Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, her ne kadar tapu kaydında alım satım tarihi itibariyle ihtiyati tedbir veya nizalı olduğuna dair şerh yoksa da, davacının taşınmazla ilgili ihtilafı bildiğinin tanıklarca ifade edildiği, davacının ayrıca beklenen özen ve dikkati göstermesi gerektiği açıklanarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım aklinden kaynaklanan, zapta karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. Davacının, davalıdan 463 nolu parselde özel parselasyon sonucu oluşan 53 nolu parseli, tapuda kayden 10.6.1996 tarihinde satın aldığı, ancak taşınmazın kadastro mahkemesinde görülen dava sonucu dava dışı Ahmet adına tesciline karar verilerek zapt olunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu taşınmazın mülkiyet hakkını kaybeden davacı BK.nun 217. maddesi delaletiyle zapta karşı tekeffül ve haksız iktisap kurallarına göre davalı satıcıdan zararlarını ve ödediği bedeli talep edebilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Asıl dava zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat, karşı dava ecrimisil istemine ilişkindir. Her iki davanın da temyiz edilmiş olması karşısında asıl dava uyarınca uyuşmazlığın değerlendirilmesi görevi 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/07/2014 NUMARASI : 2012/568-2014/424 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından kiralayan aleyhine açılan kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle peşin ödenen 6 aylık kira parası 9.000 TL'in iadesi, 5.000 TL cezai şart bedeli ve mahrum kalınan 21 aylık kazanç kaybından şimdilik 5.000 TL olmak üzere toplam 19.000 TL'nin ihtarın tebliğinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir....

        Zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen BK'nın 192. maddesi de, taşınmazın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini, hükme bağlamıştır. Bu bentlerde hükme bağlanan zarar ve ziyanlarda, satıcının kusurlu olmasını gerektirmez. Satıcı, her halükarda bu bentlerdeki zarar ve ziyandan sorumludur. Ancak anılan maddenin son fıkrasına göre, satıcı kendisine kusur isnat edilemeyeceğini ispatlamadıkça, satılanın zaptından kaynaklanan her türlü zarardan da sorumludur....

          Dava, satım konusu aracın çalıntı olması nedeniyle güvenlik güçlerince el konulması sonucu ödenen satış bedelinin, zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Dosyaya ibraz edilen 19.6.2003 tarihli noter satış senedine göre, dava konusu aracın dava dışı ...adına kayıtlı olduğu ve onun tarafından davacıya satıldığı anlaşılmaktadır. BK.nun 192.maddesi hükmüne göre, satılanın tamamen zapt olunması halinde, alıcı satıcıdan yasada öngörülen taleplerde bulunabilir. Somut olayda davalı satım akdinin tarafı olmadığından zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacıya karşı sorumlu tutulamayacağından ona karşı davada husumet yöneltilemez. (Bu durumda mahkemece davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi ve davalı yararına davanın red sebebi dikkate alınarak maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Anılan yasa maddeleri hükmünce satıcı kusursuz olsa dahi aracın zaptedilmesinden dolayı alıcı (davacı)ya karşı sorumludur. Somut olayda, davacının 10.05.2010 tarihinde davalıdan noter satış sözleşmesi ile satın alıp adına tescil ettirdiği aracın, motor numarasının değiştirilmesi nedeniyle zapt edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Açıklanan ilkeler doğrultusunda zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Hal böyle olunca; mahkemece Borçlar Kanununun 217 maddesi (eski BK 192) hükmüde dikkate alınmak suretiyle yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

              AHM'nin 2015/206 D.iş sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı. GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı, araç hasarı ve mahrum kalınan kar istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; olay tarihi olan 28/05/2015 tarihinde davalı sürücü ..., davalı SEL-KA... Ltd. Şti.ne ait olan ... plaka sayılı çekicinin ... plakalı araca takılı yarı römorka ve devamında savrularak Aksaray istikametinden Ankara istikametine gelen davacıya ait ... plaka sayılı otobüse çarparak yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL araç değer kaybı, 9.000,00-TL araçta oluşan hasar bedeli ve aracın tamir süresi belirlenene kadar şimdilik 5.000,00-TL mahrum kalınan karın olay tarihi olan 28/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiştir....

                Bu durumda davalının haksız vazgeçmesi nedeni ile davacı kıdem tazminatından mahrum kalarak ve bir dönem işsiz kalarak zarara uğradığından, davacının uğradığı zararı davalı taraf sebep olmakla bu zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda, Davacı taraf davalıya güvenerek istifa nedeni ile mahrum kaldığı kıdem tazminatı 14.464,00 TL ve 21.10.2016- 08.11.2016 tarihleri arasında mahrum kaldığı kazanç kaybı 3.562,06 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkememizce davacının zararın tespiti için bilirkişiden rapor alınmıştır. 04.02.2019 tarihli bilirkişi raporu (Mahrum kalınan ücret taleple bağlı kalınarak) 2. Seçenekte yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır. Bilirkişi raporunda 4.121,00 TL kazanç kaybı hesaplanmıştır. Davacı taraf bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde 3.562,06 TL net kazanç kaybı bulunduğunu belirtmiştir. Talep uyarınca belirtilen net miktar hüküm altına alınmıştır....

                gerekçesi ile, DAVANIN KABULÜNE karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

                  Davalı; alacağın zamanaşımına uğradığını, idare mahkemesinin görevli olduğunu, sözleşme başlangıcının imza tarihi olduğunu, Danıştay kararını uygulamalarının mecburi olduğunu, manevi tazminat isteminin koşulları bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; manevi tazminat talebinin reddine, davacının benzer bir yeri 90 günde kiralayabileceği takdir edilerek 90 günlük kar kaybı 479.835,90TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinafa başvurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu