TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde henüz mülkiyet hakkı doğmamış zilyetliğin bulunması veya taşınmazın hukuki niteliği itibariyle zilyetlikle kazanıma elverişli olmadığı durumlarda, zilyet olunana müdahale edilmesi halinde zilyetliğin korunmasının istenebileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. TMK.nun 683 ve devamı maddelerinde ise, tescili talep etme hakkı doğan zilyedin müdahale edene karşı elatmanın önlenilmesi davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre sırf zilyetliğin korunması talebi ile TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalarda, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın HUMK.nun .../II-.... bendine göre Sulh Mahkemeleri görevli bulunduğu halde, TMK.nun 683. maddesine dayalı olarak açılan elatmanın önlenilmesi davalarında görevli mahkeme dava konusu taşınmazın değerine göre belirlenir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2015 NUMARASI : 2015/151-2015/589 Dava, her ne kadar 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi uyarınca açılmış ise de; dava konusu taşınmazda bu yönde bir uygulama yapılmadığından mahkemece davanın TMK'nın 981 ve devamı maddesi kapsamında zilyetliğin korunması ve tespiti istemine ilişkin olarak nitelendirilmekle, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 02.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Mahkeme kararında yapılan nitelendirmeye göre istek; TMK. 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması talebine ilişkin olup mahkemece de aynı kanunun 984. maddesi gerekçe gösterilerek bu yönde hüküm kurulmuştur. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı TMK’nin 981 ve devamı maddelerine göre açılan zilyetliğin korunması ve zararın tazmini istemlerine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nun 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı davaya konu 870 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde evi, ağaçları ve serasının olduğunu beyan ederek zilyetliğinin korunmasını talep etmiştir. Davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır....
ten davacılara kaldığı ve davacıların zilyetliğinde olduğunun tespitine, taşınmazın kalan kısmının bir bölümünün kayalıkla kaplı olup kullanıcısının olmadığı, bir bölümünün genel yol olarak, bir bölümünün de farklı miktarlarla davalılar tarafından kullanıldığı, davacının zilyetliğinde olmadığı anlaşıldığından fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....
Dava; TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, orman niteliğinde Hazine adına kayıtlı olan bir yerdir. Kural olarak; Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan orman vasfındaki taşınmazlara ilişkin olarak Hazine ya da Orman İdaresi hasım gösterilmek suretiyle zilyetliğin korunması istenilemez. Ancak somut olayda dava; kayıt maliki Hazine ya da Orman idaresine değil, taşınmazı kiralamak suretiyle kullanan davalı şirkete yöneltilmiştir. Başka bir anlatımla, taşınmazın mülkiyeti davanın tarafları arasında uyuşmazlık konusu yapılmamıştır....
Esas ve 2012/... Karar sayılı dosyasında görüldüğü ve reddedildiği fakat kesinleşmediği gerekçesiyle davanın HMK'nun 114/1-ı ve 115. maddeleri nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz, 01.01.1996 tarihinde, hükmen, tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. 1-Dava, TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Mahkemece, aynı konuda evvelce açılmış dava olup halen kesinleşmediği diğer deyişle aynı konuda derdest dava bulunduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. Elatmanın önlenilmesi davalarında her elatma ayrı bir davanın konusunu oluşturur. Diğer deyişle müdahalenin öğrenilmesinden sonra açılan tecavüzün meni ve zilyetliğin korunması davası o haksız eylemin sonlandırılmasına yöneliktir....
Öyle ki hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir. Eldeki davada çözümlenmesi gereken sorun taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK'nın 683.maddesine dayalı el atmanın önlenmesi davası mı yok sa TMK 975 maddesine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı ve bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683.maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Zilyetliğin korunmasına dair hükümler TMK'nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683 üncü maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nın 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 09.10.1946 tarih ve 1946/6 Esas, 1946/12 Karar sayılı kararında aynen "...MK.896....