Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle mahkemece zilyetlik konusunda alınan beyanların taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kimde olduğu hususunu açıklamaktan uzak olduğu anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz....

    Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 101 ada 23 parsel sayılı 9449,10 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğunu ve davalı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediğini öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava ve temyize konu 101 ada 23 parsel sayılı taşınmaz kamu malı niteliğinde mera olmadığı gibi taşınmaz üzerinde tespit tarihinde zilyet davalı ... yararına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir....

      Kendisine taşınmaz teslim edilmemiş olan, bu itibarla da zilyet olma imkanı bulunmayan davacının, iade ile mükellef zilyedin sorumluluğunu düzenleyen TMK'nın 995. maddesine dayanarak kötü niyetli zilyedin (davalının) elde ettiği semerelerden dolayı tazminat talep etme imkanı da bulunmamaktadır. Zira, bu hükmün uygulanabilmesi için, zilyedin iade yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması gerekir. Olayda işgal edenin, yani davalının taşınmazı davacıya iade yükümlülüğü bulunmadığı gibi, zilyet olmayan kiracının taşınmazın zilyetliğini devrini talep hakkı da bulunmamaktadır. Tüm bu nedenle, alacak hakkına üçüncü kişilerce elatılmış bulunan zilyet olmayan kiracı davacılar, uğradığını ileri sürdüğü zarara katlanmak ya da kiralayana karşı kiralananın teslim edilmemesinden doğan zararlarının tazmin edilmesini istemek zorundadır....

        a satış yoluyla temlik edildiğini, davalının taşınmaza hiç zilyet olmadığını, kendisinin köylüsü olduğunu, dava konusu taşınmazın yanında komşu taşınmaz maliki olduğunu ileri ürerek; dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı payların iptali ile taşınmazın tamamının kullanımında olduğunun tespitine, zilyetliğinin tapu siciline şerh verilmesine, aksi halde halen içinde binası ile birlikte kullanımında bulunan tapu sicilinin 21707/54704 hisseli olarak davalı Hazine adına kayıtlı payına zilyet olduğunun tespitine, tapu siciline kullanım şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur. III....

          Paydaş ..., 9.8.2000 tarihinde 407/999 olan payının tamamını davacı ...’e satarak devretmiş ve o tarihden itibaren de davacı satın almış olduğu payın karşılığı taşınmazı zilyet ederek ekip biçmiştir. Paydaş ... tapu kaydındaki 407/999 payına isabet eden taşınmazını bir müddet davalıya daha sonra da davacıya icara vererek gelir elde etmiş 16.09.2009 tarihinde de 203/999 payını davacı ...’e satmış davacıda satın aldığı payları birleştirerek bir bütün olarak taşınmazın (B) ve (C) harfleri ile işaretli kısımlarını kullanmaya devam etmiştir. ... mirasçıları’na ait olan ve önalım hakkına konu 185/999 paya isabet eden taşınmazın kuzeyindeki krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü ise mirasçı paydaş ...’nin eşi ... tarafından zilyet ve tasarruf edilmiş ve yine bu kişi tarafından da davalı ...’a icara verilmiş, daha sonra da bu pay davalıya satılarak, zilyet edilen kısım da davalıya teslim edilmiştir....

            kimin ne surette zilyet olduğunun, müşterek muris ...’a mı yoksa üçüncü bir kişiye mi ait olduğunun duraksamaya meydan vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir....

              bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit olunur” hükmü düzenlenmiştir....

                SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  nın satın alma tarihinden itibaren çekişmeli taşınmaz bölüm veya bölümlerine zilyet olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kim tarafından ne suretle ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ..., davalı ... ve ... mirasçısı ...'nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 25.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahkemece; çekişmeli taşınmazların davacının miras bırakanı tarafından kiracı sıfatıyla fer'i zilyet olarak kullanıldığının ispatlanamadığı ve taşınmaz üzerinde davacı murisi yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Davalılar delil olarak 156 adet tapu kaydına dayanmalarına rağmen mahkemece hangi taşınmaz için hangi tapu kaydına dayandıkları davalılardan sorularak çekişmeli taşınmaz yönünden dayandıkları tapu kaydının açık tarih ve sayısı belirlenmemiştir. Ayrıca davalılar tanık olarak ... isimli kişilerin dinlenilmesini istemelerine rağmen adı geçen tanıklar dinlenmemiş varsa nedenleri gerekçeli kararda gösterilmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu