Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir diğer anlatımla, borçlunun, İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Takibe konu senedin düzenlenme tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK'nun 776/f maddesinde; bonoda düzenlenme yerinin yazılı olması gerektiği, aynı Kanun'un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takip dayanağı bonoda düzenlenme yeri gösterilmediği gibi, düzenleyenin adı ve soyadı yanındaki adreste de idari birim yazılı değildir....

    , senette belirtilen borçluya ait adres ile icra takibi ödeme emrinde bulunan adresin de aynı olmadığını, açıklanan nedenlerle yetkiye, borca, imzaya itiraz ettiğini, takibin durdurulmasına, kambiyo senedine dayanmayan ödeme emrinin ve takibin iptaline, haksız takip nedeniyle alacaklı aleyhine %20 tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olarak imzaya ve borca itiraz ettiğini, takibe dayanak yapılan kambiyo senedini müvekkilinin huzurunda imzaladığını, senedin davacı borçlunun el yazası ile yazılmış olup TC kimlik numarasının yanlış yazılmasının bile davacı borçlunun kötü niyetli olduğunu ortaya koymakta olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız, hukuka aykırı ve mesnetsiz davanın reddine, herhangi bir zararlarının söz konusu olması halinde ve de davanın kötü niyetli ikame edilmiş olması nedeniyle davacı/borçlu aleyhine %20 'den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının takip konusu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş ise de bu hususun gerçek dışı olduğunu, davacının imzanın kendisine ait olduğunu bilmesine karşın zaman kazanıp üstündeki malları kaçırmak için haksız olarak senetteki imzaya itiraz ettiğini, ayrıca dava süresince icra takip dosyasının durdurulması taleplerinin uslu ve yasaya aykırı olduğunu, yerinde olmadığını, borca ve imzaya itirazların reddine karar verilerek davacı tarafın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

    Temyiz Sebepleri Borçlu temyiz başvurusunda; İstinaf Mahkemesi kararının yerinde olmadığı; mahkemece rapora itiraz üzerine Adli Tıp Kurumundan veya yetkili diğer kurumlardan rapor alınması gerektiğini ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık kambiyo senetlerine mahsus takip yolunda borca ve imzaya itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İcra İflas Kanunu'nun 169. ve 170. maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

      İCRA HUKUK TARİHİ : 16/01/2020 NUMARASI : 2018/1106 ESAS - 2020/50 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ Şikayeti - İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan takipte ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatın borçlunun bilinen son adresine yapılması gerektiğini, bilinen son adrese gönderilen davetiyenin usulüne uygun şekilde bila tebliğ iadesi üzerine, ancak TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılabileceğini, senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle senetlerdeki borçlardan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek imzaya, borca ve...

      na ait olup olmadığının tespiti yönünde, imza incelemesi yapılmak suretiyle, yine borca ve fer'ilerine yönelik itirazlarının ise İİK'nun 169/a maddesine göre esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak borçluların yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının reddine, takip durdurulduğu gerekçesi ile İ.İ.K. 169/A-6 maddesi uyarınca asıl alacağın %20 sinden aşağı olmayan 760.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. İİK'nun 170/b maddesi delaletiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 67/3. maddesinde; "İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötüniyetin sübutuna bağlıdır" hükmü yer almaktadır....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2021 NUMARASI : 2020/232 ESAS 2021/313 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacılar ve davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin taraflarına henüz tebliğ edilmediğini, söz konusu icra takibine konu senetler üzerindeki imzaların müvekkili Halime Arslan'ın el ürünü olmadığı gibi diğer müvekkilleri T1 şirket yetkililerine de ait olmadığını, her iki müvekkilleri adına imzaya ve borca itiraz ettiklerini belirterek imzaya itirazlarının ve davalarının kabulüne, müvekkillerinin mal varlığı üzerine konulmuş...

        İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı tarafından başlatılan takipte ödeme emrinin davacıya 10.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun 17.01.2020 tarihinde borca, imzaya ve yetkiye itiraz ederek eldeki davayı açtığı, mahkemece beş günlük sürenin geçmesi sebebiyle şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, karara karşı davacının istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca, imzaya ve yetkiyi itirazlar İİK'nın 169. ve 170. maddelerindeki atıf ve 168/1- 4,5 bentleri gereğince beş gün içinde yapılmak zorundadır. Bu süre ödeme emrinin tebliği ile başlar....

        Öte yandan borçlu şirket, yapılan takibe karşı imzaya itiraz edip müşterek çift imza ile temsil edildiğinin ve senetlerdeki imzaların şirket temsilcilerinden ...’ya ait olduğunun anlaşılması karşısında itirazının İİK 169/a-5 maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiği, kabulü göre de, itirazın kabulü halinde İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          B.İstinaf Sebepleri Davalı alacaklı istinaf dilekçesinde; mahkemece açılan davada menfi tespit davası gibi geniş anlamda yargılamaya devam edilmesinin usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiği, davacı tarafın imzaya itiraz talebinden vazgeçtiği, açılan davanın esasının ise imzaya itiraz olduğu, dolayısı ile mahkemenin davanın reddine karar vermesi gerekirken icra tetkik mercilerinin dar anlamda yargılama yetkisine sahip olduğu gözetilmeden geniş anlamda yargılamaya devam edilmesi ve hüküm tesis edilmiş olmasının hatalı olduğu, imzaya itiraz iddiasının davalı taraf olarak muvafakatları olmamasına rağmen değiştirilip genişlettiği fakat mahkemece bu husus dikkate alınmadığı, ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu yönündeki kararın kabul edilebilir olmadığı ve sair aynı iddiaları ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu