olarak davalının isminin yazıldığı iddiasıyla, davalı isminin beyanlar hanesinden çıkartılarak kullanıcı olarak davacıların adının yazılmasını istedikleri ve Medenî Kanunun 981 ve devamı maddeleri anlamında zilyetliğinin korunması isteminde bulunmadıkları anlaşılmaktadır....
Mahallesi ....... ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve dava dışı .............., .............. ve .............. mirascıları'nın kullanımında olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı Kanunun Ek - 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak dava dışı gerçek kişi .............., .............. ve .............. mirascıları adına şerh verildiğini ileri sürerek, kullanıcı şerhinin iptali ile çekişmeli taşınmazın adına beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Bu halde, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan ve çekişmesiz yargı işi niteliğinde de olmayan uyuşmazlığın ........Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Tapu kaydına göre dava konusu 131 parsel davada taraf durumunu almayan Hazine adına kayıtlı olup, tapu kaydının beyanlar hanesinde 11 adet zeytin ağacının S.. oğlu Z.. G..'e ait olduğu yazılıdır. Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre, Z.. G.. mirasçılarından davacı zeytin ağaçlarından yararlandırılmadığını belirterek elatmanın önlenilmesini istemiştir. Korumaya ilişkin bu davanın davacı tarafından tek başına açılıp yürütülmesi mümkündür. Dava konusu zeytin ağaçları kadastro tespiti sırasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesi hükmü gözönünde tutularak beyanlar hanesinde gösterilmiştir. Beyanlar hanesinde gösterilen muhdesata ilişkin bu hak kişisel hak niteliğinde olmakla birlikte lehine kurulan kişi yönünden yararlanma hakkı sağlar. Hazine beyanlar hanesindeki şerhin silinmesini istemediğine göre davacı ve diğer ortakların yararlanmasına karşı konulamaz....
O halde, kullanım kadastrosuna itiraz davalarında davacı tarafın Hazineye ve varsa kullanıcılarına karşı ispat yükümlülüğü nedeniyle husumetin, tespit maliki Hazine ile birlikte tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilen kişi ya da kişilere yöneltilmesi zorunlu olup; davacı tarafın Hazineye ve kullanıcılara karşı ispat yükümlülüğü bulunması nedeniyle bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Somut olayda, tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan mevcut zilyetlik şerhinin iptali ile lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde eldeki davayı açılmıştır. Hal böyle olunca, davacı tarafın Hazineye ve lehine zilyetik şerhi verilen davalıya karşı ispat yükümlülüğü bulunduğu dikkate alındığında eldeki dava, çekişmesiz yargı işi olmadığından Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevine girmemektedir....