Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacı, davalı aleyhine araba satış bedeli bakiyesine istinaden 15.000.00.TL' nın tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davacı, davalıya sıfır km araç satmış karşılığında da bir miktar para ile davalıya ait ikinci el aracı 15.000.00.TL bedelle takas olarak almıştır. Yani taraflar arasında sıfır km araç satışından dolayı bir borç kalmamıştır. Davalı da buna dayanarak borcun sebebi olarak gösterilen araç satış bedeli bakiyesinden kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek icra takibine itiraz etmiştir. Bunun üzerine davacı, davalı tarafından 15.000.00.TL borç için takas olarak verilen davalıya ait ikinci el aracın çalıntı olduğu iddiasıyla emniyet güçleri tarafından el konulması nedeniyle zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince alacaklı olduğunu belirterek itirazın iptali davası açtığından bu husus yönünden yargılama yapılması gerektiğinden icra - inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekir....

    okuma ve periyodik sayaç değiştirme sözleşmesinden kaynaklanan alacak için müvekkili aleyhine açılan dava sonucunda müvekkili tarafından icra dosyasına 7.900,00 TL teminat mektubu ve 1.900,62 TL teminat mektubu ile ödeme yapıldığını ileri sürerek bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ayrıca 100,00 TL temyiz harç ve masrafının ödenme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari satıma konu kamyonet nedeni ile ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmakta olup; her iki tarafın tacir olmasına ve özellikle mahkemece Ticaret Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesine göre ile temyiz incelenmesi görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine aittir. 6644 Sayılı Yargıtay Kanunu İle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 2.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesinde yapılan ve 11.04.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliğe göre mahkeme tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi, bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda işbölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna göndermesi gerektiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk...

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tapusunun iptaline ilişkin Antalya 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/351 esas 2014/168 Karar sayılı kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıllık zamanaşımı süresinin tamamlandığını bu nedenle davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, dava konusu olayın zapta karşı tekeffül olduğundan davanın müvekkili hazine yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafın Antalya 4.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında zapta karşı tekeffül hükümlerine göre tapu iptali ve tescil davasını dava dışı yüklenici Koçerler İnşaat San ve Tic. A.Ş ne ihbar etmesi gerekirken bunu da yerine getirmediğini, zararın artmasına neden olduğunu, tapu sicil müdürlüğü tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olup yapılan tescil işlem belgesinin Ticaret sicil Memurluğunca verilen belgelerle de anlaşıldığını bu nedenle TMK'nun 1007....

        HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında taşınmaz satışına dair geçerli sözleşme bulunmakta olup, uyuşmazlık; ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2008 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen İş Bölümü Kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin temyiz inceleme görevi; "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olarak düzenlenmiştir. Davanın açıklanan bu niteliği ve Yargıtay İş Bölümü Kararına göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece davalının, taşınmazın zaptedilen kısmının rayiç değerinden sorumlu tutulmaması ve dolayıyla aksi düşünce ile verilen hükmün bozulması gerekir. Bu nedenle sayın çoğunluk kararına katılamıyorum....

            Davacı, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Yargıtay’ın sapma göstermeyen kararlarına göre özel mülk olarak tescile tabi olmayan bir taşınmaz, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilerek hakkında sicil oluşturulmuşsa, bu sicil taşınmazın tescile tabi olmayan yerlerden olduğu sonucunu değiştirmez. ( HGK 22.2.1990 gün, 1989/1-700 esas, 1998/101 karar ve 18.10.1989 gün 1989/1-419 esas, 1989/528 karar, 11.6.2003 gün, 2003/13- 414 esas, 410 karar) Buna göre davacı, taşınmazın öncesinin orman olmadığını bilemeyeceğini, iyi niyetli olduğunu, yani MK 931. maddesindeki tapu siciline itimat prensibini ileri süremez. Taşınmazın davacıya satıldığı 27.4.1994 tarihinde evveliyatının orman olduğunun bilinmesi alan ve satan için yasa hükmü gereğidir. Orman alanlarının özel mülkiyete konu olması, devir ve temliki hukuki sonuç doğurmaz....

              Yani taraflar arasında yapılmış bulunan satım akdi BK 19-20 maddeleri gereğince mutlak butlanla batıl olup, baştan beri geçersizdir.Geçersiz sözleşmelerde, taşınmazın hukuka uygun yollarla tescil edilmiş olması BK 192 maddesindeki satıcının zapta karşı tekeffül borcunu doğurmaz. Çünkü bu madde, sadece hukuken geçerli sözleşmelerde ileri sürülebilir. Davacı geçersiz sözleşmeye dayanarak taşınmazın değerini tazminat olarak isteyemez; sadece geçersiz sözleşme nedeniyle ödediği bedeli mahkemenin de kabulünde olduğu gibi sebepsiz zenginleşme ve denkleştirici adalet kurallarına göre isteyebilir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını aynı anda iade ile yükümlü ise de, taşınmaz davacının kusuru olmaksızın elinden çıkmış olduğundan onun iade mükellefiyeti yoktur....

                Keza, 28/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir....

                  Keza, 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir....

                    UYAP Entegrasyonu