"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet HÜKÜM : Düşme, beraat 1-Sanıklar hakkında 2004 yılına ilişkin sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ilişkin karara yönelik incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen ‘sahte fatura düzenleme’ suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA...
(yeni esas ...) esas sayılı dosyasında takip zamanaşımının vaki olmadığının tespitini talep etmekte ve talebini İİK'nun 33/a-2 maddesine dayandırmaktadır. "Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması." 6100 sayılı HMK'nun 114/1-h maddesinde dava şartı olarak öngörülmüştür. Ankara Batı ... İcra Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasında, Sincan.. İcra Müdürlüğünün ... E. (Eski ... E.) sayılı dosyası ile davalı alacaklı... tarafından davacı borçlu S.S....KYK aleyhinde yapılan icra takibinin "takibin zamanaşımına uğraması nedeniyle" iptaline dair verilen kararın 02/07/2012 tarihinde kesinleştiği nazara alındığında, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki; İİK'nun 33/a maddesinde, "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir....
hükümleri uyarınca; sanıklara yüklenen özel belgede sahtecilik suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği, kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 24.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Memurun resmi evrakta sahteciliği,(suç vasfındaki vaki değişiklik nedeniyle görevi kötüye kullanma) HÜKÜM : ......
yasanın 322. maddesinde verilen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 04.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
Giderek zamanaşımının başlangıç tarihi ise yine Borçlar Kanununun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanununun 132 ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. Ödeme emrinin 22.05.2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, dava tarihi itibariyle tahsil zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır. Davacının, takip konusu borçlardan dolayı prim borcunun doğduğu dönemde şirket ortağı olmadığı bu nedenle borçtan sorumlu tutulamayacağı iddiası da bulunduğundan limited şirket ortağı olarak sorumlu olduğu dönemin belirlenerek takibe konu prim alacağından sorumlu olup olmayacağının tartışılması gerekirken mahkemece tahsil zamanaşımının 5 yıl olduğu kabul edilmek suretiyle prim borcunun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Sahte belge düzenleme, tefecilik HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat Gerekçeli karar başlığında ''2007,2008,2009,2010'' olarak eksik gösterilen suç tarihlerinin, ''sahte belge düzenleme'' suçları yönünden en aleyhe kabulle "31.12.2007", "31.12.2008" ve "31.12.2009" olarak ve ''tefecilik'' suçu yönünden ise 2010 yılına ilişkin tek işlemin Mustafa Bahri Batı 'ya ait işlem olup, Mahkemece sanığın arkadaşı olması nedeniyle bu işlemin menfaat karşılığı olmadığının ve 2010 yılına ilişkin başkaca usulsüzlüğün olmadığının kabul edilmesi karşısında, son işlem tarihi olan ''Kasım 2009'' olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 2010 takvim yılında sahte belge düzenleme suçuna ilişkin 213 sayılı VUK’nin 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaanın verilip verilemeyeceği vergi dairesinden sorulup verilmeyeceğinin bildirilmesi halinde sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla beraat hükmü...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, 10.09.2006 keşide tarihli, 27.000,00-TL bedelli, keşidecisi davalıların murisi olan ... , lehtarı ... olan, ... tarafından ... ciro edilen bonodan kaynaklı olarak yürütülen, Alanya Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası nedeniyle açılan İİK'nın 33/a maddesine dayalı zamanaşımının vaki olmadığının tespitine ve terditli olarak da TTK'nun 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda dava konusu icra takibiyle ilgili İİK'nun 33/a-II maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği,kararın kesinleştiği ve davacının süresi içinde zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde dava açmadığı bu durumda iptal davasına konu edilecek bir alacak ve takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen ''nitelikli dolandırıcılık'' suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 3- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarına gelince; ''İnşaat İskan Ruhsatı'' alabilmek için inşaat sahibinin SSK'na prim borcu bulunmadığına dair belgelerin, bu işle görevli olmayan sanık tarafından düzenlenmesinden ibaret eylemin, suç tarihinde...