WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddelerinde düzenlenmiş olduğu ,bu takip türünde borca itirazın incelenmesi İİK m.169/a'da imzaya itiraz ise m.170'te düzenlenmiş olduğu ,davacının senet üzerindeki imzaya itirazı bulunmadığı , İİK m.169/a gereğince icra mahkemesinin, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul edeceği , borcun olmadığı itfa veya imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanmamış olduğu ,icra dosyasında borçluya tebligatın mernis adresine 03.07.2017 tarihinde yapılmış olduğu ,İİK m.168/5 borca itirazın beş günlük hak düşürücü süreye bağlamış olduğu ,borçlunun 5 günlük hak düşürücü süre içinde borca itirazda bulunmamış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

E. sayılı icra takibini başlattığını, davalı-borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine 03.01.2023 tarihinde İcra Müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesi ile borcunun bulunmadığından bahisle borca ve yetkiye itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu belirterek davalı-borçlu şirketin yetki ve borca yönelik itirazının iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalı-borçlu şirketten fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak ve %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın yetkili mahkeme olan ... mahkemeleri ve icra dairelerinde görülmesi gerekirken yetkisiz .......

    Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğine göre, mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmelidir. (HGK 20.03.2002 tarih, 13/241-208 sayılı kararı) Zira; itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde geçerli bir takibin yapılmış olması şartına bağlıdır. Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. İİK nın 50/2.maddesi gereğince yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılmalıdır. Davalı (borçlu), süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise; İcra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Davacı (alacaklı)nın açtığı itirazın iptali davasında; davalının icra dairesinin yetkisiz olduğuna ilişkin itirazları kabul edilmez. Ancak, davalı borçlu daha sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkı yine bulunmaktadır....

      Borçlu süresinde verdiği 11.11.2010 tarihli dilekçesinde yetki itirazı yanında “Borca itirazımız” şeklinde başlık açmak suretiyle takip konusu alacağa istinaden ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6024 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğinden takibin mükerrer olduğunu belirtip borç miktarına ve takibe itiraz ediyorum dedikten sonra sonuç kısmında da borca itirazlarının kabulünü ve takibin iptalini istemiştir. Mahkemenin kabulünün aksine icra takiplerinin mükerrerliği (derdestliği) itirazı bir usul itirazı değil borca itirazdır. Buna göre itiraz dilekçesinde mükerrerlik itirazında bulunan borçlunun borcun tamamına itiraz etmiş olduğunun kabulü gerekeceği gibi açıkça takibin iptalinin istenmiş olmasıda bu değerlendirmeyi doğrulamaktadır....

        Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiş, ilgili düzenleme İcra dairelerinin yetkisine itirazda da kıyasen uygulanır. Bu durumda yetkili icra dairesini bildirmeden, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu belirtilerek, yapılan itiraz nazara alınmaz. Somut olayda, davalı borçlu ... İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2012/8384 E. sayılı dosyasından yapılan takipte, borca itirazlarını bildirdikten sonra “bununla birlikte icra takibi yetkisiz icra dairesinde açılmıştır” demek suretiyle yetkiye de itiraz etmiş ise de yetki itirazı, yetkili icra dairesinin belirtilmemesi nedeniyle usulüne uygun değildir. Mahkemece usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından davalı borçlunun, borcun esasına ilişkin itirazları incelenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile icra dairesinin yetkisiz olduğundan bahisle, itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

          ye devrinden sonra takibin 22.06.2015 tarihinde yenilendiği, ödeme emrinin 29.06.2015 tarihinde ilk kez borçluya tebliğ edilmesi üzerine yasal süresi içersinde davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davalının kredi kartından dolayı borcunun son hesap kesim tarihinin 07.04.2005 ve son ödeme tarihinin 18.04.2005 tarihi olup, borca ilişkin olarak yapılan ilk takipte borçlu davalıya ödeme emri tebliğ edilmediğinden zamanaşımı süresi kesilmediği, davalının cevap dilekçesiyle süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, ödeme emrinin kendisine tebliğ tarihi olan 29.06.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı temlik alan vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Takibin kesinleşmesinden önceki zaman aşımı itirazı İİK'nın 168/3. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, takip dosyasında davacı borçlu adına çıkarılan tebligatın iade edildiği, alacaklının takibi sürdürme iradesi bulunduğundan, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacıya ödeme emri tebliğ edilmediğinden, davacının, takibin kesinleşmesinden önceki zaman aşımı itirazı, niteliği itibariyle İİK'nın 169/a-1 maddesi kapsamında "borca itiraz" mahiyetindedir. 6098 Sayılı TBK'nın 154. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve 6102 Sayılı TTK'nın 778/1- h. maddesi gereğince bono hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 750. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler "dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi" şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır....

            Yetkisizlik itirazı ilk itirazlardan olup, mahkemece re’sen dikkate alınamaz. Somut olayda; dava dilekçesi, davalı tarafa tebliğinden sonra, davalı süresinde yetki itirazında bulunmamıştır. Uyuşmazlık itirazın iptali olup, icra dosyasında da davalı tarafça sadece borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça süresinde ve usulüne uygun yetkisizlik itirazı ileri sürülmediği ve icra dosyasına ibraz edilen borca itiraz dilekçesi de dikkate alınmadan, davanın esasını incelemek yerine yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Yetki itirazı, esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi incelenir. Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi halinde, yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip, yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan işlemler geçersiz olur. Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile, takibin şekline göre yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını ve şikayetlerini sunabilir. Bir başka deyişle, yetkili icra dairesince, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yapılacak itiraz ve şikayetler, o icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenerek değerlendirilir....

              nun 125. maddesi) düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbi olup; sözkonusu senetteki alacak ile ilgili olarak on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır. Öte yandan borçlular icra dairesine yaptıkları itirazlarında zamanaşımı itirazında ya da İİK'nun 63. maddesi uyarınca duruşmada zamanaşımı def'inde bulunmadıkları halde, zamanaşımı itirazı mahkemece re'sen nazara alınacak itirazlardan olmayıp, bu hususun re'sen incelenmesi de doğru görülmemiştir. Takibe dayanak yapılan senet üzerindeki imzaya, borçlular tarafından ayrıca ve açıkça itiraz edilmediğinden bu belge, İİK'nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya genel haciz yolu ile takip yapma imkanı tanıyan mücerret borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olup, buna karşılık borçlular, borcun aslına yönelik itirazlarını aynı nitelikte belgelerle kanıtlayamamıştır. O halde mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin kabulü yerine istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                UYAP Entegrasyonu