Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bilirkişiden dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını bildirir, orman yasaları karşısında taşınmazın durumunu açıklar, ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 115 ada 4 parsel sayılı 3.302,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tespitten önce açılan zilyetliğin tespiti ve korunması istemli davanın konusu olduğundan söz edilerek beyanlar hanesi açık bırakılmak suretiyle ve 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi kapsamında kaldığı belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar ... ve arkadaşları aleyhine Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan zilyetliğin tespiti ve korunması davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır....

      Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....

      O halde; mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdidi yapılıp yapılmadığı araştırmalı, yapılmış ise orman tahdidine ilişkin ilgili tüm harita ve tutanaklar Yönetimden istenmeli, çekişmeli parselin bulunduğu yere ilişkin mera tahsis kararı, mera nitelikli vergi kaydı ve tapu kaydı, dosyada bulunmayan komşu parsellerin kadastro tesbit tutanakları ve dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları ilgili yönetimlerden getirtilmeli, orman tahdidinin kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, dosyaya getirtilmeyen komşu parsellerin kadastro tesbit tutanakları ve kadastro tesbitleri itirazsız kesinleşenlerin bu yolla oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenlerin dava dosyaları getirtilmeli, komşu köylerden çekişmeli parseli bilen ancak tanıklığa engel hali bulunmayan yerel bilirkişiler belirlenmeli, serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir...

        Davalı vekilinin kal’e ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Zilyetliğin temeli hukuki bir durum niteliğinde olduğundan; TMK'nin 981 vd. maddeleri uyarınca açılan zilyetliğin korunması davalarıyla sadece görünüşün ve mevcut durumun korunması amaçlanır. Kal (yıkım) kararı ise, mevcut durumun korunması kapsamında olmayıp; TMK'nin 684. maddesi uyarınca taşınmazın aynına ilişkin bir tasarruf niteliğindedir. Dava konusu taşınmaz 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan arazilerden olarak tarla vasfı ile (mülkiyeti) Maliye Hazinesi adına tespit edildiğine göre; davacının zilyetliğinin herhangi bir mülkiyet hakkına dayandığı söylenemez. Bu nedenle davacının salt zilyetliğinin mevcut olması; ayni koruma kapsamında olan kal kararı verilmesini haklı kılmaz. Başka bir ifade ile zilyetliğin korunması davası kabul edilse dahi kal’e ilişkin istemin reddi gerekir....

          sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; Orman bilirkişisinden, dosyaya getirtilecek orman hususundaki tüm bilgi ve belgeleri değerlendirerek dava konusu taşınmazların evveliyatından beri orman vasfında olup olmadığının tespitine yönelik rapor alınmalı, taşınmazın orman vasfında olduğu tespit edildiği takdirde orman idaresinin davaya katılımı sağlanmalı, Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi...

          Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, zilyetliğin sürdürülüşü ile ilgili olarak, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğiyle ilgili, ormancı bilirkişi kurulundan ise taşınmazın öncesinin orman olup olmadığı ile ilgili bilimsel ve teknik verilere dayalı raporlar alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişilere keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....

            , eğimini, bitki örtüsünü tarımsal niteliğini ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, ekonomik amaca uygun tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığını, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış olduğundan, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır....

              İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmış ise de, mahkemece bu işlemin yok hükmünde olduğu tespit edilmekle taşınmazın orman sınırları içinde kalmaya devam ettiği, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde...

                İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmış ise de, mahkemece bu işlemin yok hükmünde olduğu tespit edilmekle taşınmazın orman sınırları içinde kalmaya devam ettiği, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde...

                  UYAP Entegrasyonu