Bu nitelikteki davalar 6100 sayılı HMK’nın 4/1-c maddesinde yer alan zilyetliğin korunmasına ilişkin davalardan olmadığı gibi, şerhte yer alan isimdeki yazım hatalarının düzeltilmesine ilişkin taleplerden farklı olarak kayıt maliki Hazine'ye ve lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı açılıp, ileri sürülen iddianın ispat yükümlülüğünü içerdiğinden çekişmesiz yargı işi de değildir. Bu durumda 6100 sayılı Yasa'nın yürürlük gününden sonra açılmış olması nedeniyle davaya bakmak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmemektedir. 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir....
Mahkemece, davanın 6100 sayılı HMK'nın 4/1-c maddesinde belirtilen taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik davalardan olduğu ve bu nitelikteki davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de yapılan değerlendirme hatalıdır. Dava, kesinleşen kullanım kadastro tutanağına karşı, tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı şerhin iptali ve davacının fiili kullanıcı olduğu şerhinin yazılması istemiyle açılmıştır. Bu nitelikteki davalar 6100 sayılı HMK'nın 4/1-c maddesinde yer alan zilyetliğin korunmasına ilişkin davalardan olmadığı gibi, şerhte yer alan isimdeki yazım hatalarının düzeltilmesine ilişkin taleplerden farklı olarak kayıt maliki Hazineye ve lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı açılıp, ileri sürülen iddianın ispat yükümlülüğünü içerdiğinden çekişmesiz yargı işi de değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması, kira sözleşmesinin feshi KARAR Davanın niteliği, Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlikle gelen dosyada, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından da zilyetliğin korunmasına ilişkin değil kira sözleşmesinden kaynaklanan hakka dayalı dava olduğu nitelendirilerek görevsizlik kararı verildiği ve bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 29.12.2008 tarih 2008/17830-22433 Esas ve Karar sayılı kararı ile onandığı anlaşılmakla davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı belirlendiğine, 8.11.2000 ve 3.5.2001 tarihli kira sözleşmelerine dayalı olarak açılan hakka dayalı elatmanın önlenmesi niteliğinde bulunduğuna göre; 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi gereğince hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, Yargıtay (3.)...
Asliye Hukuk Mahkemesince;dava konusu 3402 sayılı ek 4 maddesi uyarınca hazine adına orman sınırlarının dışına çıkarılan dava konusu taşınmazın diğer davalının zilyetliğinde olduğuna ilişkin şerhin iptali ile taşınmazın bir kısmının davacıların kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilmesi davası olup, dava konusu taşınmazın mülkiyeti ihtilaflı olmayıp, zilyetlik konusu ihtilaflı olduğundan HMK4.1.Cuyarınca üstün zilyetliğin tesbiti ve zilyetliğin korunmasına ilişkin davaların sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği görevin de kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; davacının talebi 6831 S.Y.'...
Asliye Hukuk Mahkemesince;dava konusu 3402 sayılı ek 4 maddesi uyarınca hazine adına orman sınırlarının dışına çıkarılan dava konusu taşınmazın diğer davalının zilyetliğinde olduğuna ilişkin şerhin iptali ile taşınmazın bir kısmının davacıların kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilmesi davası olup, dava konusu taşınmazın mülkiyeti ihtilaflı olmayıp, zilyetlik konusu ihtilaflı olduğundan HMK4.1.Cuyarınca üstün zilyetliğin tesbiti ve zilyetliğin korunmasına ilişkin davaların sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği görevin de kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; davacının talebi 6831 S.Y.'...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, zilyetliğin korunması talebine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar hakkında, bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmişlerdir. 6100 sayılı HMK'nın Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi başlıklı 4. maddesine göre; taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaların görülmesinde sulh hukuk mahkemeleri görevlidir....
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK‘nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup buna göre dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda salt zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar ve bu kanun ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi ve sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalardır. Yine Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....
Bu nitelikteki davalar, 6100 sayılı HMK'nın 4/1-c maddesinde yer alan zilyetliğin korunmasına ilişkin davalardan olmadığı gibi, şerhte yer alan isimdeki yazım hatalarının düzeltilmesine ilişkin taleplerden de farklı olarak, kayıt maliki Hazineye ve lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı açılıp, ileri sürülen iddianın ispat yükümlülüğünü içerdiğinden çekişmesiz yargı işi de değildir. Bu durumda 6100 sayılı Yasa'nın yürürlük gününden sonra açılmış olması nedeniyle davaya bakmak görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkindir....
Kanunu'nun Ek-4/1. maddesi uyarınca hakkında kullanım kadastrosu yapılan ve tutanağı kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine kullanım şerhi verilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde görev hususu düzenlenmiş olup; dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yine aynı kanunun 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevine giren işler düzenlenmiş olup yalnız zilyetliğin korunmasına yönelik davalar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevine girmekte ise de; dava, zilyetliğin korunması istemine ilişkin olmayıp tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkindir....
Dava; zilyetliğin tespitiyle birlikte zilyetliğe vaki müdahalenin men’i ve tazminat talebine ilişkindir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK ‘nun 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup buna göre dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar ve bu kanun ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi ve sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalardır. Yine Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....