Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 106. maddesi gereğince bir aylık fesih ihbar süresinin sözleşmenin niteliği ve hacmine uygun olduğu, ilaç sektöründeki kar kaybı hesabının satış üzerinden % 6 ortalama ile yapıldığı, buna göre davacının biraylık süredeki kar kaybının 25.153,00 TL olduğu, davacının sözleşme için istahdam ettiği personel yönünden 41.463 TL zararının söz konusu olduğu, bu kalem zarar tutarlarından davalının sorumlu olması nedeniyle davanın kısmen kabulü ile davacının istahdam olunan çalışanlar yönünden uğradığı 41.463 TL zarar ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000,00 TL mahrum kalınan kar bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü KARAR Davacı, davalıdan 20.04.2011 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile 206.339,20 TL bedel ile konut satın aldığını, sözleşmenin 3. maddesinde konutun 24 ay içerisinde tesliminin kararlaştırıldığını, sözleşmenin bu hükmüne rağmen konutun 03.02.2014 tarihinde teslim edildiğini ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı tutularak mahrum kalınan kira kaybı nedeniyle aylık 500 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalıya tebligat çıkartılmamıştır....

      . - K A R A R - Davacı vekili, davalı ...’ın üreticisi olduğu ve diğer davalıdan satın alınan motorindeki gizli ayıp nedeniyle motorine sahil Güvenlik Bot Komutanlığı tarafından el konulduğunu ve müvekkiline ait botun 101 gün süreyle kullanılamadığını bildirerek botun çalışmaması nedeniyle 98.778 TL. mahrum kalınan kar ile el konulan motorin bedeli 1.010 TL olmak üzere toplam 99.788 TL.’nin avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı...A.Ş. vekili, davacının söz konusu yakıtı müvekkilinden aldığını ispat etmesi gerektiğini, ispat edilse bile yakıtın başka nedenle bozulmuş olabileceğini, müvekkili tarafından satılan ürünün ayıplı olmadığını, yakıtın üreticisi davalı ... A.Ş. olduğundan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ......

        Zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacının akdine karşı açtığı davada maddi zarar yönünden davalı kusursuz olsa dahi sorumlu ise de, bu durum, davalı hakkında yürütülen ceza soruşturmasının KYYOK kararı ile sonuçlanmış olması, davalıya atfedilecek bir kusurun bulunmaması karşısında manevi tazminatı gerektirmediğinden ve kişilik haklarına bir saldırı bulunmaması nedeniyle manevi tazminata hükmedilme koşulları bulunmadığından hükmün manevi tazminata yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; hukuki niteliği itibariyle davacıya ait aracın seyri sırasında yolda bulunan rögar kapağına çarpması neticesinde hasar gördüğü iddiasıyla hasar bedeli, değer kaybı ve mahrum kalınan kira bedeli talepli açılan maddi tazminat davasıdır. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi'nden hasar kayıtları dosyaya celbedilmiştir. Dava konusu aracın sigorta şirketi ----- hasar dosyasının bulunmadığını bildirmiştir. Davacı vekili, dava konusu araca ilişkin kira sözleşmesini sunmuştur. ----Büyükşehir Belediyesi cevabi yazısında, kazanın meydana geldiği yerin ana arter yol ağı listesinde bulunmadığını bildirmiştir.----Belediyesi cevabi yazısında, söz konusu yerde ----- tarafından altyapı çalışması yapılması nedeniyle her türlü güvenlik önlemi, yol ve trafik düzenlemesinin çalışma yapan kurum tarafından sağlanması gerektiğini bildirmiştir....

          Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kardan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir. Davalı kiralayanın davacı ihtarlarına rağmen edimlerine yerine getirmemesi nedeniyle davacının ruhsat alamadığı, kiralananın mühürlendiği,sözleşmenin 3+3 yıllık düzenlenmesine rağmen kiralananın sözleşmenin 4.ayında 3.kişiye satılması nedeniyle kiracının bu yeri tahliye etmek zorunda kalması nedeniyle kiralayan davalıdan kira sözleşmesine güvenerek yaptığı harcamalar ile kazanç kaybı zararı (mahrum kalınan kar) adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebilecektir....

            gelen zarar ile oluşan değer kaybı,aracın tamir süresince kullanılamaması nedeni ile mahrum kalınan kar ve kazanç kaybı karşılığı olarak şimdilik 1.000,00 TL ve bu kaza nedeniyle arabuluculuk aşamasında uzman görüşüne başvurulması nedeniyle yapılan 354,00 TL uzman görüş ücretinin daha sonra bilirkişice yapılacak değerlendirmeler sonucunda belli olacak bedelin davalıdan tazmin edilerek tarafımıza ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Eldeki dosyada davacı iş sahibi tarafından davalı yüklenici aleyhine açılan dava ile eksiksiz ve zamanında yapılmadığından dolayı müspet zararları, mahrum kalınan kârları ve gecikmeden kaynaklanan zararlar, bahsi geçen Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/132 (İstinaf incelemesinden sonra 2019/520) Esas sayılı dosyada ise bakiye iş bedeli ve haksız fesih nedeniyle mahrum kalınan kâr kaybı talep edilmekte olup, her iki davanın temeline taraflar arasında imzalanan NB 074 ve NB 075 nolu gemiler için 28.03.2006 ve NB 076 nolu gemi içinde 28.08.2006 tarihli gemi inşaat sözleşmeleri oluşturmaktadır. Bir başka deyişle her iki dava aynı sözleşmelerden kaynaklandığından bu iki dosyada verilecek kararlar birbirlerine etki edecek niteliktedir. Özetle; her iki dosya arasında sıkı bir fiili ve hukuki irtibat bulunmaktadır. Her iki davanın birlikte görülmesinde kararlar arasında çelişki yaratılmaması açısından da zorunluluk bulunmaktadır....

                İcra Müdürlüğünün 2010/4820 Esas sayılı dosyası ile satıldığını, bunun üzerine sözleşmeyi feshettiklerini, makinelerin haczedilmesi nedeniyle aldıkları siparişleri zamanında teslim edemediklerini ve bu nedenle sipariş aldıkları firmalara tazminat ödemek zorunda kaldıklarını, davalı şirketin zapta karşı tekeffül borcunun yerine getirilmemesinden dolayı zararlarının doğduğunu belirterek, toplam 45.000 TL tazminatın 28.03.2011 atrihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı ; davacı şirketin, kira sözleşmesine aykırı davdanarak makinelere sigorta yaptırmadığını, icra takibine konu dosyalar hakkında menfi tespit davaları açtıkları için istihkak davası açılmadığını, esasen kendilerinin mağdur olduğunu, makinelerin ... isimli önceki kiracının borcu nedeniyle hacz edildiğini, davacının ödediğini iddia ettiği reklamasyon bedellerinin nasıl belirlediğini açıklamadığını, davacı tarafça sunulan faturaların tek taraflı olarak her zaman sunulabilen faturalar...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, kira sözleşmesine dayalı zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu