WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında dava, bir hak davası niteliğini kazanır ve görevli mahkeme buna göre belirlenir. Eldeki dosyada ise davacı, dava dışı Hazine adına tapuda kayıtlı 6 ve 17 parseller üzerindeki zilyetliğinin korunmasını talep etmektedir. Taşınmazlarda üstün bir hakkı olduğunu iddia etmemektedir. Taşınmazlar Hazine'ye ait olduğu halde bu taşınmazları kullandıklarını, ecrimisilini de ödediklerini beyan etmektedir. Mülkiyete dayalı bir hak iddiası bulunmamaktadır. Dava bu haliyle zilyetliğin korunması talebine dayanmaktadır....

O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

    İlk derece mahkemesi tarafından, davanın TMK 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olarak değerlendirilip, hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi üzerine iş bu karar davacı tarafından istinaf edilerek, davanın TMK 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmadığı, davanın salt zilyetliğin tespiti isteminden ibaret olduğu belirtilmiştir. Bilindiği üzere maddi vakaları anlatmak taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Bu nedenle mahkemeler her ne kadar davacının iş bu beyanı ile bağlı olmasalar da, dosya incelendiğinde davacının TMK 981 ve devamı maddelerinde bahsedilen zilyetliğin korunması talebinin bulunmadığı, aşamalardaki beyanlarında davalı Senayi ile aralarında zilyetliğin kime ait olduğu hususunda ihtilaf yaşandığını ifade ederek bu nedenle mahkemeden zilyetliğin tespitini talep ettiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla dava salt zilyetliğin tespiti isteminden ibarettir....

    Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

      Hazine davada taraf olduğuna göre, TMK. nun 981 ve devamı maddelerinin somut olayda uygulama olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle zilyetliğin tespitine ve korunmasına karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı Hazine davada taraf olduğuna göre, TMK.nun 981 ve devamı maddelerinin somut olayda uygulama olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle zilyetliğin tesbitine ve korunmasına karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, davanın zilyetliğin korunması isteğine ilişkin olup Sulh Hukuk Mahkemesi görevi kapsamında olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararının verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde, zilyetliğin dava yoluyla korunması düzenlenmiştir. Bu tür davaların başarıya ulaşması için salt zilyet olunması yeterli olup bunun yanında başka aynı yada şahsi hakkın bulunması aranmamaktadır. Somut olayda, davacı yan, tapuda 41 ada 8 parsel numarası ile dava dışı Hazine adına kayıtlı arsa üzerine yaptırdığı binaya yönelik haksız tecavüzün önlenmesini istemiştir. Başka anlatımla, davacı yan TMK.nun 722 ve devamı maddelerinde düzenlenen, başkasının arsası üzerine para ve malzeme sarf ederek yaptırdığı bina nedeniyle oluşan şahsi hakka dayanarak eldeki davayı açmıştır. Zeminin mülkiyeti hakkında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....

            Bu durumda, uyuşmazlığın TMK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden, HMK.'nın 4/1 c (HUMK.'nın 8/II-3) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25 ve 26.)maddeleri gereğince Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davada çekişmeli taşınmazın korunması istenen bölüm davacıya ait değilse de, davacı bu taşınmaz bölümün üzerinde zilyet olduğunu ileri sürdüğüne göre, uyuşmazlığın MK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir. Bu halde; davanın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.02.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nın 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

                UYAP Entegrasyonu