İCRA DAİRESİNİN YETKİSİNE İTİRAZİCRA TAKİBİNE YAPILAN İTİRAZYETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 67 ] 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 26 ] "İçtihat Metni" Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi M...... T.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
ve 66. maddeleri gereğince borçlu yönünden durdurulmasına (Borca kısmen itiraz edilmiş ise itiraz edilen bölümle sınırlı olmak üzere ), itiraz süresinde değilse takibin kaldığı yerden tekrar karar alınmaksızın devamına" ve 30/12/2021 tarihinde ise "borca itiraz olduğundan takibin durdurulmasına ve sehven koyulan hacizlerin kaldırılmasına" şeklinde karar verildiği, CMR 32/1.1. cümlesi hükmüne göre yapılan taşımalardan doğacak davaların 1 yıl içerisinde açılması gerektiğinin ve CMR 32/1 maddesinin a, b, c bentlerinde bu sürenin hangi tarihten itibaren başlayacağının düzenlendiği, somut uyuşmazlıkta emtianın alıcısına hasarlı olarak teslim edilmiş olduğu dikkate alındığında CMR 32/1 maddesinin "a" bendine göre zamanaşımı süresinin teslim tarihinden itibaren başlayacağının kabul edilmesi gerektiği, davalı taşıyana yazılı bir istemde bulunulmadığı anlaşıldığından CMR Konvansiyonunun 32/2. maddesi 1. cümlesi uyarınca, zamanaşımı süresinin ertelenmesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle anılan...
İLAMSIZ TAKİPYETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 50 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 9 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 22 ] 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 689 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HUMK. 9.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yerinin " keşide yeri " olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/11/2019 NUMARASI : 2019/698 ESAS 2019/1036 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)| İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhide İstanbul 20. İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığını, müvekkilinin alacaklı görünen kuruma herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek borca itiraz etmiş, ödeme emrinde icra müdürlüğünün mührü ve ıslak imzasının eksik olması nedeniyle ödeme emrine itiraz etmiş, taraflar arasında yetkili icra müdürlüğü belirtilmediğinden ve müvekkilinin ikametgahının Ankara olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1077- 1482 E.K.sayılı 07/01/2020 kesinleşme tarihli ilamı ile kayıtsız ve şartsız reddedildiği, Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddia, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borca itiraz olarak nitelendirilir. Takibin kesinleşmesinden önce mirasın reddi gerçekleştiğinden davacının borca itirazının kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olduğundan, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olması sebebi ile Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi yerindedir....
Asliye Ticaret Mahkemesi ise, "... davacı vekili dava dilekçesinde, daha önce taraflar arasında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemi nezdinde görülen yargılama sonucunda vekil edeni aleyhine hüküm altına alınan 545,00-TL vekalet ücretine ilişkin kararın, yapılan itiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararı ile kaldırıldığını ve vekil edeninin 10,00-TL vekalet ücreti ile sorumluluğu yoluna gidildiğini, bu durumda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem kararı uyarınca itirazi kayıtla davalı tarafa ödenen 545,00-TL vekalet ücretinin 535,00-TL'lik kısmının sebepsiz kaldığını ileri sürerek bu miktarın davalıdan istirdatını talep ve dava etmiştir. Bu durumda görülmekte olan dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat isteğine ilişkin olmayıp, temel ilişkiden bağımsız sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat isteğine ilişkin olup, olayda sözleşmeden kaynaklanan ve ticari işletmeyi ilgilendiren bir durum yoktur....
Davalı tarafından 14.04.2014 tarihinde yasal süre içerisinde borca itiraz edilmesi üzerine davacı tarafından 24.07.2014 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine başvurularak itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı isteminde bulunulmuştur. Davalı tarafından 15.04.2014 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edilmiş ve icra müdürlüğünün 29.04.2014 tarihli kararı ile davalı borçlunun borca itirazı nedeniyle verilen 18.04.2014 tarihli durma kararının kaldırılarak takibin yetkiye itiraz yönünden durdurulmasına karar verilmiş ise de, icra müdürlüğünün kendiliğinden durma kararını kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece her ne kadar İcra Müdürü tarafından takibin borca itiraz nedeniyle durmasına ilişkin herhangi bir karar verilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, esasen İİK'nun 66. maddesi gereğince müddeti içinde yapılan itiraz takibi kendiliğinden durdurur....
İcra Dairesi 2020/2604 Esas numaralı dosya ile ilamsız takip yaptıklarını, 29/06/2020 tarihinde ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 60. maddesinde ve borçluya gönderilen ödeme emrinde de belirtildiği üzere ilgili ödeme emrine bir itirazı varsa 7 günlük bir itiraz süresi tanındığını, borçluya karşı ilgili itiraz sürelerinin bildirildiğini, yine ilgili itiraz süreleri içinde bir başvurusu olmadığını, ödeme emrinin 29/06/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz süresinin 06/07/2020 tarihinde dolduğunu, icra dosyasının kesinleştiğini, 03/07/2020 tarihinde havale edilen, kimin tarafından verildiği belli olmayan, kimlik tespiti yapılmamış ve imzasız olarak verilmiş bir borca itiraz talebi evrakının, gerekli özen gösterilip kimin tarafından verildiği tespit edilmeden ve imzası alınmadan dosyaya kaydedildiğini, 06/07/2020 tarihinde ilgili icra dosyasında kimin tarafından verildiği belli olan, imzalı ve kimlik tespiti yapılmış bir borca itiraz dilekçesi olmaması...
GEREKÇE: Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca ve faize itiraz niteliğindedir. Mut İcra Dairesi'nin 2018/1154 E. Sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı T2 vekilince borçlu T1 aleyhine keşidecisi T1, lehtarı T2 olan 05.10.2015 tanzim, 30.12.2016 vade tarihli, 45.000. TL bedelli bir adet unsurları tam olan bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde örnek 10 ödeme emrinin davacı borçluya 13.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 27.08.2018 tarihinde icra mahkemesine borca ve faize itiraz edildiği görülmüştür. İİK.nın 168. maddesinin 4. ve 5. bentlerine göre kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesinde imzaya ve borca itiraz edebilir. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir....
İcra Müdürlüğü’ne hitaben 22.06.2011 tarihli itiraz dilekçesiyle borca itiraz konusu olarak “borca ve fer’ilerine yönelik itirazlarının sunulmasıdır”dedikten sonra dilekçenin içeriğinde “dolayısıyla tarafıma tebliğ edilen ödeme emrine, ödeme emrinde belirtilen borca ve fer’ilerine itiraz ediyoruz” demekle borcun tamamına itiraz edildiği gözetilerek işin esası incelenip bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....