DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde borca itiraz ve takibin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, borca itiraz ile birlikte senedin taşınmaz satışı nedeniyle boş verildiğini, alacaklının müteahhit olduğunu, senedin anılan anlaşmaya aykırı düzenlendiği gerekçesi ile takibin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır....
Burada borçlunun dilekçesinden genel olarak “borca itiraz iradesi” çıktığından, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Davalı borçlu T3 vekili 26/01/2019 tarihide Uyaptan gönderdiği dilekçeyle borca, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Davalı şirkete ödeme emrinin ödeme emri 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında borçlu şirket vekilinin itiraz dilekçesi süresindedir. İlk derece mahkemesince davacının takibin durdurulmasına ilişkin işlemin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/18489- 25475 E.K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere, HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....
Dava kambiyo senetlerine özgü takipte icra dairesinin yetkisine ve borca itiraza ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraza itiraz edildiği, imzaya itirazın ileri sürülmediği, HMK'nun 357/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi'nce re'sen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına, icra mahkemelerinin dar yetkili olmasına, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu çekin muhatap bankaya sunulması ve karşılıksız kalması sebebi ile borcun aranacak borçtan götürülecek borca dönüştüğünü, TBK 89 maddesi uyarınca alacaklının ikamet yeri mahkemesi ve icra dairelerinin yetkili olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 14/04/2023 gün, 2023/107 Esas- 2023/265 Karar sayılı ilamı ile, "Somut olayda yapılan incelemede davacı borçlunun yerleşim yeri adresinin Tarsus olduğu, muha yetki itirazının yerinde olduğu anlaşıldığı" gerekçesi ile, "Yetkiye itirazın KABULÜ ile; 1- İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisizliğine, yetkili icra dairelerinin Tarsus İcra Daireleri olduğuna, 2- Karar kesinleştiğinde, süresi içerisinde müracaat edilip gerekli masrafı karşılandığında icra takip dosyasının yetkili TARSUS NÖBETÇİ İCRA DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE," karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacının resmi kurum ve kuruluşlarda bulanan ıslak imzalı evrakların dosya içerisine alındığı ve eli ürünü olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bilirkişi raporunda, T1 isimli şahsın eli mahsulü oldukları yönünde kanaate varıldığı, buna göre söz konusu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, bu nedenle imzanın borçlu davacıya ait olduğu, hükme dayanak alınan raporla sabit olduğu gerekçesiyle davacının imzaya itiraz davasının reddine; borca itiraz yönünden yapılan değerlendirmede, yazılı kanun maddeleri, dosya içeriği, tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde borçlunun İİK 169. madde kapsamında borca itiraz ettiği ve yine aynı madde kapsamında "resmi veya imzası ikrar edilmiş bir" belge sunmak zorunda olduğu, somut olayda ise borçlunun İİK 169/a-2 maddesinde belirtilen nitelikte belge sunamadığı, sunulan belgelerin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği, bunun dışında mahkemenin...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı/borçlu tarafından imzalanan sözleşme gereğince; davalının kullanmış olduğu kredi kartı borcunun ödenmediği için takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, davalının haksız, kötüniyetli olduğunu, alacağın likit olduğunu, davalının borcu ödemekten kaçınmak adına borca itiraz ettiğini, davalının ödenmeyen ve vadesi gelmiş kredi kartı borcu bulunduğunu iddia, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, borca haksız ve kötüniyetli itiraz edildiğinden borçlunun icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; bankaya dilekçe ile müracaat ederek böyle bir borcunun olup olmadığını hatırlamadığını, borcunun olup olmadığını bilmediğinden borcu kabul veya inkar etmediğini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurarak tebligata ve borca itirazlarını ileri sürmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tebligat usulsüz kabul edilmiş ve borçlunun süresinde icra takibine itiraz ettiği kabul belirtilerek icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. İİK'nun 62 ve devamı maddelerinde belirtildiği üzere, genel haciz yoluyla takipte her türlü itirazın icra müdürlüğüne yasal 7 günlük süre içerisinde yapılması gerekir....
Taşınmazlardaki ayıplı ve eksik işler yönünden, açık ve gizli ayıplı olanların ayrı ayrı belirlenmesi ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığının tesbiti ve eksik yapılan işler için ihbar gerekmediği gözetilerek konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca uygun karar verilmesi gerekirken bu yönünde gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine 2.ve 3.bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 3.876,60 TL harcın istek halinde iadesine, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Öte yandan dar yetkili icra mahkemelerinde, kambiyo senetlerine dair borca itiraz davasında, borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabilir, tanık beyanları ile ispat düşünülemez. Borçlunun takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de iddiasını İİK 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamadığından mahkemece istemin reddi yönünde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak, İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir....